Açıkçası Vedat Bey'in evine hoş geldin Gülüm demesini beklemediğimiz için şaşkındık. Gülsüm şaşkınlıkla Vedat Bey, deyince, Cüneyt ilk şoku atlattı ve Gülsüm'ü kolundan tutup yanına arkasına doğru çekti.
"Sen de kimsin lan" diyen Cüneyt'i ilk defa bu kadar öfkeli görüyordum, onun öfkeli hâlleri benim Uğur'a iyice sokulmama neden oldu. Elini belime dolayan Uğur, "korkma ben yanındayım, Cüneyt senin incinmene dayanamaz" diye telkinde bulundu ama ben titremeye başlamıştım bir kere.
"Merhaba ben Vedat Değirmenci, Gülsüm'ün çalıştığı Değirmen'in sahibiyim"
"O değirmende seni un diye elerdim de, sen yengeme dua et," diyen Cüneyt benim titreyen bedenime endişeyle baktı.
💞
Cüneyt'in tutuşundan kurtula Gülsüm Vedat'la göz göze geldi. Gülsüm'le Vedat birbirlerine gözlerini kırpmadan bakıyor sanki birisi konuşsa aralarındaki büyü bozulacak diye korkuyorlardı. Gülsüm'ün aklı beyni o kadar karışmıştı ki ne yapması gerektiği hakkında en ufak bir fikri yoktu, aslında Vedat'ın sürekli İtalya'ya kendisini ziyarete gelmesinden birşeyler anlaması lazımdı ama o sıralar aklı sürekli onu arayan Cüneyt ile o kadar meşguldü ki, anlayamamış, daha doğrusu kalbine gömdüğü adamı gömdüğü yerden çıkmasından ve olmayacak bir hayalin peşinden koşmaktan korkmuştu yine...
Kesinlikle düşünmeye mantıklı bir karar vermeye ihtiyacı vardı onun içinde yapması gereken şeyi çok iyi biliyordu Gülsüm. Her zaman düşünmek için gittiği yere gitmeli ve benim mantıklı yanım dediği Zeynep'i de yanına almalıydı. Uğur'un yanında korkudan titreyen kadının elinden tuttuğu gibi, "sonra görüşürüz bizim gitmemiz lazım," diye çekiştirdi. Her zamanki gibi nereye gidiyor, ne yapıyoruz bile demeden onunla birlikte gelen Zeynep'e minnettardı. Zeynep ona hiçbir şey sormadan arabaya bindi ve gideceği yeri bildiği için arabayı çalıştırıp yola çıktı...
Onlar sessizlik içinde yollarına devam ederken arkalarında iki şaşkın adamla bir de sinirden deliye dönmüş Cüneyt'i bıraktıklarından bir haberdi tâbi. Cüneyt Vedat'ın yakasından tuttuğu gibi, "seni şimdi o değirmende elemek farz oldu Değirmenci," dedi en tehlikeli sesi ile.
"Elinden geleni ardına koyma Sancaktar! Tâbi gücün yeterse" diyen Vedat'da en az Cüneyt kadar gözü karaydı. Onun sözlerini işiten Cüneyt'le Uğur birbirlerine kısa bir bakış attı. "Sen, beni nereden tanıyorsun," diye soran Cüneyt'in sesi buz gibi çıkmıştı.
"Turan ile İstanbul'daki restoranımda seni birkaç defa gördüm, abin yakın arkadaşımdır." Cüneyt küfürler savurdu boş sokakta. Uğur boş sokağa bakarken ilk defa Ankara'nın soğuk havasına minnettardı, eğer hava bu kadar soğuk olmasaydı biliyordu ki etraflarında bir sürü izleyicileri olacaktı. "Gülsüm'le aranda ne var," diye sordu biraz sakinleştikten sonra Cüneyt.
"Şimdilik birşey yok ama olması için elimden geleni yapıyorum"
Cüneyt alaycı bir tavırla "yapıyorsun demek ha, ne yaptın ki şimdiye kadar?" Diye sordu yine aynı alaycı ifadeyle.
Vedat gülümsediğinde beyaz dişleri ortaya çıktı, Cüneyt ise ona yumruk atmamak için elinden geleni yapıyor, eğitimde ona öğretilen sakinleşmesine yarayacak metodları hatırlamaya çalışıyordu.
"O şerefsiz Hakan'dan uzaklaştırmak için onu İtalya'da asla hayır diyemeyeceği iş buldum. Onu bir şekilde ikna edip yolladım. O asalak dan uzaklaşırsa daha mantıklı düşünsün diye onu yurtdışına gönderdim. Yurtdışına sadece ondan kurtarmak yollamadım tâbi, Gülsüm çok yetenekli ama bu yeteneğinin farkında bile değil. Çünkü o asalak Hakan, onun tüm özgüvenini mahvetmiş, ben de kendine olan özgüvenini tekrar kazanması için elimden geleni yaptım ve yapacağım. Ayrıca o adi şerefsizi hatırlamasın üzülmesin diye ona orada kurslar ayarladım, kafası birşeyler meşgul olursa üzülmesin diye. Tâbi her ay onu görebilmek için bir bahane bulup İtalya'ya gittiğimi de bilmek istersin belki. Artık ülkeye döndü, benim de kendimi gösterme zamanım geldi diye düşünüyorum, haksız mıyım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raslantı'nın Böylesi (Tamamlandı)
Romance"Bağırmasana be kadın kulağımın zarını patlattın!" Deyince kan beynime sıçradı! Sinirle gözlerimi açtım ve beni tutan kollara baktım "Sen de önüne bakarak yürüsene be adam! Senin yüzünden ikinci defa yeri boyluyordum" dedim. Ama onunla gözlerimiz bu...