38. bölüm

8.6K 483 44
                                    

Bu adam harbi gerizekalıydı. Umutsuz bir şekilde kafamı masaya vurup güldüm. Ericte gülmeye başladı. Büyük ihtimal poliside aramıştı. Herkes koşuştururken arada koşan garsonun ensesinden tutarak dışarı sürükledim. Ericte arkamızdan geliyordu. Kimsenin olmadığı bir köşeye götürüp Erice döndüm. "Şuna büyü yap unutsun.yoksa elimde kalıcak" dedim. Bikaç söz söyleyip omzuma kolunu attı. Yürütmeye çalıştı. Kolunu omzumdan kaldırıp aşağı indirdim. "Stefan seni haketmiyor bunu sende biliyorsun" dedi. "Bu seni ilgilendirmez." diyip yoluma devam ettim. Arabaya gelmiştik. Beni eve bıraktığında teşekür edip indim. Kapıyı babam açtı. "Nerdeydin" diye sordu. "Arkadaşımlaydım julianın haberi var" diyip içeri girdim. "Habersiz biyere gitmen tehlikeli kızım. Zaten tehlikedesin" dedi arkamdan. Arkamı dönüp "biliyorsun ki isteseler burayada gelirler ve onları alt edebilirim" dedim. Julia heyecanla yanıma gelip "nasıl geçti akşamın ve niye erken geldin" dedi. "Julia randevuya çıkmışım gibi davranmazsan iyi edersin" diyip odama çıktım. Evet yine banyoya daldım. Uzun zamandır sigsra içmiyordum. Hemen çıkıp babamın odasından arakladım. Geri banyoya girdim. Küveti doldurup elimi ıslatmadan icine girdim. Sigara ve banyo ikilemi. Yaklaşık bir saat banyoda kaldım. Hiç çıkasım yoktu ama aşağıdan bağırma sesleri geliyordu. Aceleyle üstümü giyinip aşağı indim. Julia ağlıyordu ve babam ortlalarda yoktu. Ev darmadağın olmuştu. Başına gelip "ne oldu" dedim. "Baban Elena. Kaçırdılar engel olamadım" dedi. "Sen çıldırdınmı nasıl engel olamazsın vampirsin.koşabiliyorsun, güçlüsün. Engel olman için daha ne lazım" diye bağırdım. "Büyücüleri vardı Elena" dedi. Hemen evden çıktım. Arkamdan koşsada kapıdan dışarı çıkamamıştı julia. Odaklandım ve çıkmasını sağladım. Kaçtıkları yönden kokular geliyordu ama asla o yöne gidecek kadar aptal değildim. Koku gelen yöne juliayı gönderdim. Bende ters yöne koşmaya başladım. Burdan gittiklerini hissediyordum. Koşarken bir anda yere yığıldım...

Gözlerimi araladığımda mahzen gibi bir yer olduğunu anladım. Başım çok fena ağrıyordu. Elimi götürmeye çalışsamda zincirlemişlerdi. Harbiden bu zincirin beni tutabileceğini mi sanıyorlardı. Odaklanmam yeterdi zinciri kırmak için ama odaklanamıyordum. Babamı düşünmekten başımın ağrısından odaklanamıyordum. İstediğimi başaramamaktan nefret ediyordum. Bu yüzden bağlı olduğum yerde deliler gibi çırpınmaya başladım. Zincir bir anda kopmuştu. Bir sorun daha vardı ki oda bulunduğum yerde bırak penceresi kapı bile yoktu. Büyük ihtimal büyüyle beni bu kutuya yerleştirdiler. Önce yavaş yavaş nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Burdan çıkmam için bu şarttı. Bu yaklaşık 5dakikamı alsada kutuda büyül bir delik açabilmiştim. Mutlu görünmem gereken yerde şaşkın kalmıştım. Elinde baltayla babam karşımda duruyordu. Balta kansız olduğuna göre ve yanındada kötü adamlar olduğuna göre beni öldürmeyi amaçlıyordu. Öldüremezdi belki ama kalbim kırılmıştı. Babam belkide bunu yapabilecek son kişiydi. Tek dediği nefretle çıkan "laneti nasıl kaldırıyorsun" sözüydü. Ben ise ona aldırmadan çıkma yolu aramaya koyuldum. Babamın bana bir balta saplamaya çalıştığını görmek istemiyordum. Tek bir kapı vardı onunda önümde biri vardı. Babam hariç hepsinin başına ağrı vermeye odaklandım. Yere yığılmış inliyorlardı. Buna babamda dahildi. Bu işte bir terslik vardı. O inlerken ayağımı karnına koyup "amacın ne" diye sordum. Duymamıştı galiba. "Amacını sordum" diye bağırdım. Birden vampir dişi çıkarıp "kes şunu" dedi. Az önce babam vampir dişi çıkartmıştı. Bu kesinlikle babam değildi. Babam görünümlü adana eğilip "babam nerde" dedim. O inlemesinin arasından "onu asla bulamıcaksın" diyip pis pis sırıtmıştı. Bende sırıtıp "ben bulmıcam çünkü aramıcam sen söyliceksin" dedim. "Söylemem için hiçbir neden yok.beni öldürürsen zaten bulamazsın" dedi. Cay kahve içmeye gelmiş gibi sohbet ediyordu bide. Yerde inlemese neyse dicem.  "Burda inleyen diğerlerinden birine sorsam cevap verirler.sadece zoru seviyorum. Söyle" dedim. İnlerken bıraktığı baltayı alıp onun boynuna tuttum. Söylemiyordu. Ne inatmış buda. O sırada bir kadın kapıdan girip "boşuna sorma söylememeleri için büyü yaptırmayı akıl ettiler." dedi. Bozulmuş gibi hissediyordum. Ama babamdan bu kadar kolay vazgeçemezdim. Baltayı alıp kolumu yukarıdan aşağıya kestim. "Ölürsem bunların anlamı kalmıyor o zaman tatlı cadı" dedim. "Kendini asla öldürmezsin" dedi. Aslında bende o delilik vardı. Kafamı yana yatırıp güldüm. "Beni öldürmekle korkutamazsınız. Ölümden sadece hayatı muhteşem olanlar korkar. Şimdi ya babamın yerini söyle yada öl." dedim. O sırada dibine gelmiştim. Birden sözler söylemeye başladı. Hızlı hızlı söylüyordu. Elimi göğsümde birleştirip "gerçekten bana büyü yapmaya mı çalışıyorsun" dedim. Sözlerini bitirdikten sonra korku aşamasına geçti. "Son kez soruyorum. Babam nerde" deyince eliyle sol tarafı gösterip "1 kilometre ilerde ağaçta" dedi. Elimle saçını düzeltip "aferin zorluk çıkarmadın" dedim.  Hemen koşup ağaçlara baktım. Hiçbirinde yoktu. Oyuna getirilmiştim. Geri döndüğümde ise hepsi kaçmıştı. Kokularıda yoktu. Elimde hiçbirşey yoktu. Tuzağa gelmiştim. Olduğum yere çöküp çaresizce ağladım. Fiziksel açıdan güçlü olabilirdim ama psikoloji yönünden çökmüş durumdaydım. Gidip bakıcak hiçbir yer yoktu. Güneş doğana kadar oturmuştum. Sonra öylece uyuyakalmışım.

Gözlerimi açtığımda uyuduğum yerdeydim. Temiz hava iyi geliyordu. İlerdeki ağaçlardan sesler gelmeye başladı. Korkmuyordum. Bu yüzden keyfimi hiç bozmadım. Ericin yüzünü görünce şaşırdım tabi. Tip tip bakarken yanıma gelip oturdu. Kafamı ona çevirip "sen nerden biliyorsun burda olduğumu" dedim. "Banyoda son çıkarttığın kıyafetler sağolsun büyüyü kolaylaştırdı" dedi. "Nee.sen benim kıyafetlerimi..sapık mısın sen git diş fırçama yada tarağıma yap" diye bağırdım. Gülüyordu. Bende kendimi rezil hissediyordum. "Merak etme. Senden habersiz odana her zaman girebiliyorum bu ilk değil" dedi. "İyi b*k yiyorsun. Ben babamı bulmaya gidiyorum. Sen kendinle takıl" deyip koşmaya başladım. Nereye koştuğumu bilmiyordum. Çok uzaklaşmadan durup geri döndüm. Erice "babamı bulmama yardım et" dedim. Konunun ciddiyetini anlamıştı. "Hadi eve gidelim.büyü yapar buluruz" dedi. Beraber eve kadar yürüdük. Varınca julia endişeli bir şekilde "bulamadınız mı" diye sordu. "Hayır büyü yapcak işte" diyip içeri girdim. Ericte arkamdan girdi. Juliadan bir eşyasını istedi. Oda diş fırçasını getirdi. Önüne alıp büyü sözlerini söylemeye başladı. Bu kelimeler bana yabancıydı. Bende odaklanarak bulabilirdim aslında ama daha büyü işlerinde yeniyim. Yaklaşık iki dakika sözleri söyledikten sonra gözlerini korkunç bir şekilde açtı. "Benim evimde Elena" dedi. "Stefanla serayıda alabilirler" diyip koştum...

Merhaba arkadaşlar. Bu bölüm geç geldi ama dersler çok yoğun. Umarım beğenmişsinizdir. Vote ve yorunlarınızı bekliyorum. İyi okumalar :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin