Selâm ben geldim:)
Yeni bölüme geçmeden önce sizlere haberlerim var, birincisi sevgili yazar arkadaşım, hemşehrim HAZALLYAZARR'la güzel bir röportaj yaptım onun haberini vermek istemiyorum. Sayfasında bana yer verdiği ve beni buna layık gördüğü için öncelikle teşekkürü borç bilirim. Beni merak edenleriniz bu kadında kim diyenler varsa azıcık kendimden bahsettim. Teknoloji özürlü olan ben umarım doğru link'i atarım 🙈🙈🙈 ikinci haberim için kitabın sonun beklemeniz lazım 😈😈 çok mu fenayım ne? Kitabı okutmak için haberi birisini sona attım 😁😁
👇👇👇👇👇 röportaj linki
https://www.instagram.com/p/CHsTumapEha/?igshid=7e46fzfvjvxkKadın koluma girdi ve karnıma dayadığı silahı, bu defa boşluğuma dayadı. Çıkış kapısına yürümek yerine beni yangın merdivenin olduğu tarafa yönlendirdi. Tüm bedenim korku ile titrerken kadının beni yönlendirmesine izin verdim. Aşağıya inip dışarıya çıktığımızda dışarıdaki soğuk hava içimin ürpermesine neden oldu. Beni bir ara sokağa kameraların olmadığı kör bir noktaya yönlendirmeye kalkınca korkum kat ve kat arttı. Tam ara sokağa döneceğimiz zaman ayağım takılmış gibi yapıp öne doğru sendeledim benimle birlikte yanımdaki kadında sendeleyince tutuşundan kurtuldum ve arkamı dönüp kaçmaya çalıştım. Arkamı döndüğümde karşımda duran izbandut kılıklı iki adamı görünce yutkunup geriye doğru adım attım.
Kadın, "ne duruyorsunuz yakalayın şunu" diye adamlara bağırdı. Adamlardan biri beni tutmak için üzerime atılınca geriye doğru çekildim ve çöp konteynerine çarptım adam kolumu yakalayıp beni çekiştirirken, bırak beni diye avazım çıktığı kadar bağırdım.
Kadın beni tutan adama, ne bekliyorsun çabuk olsana, deyince adam belimden tutup beni yukarı kaldırdı ve siyah camlı minibüse doğru götürmeye başladı. Çığlık attım ve bırak beni diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Bir umut belki birileri sesimi duyar da yardım eder diye. İmdat, diye tekrar bağırırken burnuma kapanan bez ile nefesimi tuttum. Eterli bezden kurtulmak için uğraştıkça daha fazla enerji harcadığım için nefesim yetmemeye başladı. En son hatırladığım şey minibüse bindirildiğim ve kapı kapanırken Uğur'un bize doğru koştuğu...
Gözlerimi açtığımda kendimi son derece büyük bir yatakta bulmayı beklemiyordum açıkçası. Yatakta oturur pozisyona geldim ve etrafa şaşkınlıkla baktım. Yüksek çok yüksek metal tavanı olan oda büyük ihtimalle terkedilmiş bir fabrika, ya da depodan bozmaydı. Yatağın tam karşına konulan küvet dışında, odadaki herşey siyahtı. Yatağın yanındaki berjerin üstünde gördüğüm kitapla yerimden kalktım. Aşk ve gurur kitabını elime aldım. Aralık olan sayfayı açtığımda içinde yine siyah bir gül vardı.
"...Acaba şiirin aşkı körelttiğini ilk kim keşfetti, merak ediyorum..!"
"Ben de şiirin aşkın gıdası olduğunu düşünürdüm," dedi Darcy. "Bahsettiğimiz, ayakları yere basan, sağlam, güçlü bir aşksa, evet. Zaten güçlü bir aşkı her şey besler... Ama söz konusu geçici, basit bir sevdaysa, eminim tek bir güzel şiir onu yok etmeye yeter..." Ben sayfaya bakarken, arkamdan baktığım sayfayı anlatan o tanıdık sesle irkildim..."Kaç defa okudunuz bu kitabı Zeynep?" Yutkundum ve sesimin titrememesi için dua ettim. "Hatırlamıyorum, "yan tarafımda bir hareketlenme olanca tüm tüylerim diken diken oldu. Kaçmak, bağırıp, çağırmak isterken ben soğukkanlı olmak için elimden geleni yaptım. Bir santim uzağımda duran adamım sıcak nefesini boynumda hissetmek nefes almamı zorlaştırıyordu, başıma gelecekler film şeridi gibi gözümün önünden geçmeye başlayınca titrek bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raslantı'nın Böylesi (Tamamlandı)
Romance"Bağırmasana be kadın kulağımın zarını patlattın!" Deyince kan beynime sıçradı! Sinirle gözlerimi açtım ve beni tutan kollara baktım "Sen de önüne bakarak yürüsene be adam! Senin yüzünden ikinci defa yeri boyluyordum" dedim. Ama onunla gözlerimiz bu...