16. Bölüm

11.8K 609 27
                                    

Medya:elena/

Bu oydu. Bu çocuğu okulda görmüştüm. İsmimi söylemişti. Tabi ya, ismimi bilmesinin sebebi okulda tanınmış olmam değildi. Onun bir kurt olmasıydı. Yanına gittim. Çok terlemişti. Onu tanımıyordum bu yüzden acı çekmesine engel olmaktan çok çekiniyordum. Beni gördü. Tam birşey söylicekken acı buna engel oldu ve çığlık attı. "Beni bundan kurtar" diye yalvarmaya başladı. Tamam kötü biri olabilirdim ama birini böyle görmek canımı sıkıyordu. Yanına gidip ona sarıldım. Hissettim. Acı çekmediğini hissettim. Hala kıvranıyordu. On dakika felan uğraştıktan sonra işe yaramadığını fark ettim. Niye böyle olmuştuki. Onun acı çektiğini görmek beni çok üzüyordu. Tanımasam bile vicdanım sızlıyordu. Yine denemeye çalıştım ama olmadı. Sinirlendiriyordu bu beni elimle ağaca birtane geçirdim. Biraz daha sert vursam ağaç düşüyordu. O sırada elimin kanadığını fark ettim. Bir vampir yaralanıyormuydu yani. Boşverip tekrar çocuğa döndüm bana korkutucu sarı gözlerle bakıyordu. Henüz kurt olmamıştı. Stefan benimki bir saat felan sürüyor demişti. Bununkide öyleyse daha vakti vardı. Yanına oturdum ve elimle terini sildim. Elimin kanadığını unutmuştum ve yüzünün heryeri kan oldu. Bir anda ayağa dudağının kenarınada gelen kanı yalayıp ayağa kalktı. Bende ardından kalktım. Tabi biraz şaşkındım. Canının acıması lazımdı. Bana sarılıp "teşekür ederim. Kanın sayesinde artık acımıyor" dedi. Harika birde kanım lanet kaldırır oldu. Gözlerimi yara elime götürdüğümde yaranın çoktan kapanmış olduğunu fark ettim. İşte bu sevindirici haberdi. Yani yaralarım iyileşebiliyordu. Ben bunları düşünürken çocuğun boş gözlerle bana baktığını gördüm. Söze girdim.

-sen kimsin ve neden burdasın bay köpek

+benim bir adım var.jack diyebilirsin bana. Buraya geldim çünkü sen burdasın.

-Ne demek ben burdayım. Ha pardon. Eminim öldürmek için gelmişsindir ama bunun için sıra var tek sen değilsin.

+Seni öldürmeyi felan amaçlamıyorum. Ününü duydum ve gelmek istedim. Laneti gerçekten kaldırabileceğine inanmıyordum ama sen harika birseysin

-iltifatlarını kendine sakla. Ve lanet kaldırma işine gelince sadece bu dolunayda acı çekmiceksin. Diğerlerinde yine acı çekmeye devam ediceksin.

+Bak bu kötü oldu. Demekki diğer dolunaydada benimle olman gerekiyor.

-Güldürme beni. Rüyanda anca yanında olurum.

+sen benim yanımda değil ben senin yanında ol... Derken kurta dönüşüverdi. Çok çabuk dönüşmüştü.   Bende işimin bittiğini varsayıp Stefanların olduğu tarafa yöneldim. Önüme geçti ve bana hırladı. Kurt bile olsa haddini bilmeli diye düşünerek alıp ağaca fırlattım. Sinirlenmiş gözüküyordu ama saldırmadı. Ters yöne doğru gitmeye başladı. Bende hemen Stefanların yanına koştum. Daha dönüşmediklerini fark ettim. "Ne oldu kimmiş" diye söze girdi. Bende umursamaz bir tavırla "yeni bir kurdumuz çıktı ama merak etmeyin zararsız bence" dedim. Stefan hiç şaşırmamış gibiydi. Onu şaşkın görmeye alışıktım bu biraz garip geldi.  Merak ettiğim birşey vardı. Stefan ve kardeşi niye geç dönüşüyorlardı. Sorduğumda ise bilmediklerini söylediler. Yaklaşık beş dakika sonra  onlarda dönüştüler ve beraber koşmaya başladılar. Kendimi satılmış gibi hissediyordum. İki kardeş birbirlerini buldular tabi.  Bende orda öylece kalmaktansa eve döndüm. Fark ettimki benim anahtarım yok. Açık olan pencere aradım ve bir tane buldum. Direk ordan eve girdim. Salona geçip televizyonu açtım. Vampirlik gerçekten çok sıkıcıydı. Kaç dakika televizyon kanallarını gezdim bilmiyorum ama sonunda dayanamayıp kapattım. Evden tam çıkıcakken ayakkabılıkta Stefan'ın arabasının anahtarını gördüm. Galiba şanslı günümdeydim. Anahtarı kaptığım gibi dışarı çıktım. Arabaya bindim ve vazgeçilmezim olan müziği açtım. Keyifli keyifli gezinirken önümde çevirme gördüm. Ehliyetim yoktu ve büyük ihtimal arabanın ruhsatıda yoktu. En iyisi görmemiş gibi hızlıca yoluma devam etmekti. Öylede yaptım ama peşime bir polis arabası takmama sebep olmuştu. Baya bir kovalamaca oynadıktan sonra kimsenin olmadığı ormanlık bir yolda arabayı durdurdum. Arkamdan onlarda durdu ve "çabuk arabadan in" diye komut verdiler. Polis bile olsa bana emir vermesi saçma geldi. Arabadan indiğim gibi bana doğrultulmuş bir çift silah gördüm. Dişlerimi çıkartarak güldüm. Sanırım o sırada gözlerim kırmızı olmuştu. En azında öyle hissediyordum. Silahları indirmeyerek geri çekilmeye başladılar. Tam ateş edecekleri sırada birden ellerinden silahlar düştü ve hızla koşarak birinin gırtlağına yapıştım. Kan içmek zorunda değildim ama onları öldürmem gerekiyordu. Diğerinide aynı şekilde öldürüp cesetlerini ormana bıraktım. Resmen seri katil olmuştum ve bunu umursamıyordum. Arabaya tekrar bindim ve babamın yanına doğru yol aldım. Geldiğimde ise zile basmamla kapının açılması bir oldu. Julia beni beklemiyor gibiydi. Şaşırtmak benim işim. Direk içeri daldım. Arkamdan "hoş geldin" dedi. Cevap vermeye niyetim yoktu. Gözüm babamı arıyordu. Gözüm görmesede odasından sesler duydum. Direk koştum ve babamı çırılçıplak gördüm. Uzun zamandır ilk defa utanıyordum. Hemen yüzümü kapatıp "özür dilerim" dedim. Çıplak olmasının tek bir nedeni olabilirdi. Julia şeytanıyla yatmıştı galiba. Babam "sorun değil gözünü açabilirsin giyindim" diyince ellerimi yüzümden çekip babama sarıldım. Niye sarıldığım hakkında hiçbir fikrim yoktu ama o an yapabileceğim tek şey gibi gelmişti. Yanağına bir öpücük kondurup "ben gidiyorum sizi bölmiyim" dedim. Utanmış gibi duruyordu. Sadece peki diyebildi. Odadan çıkar çıkmaz julia bana sarıldı. Hiç karşılık vermedim.  Aşağı inip evden çıktım. Arabaya bindim ve yola çıktım. Arabayı müzik eşliğinde sürüyordum ki başıma dayanamıcağım bir ağrı girdi. Sanki birşey kafama giriyor gibi sancı veriyordu. Bu ellerimle başımı tutmama sebep olmuştu.  Başımda bir şeyler konuşuyordu. "Ben geldim Elena." diyordu. O anda birden kafam direksiyona yapıştı. Kaza yapmıştım.....

Arkadaşlar merhaba. Öncelikle hepinizden özür diliyorum. Biliyorum çok fazla yazım hatası yapıyorum ama telefondan yazmak zor oluyor ve bendede biraz mallık var. Her türlü yorumunuzu bekliyorum. Ve şimdi adlı kitaba bakarsanız sevinirim. İyi okumalar. :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin