24. bölüm

9.8K 550 41
                                    

Medya:elena//

"Damon burda ne işin var" diye bağırmıştım. Oda benim burda olmama şaşırmış gibiydi. "Ben dayımın evindeyim.asıl senin burda ne işin var.haa pardon sen vampirdin dimi" dedi. Ne yani budamı vampirdi. Hala şoklardaydım. Bizim çatlak öğretmenin yiğeni Damon'du. Merakıma yenik düşüp "Sen nesin" dedim. Önce güldü. Sonrada "büyücüymüşüm hiç haberim yok. Dayım sağolsun buldu beni" dedi. Ben hala çok şaşkındım. Öğretmen bana dönüp "demek tanışıyorsunuz" dedi. "Tanışmakmı.ben onu babamdan çok görüyordum.4 yıllık arkadaşım" dedim. Damon gülerek bana sarıldı bende karşılık verdim. Sonra birden müzik çaldı. Bu partiye bu kadar macera yeter diye düşünüp kendimi müziğe kaptırdım. Ara sırada tepsilerde dolaşan içkileri kafama diktim. Ne kadar öylece dans ettim bilmiyorum ama şarkı durduğunda Stefan'ı gözümle aradım. Göremedim. Yukarı çıktım. Terasa gözümü çevirdiğimde ağzım açık kaldı. Stefan bir kızla öpüşüyordu. Gözlerim doldu. Ses çıkarmadan aşağı indim. Bunu nasıl yapardı. Benden intikam mı almak istiyordu. Alakası bile yoktu. Gayet mutlu görünüyordu. İntikam almak istese gözümün önünde yapardı. Sinirle kapıyı çarparak çıktım. Kimse kalmayana kadar koştum. Ormanın ortalarındaydım. Ağlamak istiyordum. Saatlerce ağlamak. Ağaca yaslandım ve ağlamaya başladım. Bunu nasıl yapardı. Birkaç saat ormanda tek başıma ağladıktan sonra gücümü toparladım ve ayağa kalktım. Eve gitmek için koştum. Gelincede evde birileri olduğunu anladım. Büyük ihtimal partiden eve gelmişlerdi. Çok merak ediyordum. Söylicekmiydi acaba öpüştüğünü. Eğer söylemezse güvenim kalmazdı. İçeri girdiğimde kimseyi göremedim. Odama çıktım ve kapıyı açtığımda bir şok daha  yaşadım. Kızı birde eve getirmiş. Benim yatağımda yatıyorlardı. Yatağa attığım tekmeyle gözlerini açtılar. Stefanın üstünde birşey yoktu. Kızınkindede straptez elbisesinin üst kısmını görebiliyordum. Çarşafı çektiğimde pantolonu görünce çıplak basmamaktan iyidir diye düşündüm. Anca bu kadar pozitiflik olur. Bir tane yapıştırıp "siz rahatınızı bozmayın.ben çıtımı çıkarmadan toparlanır giderim" dedim. Yaptığı şeyin yeni farkına varmış gibi yataktan kalkıp "elena ben gerçekten özür dilerim.kendimde değildim.lütfen gitme" diye yalvarıyordu. "Kendinde değildin öylemi. Bence sus. Ben kendimde olmayınca dürüst oluyordum.Bunda bile sinirleniyordun farkında mısın.Sen keyfine bak ya hiç rahatsız olma" diyerek bavulumu doldurdum. Kolumdan tutsada hızlıca çektim. Hızlıca doldurup odadan çıktım. Peşimden geliyordu. Dinlemek bile istemiyordum. Hızımı kullanıp bavulla koştum. Babamın yanına gidecektim. Baya bi koştuktan sonra taksiye bindim. Eve geldiğimde parayı uzatıp akan gözyaşlarımı sildim. Kapıyı tıklattığımda julia açtı. O kadar kötü bir durumdaydım ki annemle sarılmaya ihtiyacım vardı. Yaptımda. Oda bana sarıldı. Çok sıcak gelmişti. Soru bile sormadı. Öylece kapıda sarıldık. Sonra babam geldi ve "elena ne oldu" dedi. "Boşver gerçekten konuşmak istemiyorum baba" diyip bavulumla odama çıktım.  Bavulu yere atıp yatağıma oturdum. Julia içeri girip "dertleşmek istermisin" dedi. Ağlıyordum ve ağlarken kimsenin görmesini istemiyordum. "Hayır yalnız kalmak istiyorum" diyince ısrar etmeden çıktı. İnsanken canım sıkkın olunca hep yemek yapardım. Zaman geçirirdim. Mutfağa inip elmalı turta malzemelerini çıkardım. Elma şeker ve tarçını ocakta pişirirken hamurunu hazırladım. Müziği unutmadım. Arasıra babamla julia bakıp gidiyordu. İç harc bitince hamuru açıp açıp çeşitli şekiller yaptım. Fırına verdiğimde masada abur cubur yerken pişmesini bekledim. Piştiğimde çıkarıp borcama koydum. Bir iki tane yedikten sonra julia geldi ve "gerçekten hari görünüyorlar" dedi. Gülerek "buyrun birde tadına bakın" dedim. Tabağı gülerek aldı ve içeri götürdü. Bende odama çıkıp telefonuma baktım. 30 cevapsız arama, 17 mesaj. Bakmadan telefonumu kapattım. Yatağıma yattım ve uykuya daldım. Sabah julianın sesiyle uyandım. Yataktan doğrulduğumda "kızım bir saat sonra evden çıkman lazım okul var" diyince hemen banyoya girdim. Keyif yapmadan hızlıca banyomu yapıp okul kıyafetimi giydim. Asla güçsüz kızlar gibi davranıp kötü görünmicektim. Eyeliner sürüp saçlarımı düzleştirdim. Odamda mutlu bir şekilde çıktım. Babam arabanının anahtarıyla para verdi. Evden çıkıp arabaya bindim. Son ses müzikle yavaş yavaş gittim. O bunu yapınca kendi kaybetmiştir. Yani kendi ayıbı diye düşünerek güldüm. Geldiğimde ise koşarak okula vardım. İçeriye öyle bir mutlu girdimki görende  çok güzel birşey yaşadım sanır. Tanımadığım kişilere bile günaydın diyerek içeri girdim. Sınıfa girdiğimde sıramın üstünde bir hediye paketi vardı. Gidip baktığımda üzerindeki notta "özür dilerim stefan" yazıyordu. İçini bile açmadan çöpe attım. Geri sırama oturdum. Ken sınıfa girdi. Baya üzgün görünüyordu. Sıraya oturduğunda arkasından gülerek "nasılsın" dedim. Muhtemelen şaşırmıştı. Arkasına dönüp "harbiden nasıl olduğumumu soruyorsun" dedi. Çok şirin bir şekilde gülerek "evet" dedim.  Şaşkın bir surat ifadesine bürünerek "ruh halin çok değişken" dedi. Yani biraz doğru olabilir. Daha dün ölmesini istiyordum diyebilirim. "Yaptıklarım için özür dilerim" derken öğretmen içeri girdi. "Günaydın çocuklar.bugünkü dersimizde öfke kontrolünü işlicez" dedi. Eğlenceli bir ders olabilirdi ama şu öfke kontrolü işine umarım beni alet etmezdi. "evet ilk kontrolümüze yeni öğrencimizi koyabiliriz. Diğerleriniz geçen seneden tecrübelisiniz " dedi. Niye hep istemediğim şeyler oluyorduki. Ayağa kalkıp öğretmenin yanına gittim. "Hadi ne yapacaksak yapalım" dedim.  Gülerek "daha şimdiden öfkelisin" dedi ve dışrı çıktı. Yaklaşık iki dakika sonra bir sandalyeyi sürükleyerek getirdi. Normal bir sandalye gibi değildi. Zincirleri felan vardı. Bana "otur" dediğinde oturdum ve kollarımı zincirledi. Ayaklarımı gövdemi heryerimi zincirledikten sonra kafamdan bir bilgisayara kablolar giden bir sistem yaptı. Hareket bile edemiyordum. Bundan nefret ederdim. "Şimdi zincirlerin sağlam ve sinirine bakabiliriz" dedi. Daha şimdiden sinirlenmiştim. "Sizede sinirinizede başlarım.çıkar beni" dedim. Pis pis  gülüyordu ve konuşmaya başladı. "Elena sevgilin vardı dimi senin bak şimdi hangi kızla beraberdir" diye gülmeye başladı. Nerden biliyorduki bu adam. Belkide sadece öfkemi kontrol etmek için saçmalıyordur diye düşünüp sakinleştim. "Elena hadi ama seninle sadece lanetini kaldırmak için birlikteydi. Onun gibi biri sana nasıl bakar ki" dedi. İşte buna karşı "beni burdan çıkarda kafanı eline veriyim" diye tehditler avurmaya başladım. Makine ötüyordu. Umrumda bile değildi. "Seni sevmiyor elena" diyince o an tamamen kendimden çıktım. Gözlerimi kapattım ve zincirleri kırmaya odaklandım. "Elena tamam sakinleşmen gerekiyor" dedi. Umrumda bile değildi. Kafasını koparmak istiyordum. Gözlerimi açtığımda tam güç zincirlerden kurtuldum ve üstüne atladım...

Arkadaslar merhaba. Bir bölüm daha son buldu. Bu bölümü yazmam yaklaşık iki saatimi aldı. Kalvyeye basamktan tuşlar tutukluk yapıyor. Kusura bakmayı kısa bir bölüm oldu yine. Ama kitap ilgi görüyor. Tüm ilginiz için teşekür ederim. Her türlü yorumunuzu bekliyorum. İyi okumalar :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin