8. BÖLÜM

19.7K 942 84
                                    

Medyada stefan var./

Gözlerimi yavaşça araladım ve karşımda Stefan'ı gördüm. Sanırım Stefan'ın evindeydim. Çünkü daha önce buraya kaçırılmıştım. Yattığım yataktan yavaşça doğruldum ve gitmek için ayağa kalktım. Her yerim ağrıyordu. Hissettiklerimi göstermemekte üstüme yoktu ve umursamadan  devam ettim. Kolumdan tuttu ve beni tekrar yatağa oturttu. Ardından ''Çok güçsüzsün kan içmen gerekiyor.'' dedi.  Aslında güçsüz falan değildim. Bunca zaman normal olup şimdi anormalleşmem garip olurdu. Bir insana göre gayet normaldim. Sadece biraz ağrılarım vardı. Stefan'ı anlamıyordum. Dönüşmemi istediği bariz belliydi. Gözlerinin içine bakarak ''Dönüşmemi neden bu kadar çok istiyorsun.'' dediğimde gerildiğini anladım. Kim olsa anlardı. ''Hayır istemiyorum. Ben sadece senin iyiliğin için diyorum.''  dediğinde kendi bile inanmamış gibiydi. Bu çocuk benden yalan dersi almalı. ''Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama ben insanken mutluyum.''  dedim. Şaşkın şaşkın bakıyordu. Bir insan her türlü mü yakışıklı olur. Gerçi insan değildi kurttu. Belki kurtların hepsi yakışıklıdır yani. Kaç saniyedir  düşünüyorum bana hala cevap vermediğini fark ettim. Tam ağzını açtığında ise elimle susturdum ve ''Sana inanıyorum.'' dedim. Yalanları beni sıkmaya başlamıştı. Tabi ki inanmıyordum. Gülerek ''Hadi bana kurt halini göster.'' dedim. Yüzü asık bir hal aldı. Gözlerimin içine gözlerini sabitleyerek ''Ben sen değilim. Lanetliyim. Sadece dolunayda kurta dönüşebiliyorum. Onun dışında da güçlerim var tabi.'' 

-Eee! Güçlerin varsa bunun neresi lanet. Kurda da dönüşme ne olacak yani. Köpek olmamak çok üzücü olmasa gerek.

''Lanet olan kurda dönüşmüyor değil dönüşüyor olmam. Her dolunayda kurda dönüşmem yaklaşık bir saatimi alıyor. Ve ne kadar acılı geçtiğini tahmin edemezsin.'' dedi.

Gerçekten üzüldüm. Belkide bu yüzden benim dönüşmemi istiyor. Lanetleri ortadan kaldırabilmem için. ''Eğer bu yüzdense gerçekten gözümü kırpmadan dönüşürdüm.'' diye düşünürken konuşmaya devam ettiğini anladım.

+Benim lanetim hiç kalkmayacak ama yinede kurtlar bir umut olduğunu düşünüyor. Sen vampirleri kurtarabilirsin lanetten.

Sormadan bunları söylemesi iyi oldu. Bana ne vampirlerden. Kurtlarınkini kaldıramadığım müddetçe dönüşmem yani. Aslında dönüşmeye hiç niyetim yoktu. Bahane diyelim. Başıma neler geleceğini bilmiyordum. Yataktan bu sefer kendimden emin bir şekilde kalktım ve odadan çıktım. Arkamdan geliyordu. Durdurmak için olmadığını hissediyordum bu yüzden gelmesini pek takmadım . Çıkış kapısını açtım ve ona dönüp ''Teşekkür ederim.'' dedim. 

''Teşekkürünü sonra edersin. Seni ben bırakıyorum.'' dedi. Gerek yok deyip kendini daha acınası hale getiren tiplerden değildim ve ''Tamam.'' demekle yetindim. Arabasına bindim. Ardından o bindi. ''Hastahaneye gidelim.'' dedim.  Damon'u orada tek bırakmaya niyetli değildim. Kötü biri olabilirim ama taş kalpli değilim. Hastaneye geldiğimizde indim ve Stefan'a teşekkür ettim. Gitmesini izledikten sonra hızlı adımlarla hastahaneye girdim. Damon'un odasına girdiğimde üstünü giydiğini fark ettim. Direk gözlerimi kapattım. ''Niye kapıyı çalmazsın ki Elena?'' diye kendi kendime söylenirken özür dilemeyi ihmal etmedim. ''Sorun değil giyindim.'' dediğinde gözlerimi açtım ve ''Daha dün geldin. Bir yere gitmiyorsun.'' dedim. Beni umursayacağını pek sanmıyordum. Kendi kararlarını verebilirdi. Niye böyle bir şey dedim ki? Bana cevap vermeden gülmekle yetindi. Beni sollayıp odadan çıktı. Her yeri dikişten bantlıydı ve rengi gerçekten çok soluktu. Arkasından yürüdüm ve yüksek sesle ''Bize gidiyoruz seni böyle bırakamam.' dedim. hayır falan dese de üstün cazibemi kullanıp ikna ettim. Bir taksiye binip bize geldik. Anahtarımı bulamadım ve kapıyı tıklattım. Babam endişeli mi kızgın mı tam çözemediğim bir surat ifadesiyle ''İnsanı meraktan çatlatırsın Elena hanım. Çabuk içeri geçin. Her şeyi anlatıyorsunuz.''  dedi. Babamın benim yaptıklarıma karışmaması hep hoşuma gitmiştir. Damon'un gelmesine kızmadı bile. Hemen yukarı çıkıp yastık ve polar getirdi. koltuğa koydu ve Damon'un uzanmasına yardım etti. Ben kime çektim anlamıyorum. Annem melek gibiydi babam desen kendi çapında oda öyle. Bense sadece kendini düşünen, insanlara zarar vermekten çekinmeyen kötü biriydim. Babamda oturduktan sonra bende oturdum. ''Dinliyorum.'' deyince anlatmaya başladım.

''Baba aslında pek bir şey olmadı. Arkadaşlarım geldi film izliyorduk ve Damon beni kızdırmak için odama çıktı. Bende şakasına gülerek üstüne yürüdüm''Çık bu odadan.'' diyerek. Sonra birden geriledi ve pencereden düştü.'' dedim.

Damon tip tip bakıyordu. Yalan söylediğimi anlamıştı ama pek umursamadım. Açtım ve Damon'un da öyle olduğunu düşünüyordum. Neredeyse akşam olacaktı ve ben hiçbir şey yememiştim. Mutfağa gittim. Şükürler olsun yemek yapılmıştı. kendime ve Damon'a tepsiye koydum. O sırada mutfağa babam girdi. ''Yalan söylediğini biliyorum ama kızmayacağım. Çünkü ne kadar kötü biri olursan hayatını o kadar korumuş olursun. Kimseye değer vermemelisin.'' dedi. Çok şaşırdım. Adamcağız kafasına falan darbe almamıştır umarım. Çocuğuna kötü olması gerektiğini söyleyen bir ebeveyn tek bende vardı. Cevap vermedim ama o an aklıma masada gördüğüm kan geldi. Babama sormalıydım. ''Baba sen hiç buraya bir bardak kan koydun mu? ''  dediğimde ''Buraya biri kan mı koymuş?'' dedi. Soruma soruyla karşılık verenlerden nefret ediyordum ama onun içinden cevabı ayıklayabiliyordum. ''Evet. Sen koymadıysan boşver'' dedim.

''Nasıl boşver Elena? Biri seni dönüşmeni istiyor.'' dediğinde aklıma direk Stefan geldi. İstese istese o isterdi. Hemen telefonu elime aldım. Arayacaktım ama numarasının kayıtlı olmadığını anladım. Ondan hiç numarasını istememiştim. Emma'da vardır diye düşünerek Emma'yı aradım.

-Alo Emma. 

+Oo Elena hanım. Siz hiç bizi arar mıydınız?

-Gerçekten özür dilerim ama biliyorsun Damon durumları falan. 

+Anlıyorum. Peki hastahanede misiniz?

-Hayır eve getirdim. Ben aslında sana Stefan'ın numarasını soracaktım. 

+İnsan sevgilisinin numarasını bilmez mi kızım. Aklın nerede senin?

-Gülme Emma. Sevgili felan değiliz. Bunu sende biliyorsun. Var mı yok mu? Sen onu söyle.

+ Ama olacaksınız. neyse ya al *********** 

''Teşekkürler'' deyip kapattım. Hemen aradım açtığında ''Alo'' dedi. Çok ilginç bir şeymiş gibi bende her şeyi yazıyorum ama ilk defa onunla telefonla konuştuğum için biraz heyecan var içimde.

+Kimsiniz

-Benim Elena. Sana bir şey sormak için aramıştım.

+Evet dinliyorum.

''Mutfaktaki kanı neden koydun?''  dediğimde cevap vermedi. Onun koyduğundan emin değildim ama eminmişim gibi yaptım. Böylelikle onun koyup koymadığını öğrenebilirdim.

+Ben şey! Güçsüz kalırsın belki zorlanma diye koymuştum.

-Buna sen bile inanmıyorsun. Bana gerçekleri söyle. 

+ Seni kaçıranlar var ya babam eniştem ve teyzem dediklerim.

-Evet

+Onlar benim akrabam falan değiller. Beni ölümden kurtardılar ve tehdit ettiler. Sana yakın durmamı ve seni dönüştürmemi istediler. Benim de işime geldi açıkçası. Olayın aslı böyle.

''Ne! Niye böyle bir şey istesinler ki ve sen niye bana doğruları söylemedin.'' deyip telefonu suratına kapattım. Birinin bana yalan söylemesinden nefret ediyordum. Bir de bu kişiye değer veriyorsam. 

Olamaz. Stefan beni öldürmeyi düşünüyordu. Ona değer vermemi istiyordu. Eminim lanetten kurtulma yolunu söylemezsem beni Stefan'a öldürteceklerdi. Başka bir açıklaması yoktu. Belki Stefan'da tehdit altındaydı ama beni öldürmesine izin vermezdim. ''Kötü kız olmamı onlar istediler. Daha kötüyü görmediler.'' diye söylenirken tepsiyi alıp içeri gittim. Damon'la yemeğimizi yedik. Sonra Damon gitmek istedi . Israr etmedim. Uğurladıktan sonra odama çıktım. 

Stefan'ın gerçek yüzünü ortaya çıkarmalıydım ve bir plan yaptım. Ona dönüştüğümü söyleyecektim. Yarın okul vardı ve söylemek için güzel  bir yerdi. Sabah uyandığımda hazırlanıp evden çıktım. Kulaklığı takıp yürümeye başladım. Mutluluk vardı içimde. Neden bilmiyorum ama gülüyordum işte. Okula geldiğimde direk sınıfa çıktım ve Emma'nın yanına oturdum. Stefan sonradan geldi. Arkama oturdu.Ona doğru dönüp ''Teneffüste seninle bir şey konuşacağım'' dedim. Ders bitiminde kolundan tutup kimsenin olmadığı bir yere götürdüm. O da götürürken sürüklememe yardımcı oluyordu. Kulağına eğildim ve ''Ben dönüştüm.'' dedim.

Arkadaşlar bu bölümü diğerlerinden daha uzun tuttum. inşallah beğenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. En azından bunu esirgemeyin. iyi okumalar :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin