29. bölüm

10.8K 559 22
                                    

Parti kıyafeti//

Amaaa.. Diyemeden yine kafamdaki ses durdurdu.

+seni dinliyorlar kapıdan. Söyleme sakın. Geleceği değiştirmezsen öleceksin diyince öylece kaldım. Kim ne bilmiyorum ama benim iyiliğimi istediği bariz ortada. Odadan çıktığımda kapının önünde olduklarını anladım. Herkes meraklı gözlerle bana bakarken "olmadı" diyerek aşağı indim. Koltuğa oturunca "ee ne yicez.ben acıktım" dedim. Julia mutfağa gidip yemekleri masaya getiriyordu. Bende o sırada adamın dediklerini düşündüm. Geleceği değiştirmezsem ölecektim. Yani kötü biri olup kimseye değer vermemem gerekiyordu. Ama sevdiklerimden uzak olup onlara kötü davranmak beni zaten öldürürdü. Sevdiğim sayısını biraz eksiltmek iyi olurdu ama. Ortamda kötü davranabileceğim bir julia birde sera vardı. Aslında babamada kötü davranabilirdim. O asla benden vazgeçmezdi. Stefan aklımın ucundan bile geçmez.

Julia masayı hazırlayınca herkes oturdu. Bende seranın yanına stefanının karşısına oturdum. Tavuk pilav patates ve çorba yapmışlardı. Ağzıma bir parça tavuk aldım ve "kim yaptı" diye sordum. Julia "ben" diyince kötü kıza giriş için iyi bir başlangıç diye düşündüm. "Berbat olmuş" diyip masadan kalktım. Ortam bir anda gerilmişti. Tamda istediğim gibi olmuştu aslında. Babam "kabalık ediyorsun Elena. Bence gayet güzel olmuş" dedi. Gülerek "damak zevklerimizin aynı olmasını beklemezdim zaten" dedim. Sonra kimse benle konuşmadı. Bende televizyonu açtım. Yemek bitince Stefan yanıma oturup "neden annenden bu kadar nefret ediyorsun" diye sordu. Julianın mutfakta olmasına rağmen dinlediğinden emindim. "Çünkü o iğrenç biri" diyerek konuyu kapattım. Serada yanımıza gelince mutfakta babam ve julia kalmıştı. Julianın "beni hiç sevmicek" diye ağlama seslerini duyuyordum. Umursamadan dışarı çıktım. Yalnız kalmak istiyordum. Arkamdan gelen stefanada "yalnız kalmak istiyorum" diyince eve geri girdi. Anlayışlı bir sevgilimin olması iyi bir şeydi. Ormana kadar koştum. Çok kısa bir süre önce vampir olduğumu öğrenmiştim. İnsanlığımı birden bıraktım ve bir daha asla insan olamıcaktım. Peşimdede neredeyse bütün kurtlar ,vampirler vardı. Eskisi gibi okulun en havalısı olmak istiyordum. Normal bir okulda. Fazla gelmişti bana bu vampir işleri. Bide geleceğimde ölmek vardı. Bu konuya girmiyorum bile. Hayatımda ilk defa ölme isteği geldi. Ben kendimi çok seven biriydim. Emmaya gidip onunla oturmak istiyordum. Saatlerce sarılmak. Deliler gibi koştum. Emmanın evine gelmek çok zamanımı almıştı. Zile hızlı nefeslerimle bastım. Kapıyı Emma'nın annesi açınca "Elena hanım nerdesiniz. Ortalıklardan kayboldunuz" dedi. Gülerek "evet çok haklısınız.burdan çok uzak biryere taşındık. Çok ani oldu. Vedalaşamadım bile" dedim. Bana sarılıp "Emma odasında geç.birazdanda akşam yemeği yicez.güzel zamanlama" dedi. Doğru biraz daha kendime lanetler okusam aç kalacaktım. Julianın yemeği de çok güzel olmuştu. İçim gitti demesem yalan olur. Emmanın odasına girdiğimde bilgisayarda biriyle görüntülü konuşuyordu. Kafasını bana çevirdiğinde önce ağzı açık kaldı. Sonra birden kalkıp sarıldı. Bende sarıldım. "Nerelerdesin sen gerizekalı. Birden ortadan kayboldun. Unuttun beni" dedi. Gülerek "taşındımda o kim" diyerek bilgisayarı gösterdim. Kameranın dışında bir alanda olduğumuzdan yerinde heyecanla zıplayarak "çok yakışıklı" diye ağız oynattı. "Hmmm çok mu yakışıklı" diye gıcıklık yaptım. Kameranın karşısına geçtiğimde bizim okuldan bir çocuk gördüm. Garip olanda şuyduki enteresan olan okuldan. Benim sınıfımdaydı. Ağzım açık bakarken Emma "tanışıyormusunuz" dedi. "Hayır. Siz ne zamandır konuşuyorsunuz" dediğimde çocuk ekrandan "aslında bugün başladık konuşmaya. Aslında bu kadar konuştuğumuz yeter. Fazla iyi bir kızsın bana layık değilsin" diyip kapattı. Emma hayal kırıklığına uğramış görünüyordu. Bana üzgün gözlerle dönerek "böyle değildi.sen gelince böyle yaptı" dedi. Büyük ihtimal Emmayı yem olarak kullanacaktı ve beni görünce vazgeçmişti. "O kötü biri Emma. Gözümün önümde çok kızı üzdü. Bu yüzden beni görünce sana sahip olamayacağını anlamıştır" dedim. Şu yalanlar konusunda oscar ödülü felan alabilirdim. İnanmıştı. Bana sarılarak sessizce "teşekürler" dedi. "Annesi haydi bayanlar yemek hazır" diye bağırınca hemen odadan çıkıp elimizi yıkadık. Şansıma burdada tavuk kızartmıştı. Yanında bezelye onun yanındada çorba vardı. Masaya oturup yemeye başladık. Doyuncada sofradan "ellerinize sağlık.harika olmuş" diyerek kalktım. Emma hala yiyordu bu yüzden salonda koltuğun birine oturup Emmanın bitirmesini bekledim. İkiside doyunca yanıma oturdular. Emma "ee parti yapcakmıyız" diye sordu. Anlamamıştım. "Ne için" diye sorunca heyecanla "18e resmi olarak girdiğin için" dedi. Doğruya yarın benim doğumgünümdü. Ama hiç doğumgünü takacak halde değildim. "Hayır kutlamıcam" diyince hayal kırıklığına uğradı. Isabel "elenacım. 18 yaş kutlaması senin en büyük hakkın. Neden kutlamıyorsunki" dedi. Emmanın annesine bu yüzden bayılırdım. Çok modern düşünürdü. "Kutlamak istemiyorum" diyince çok üstelemediler. 10 dakika daha oturduktan sonra "ben artık gidiyim" geç oldu dedim. Kalmam için ısrar etselerde sarılıp çıktım. Bir taksiye bindim. Adresi tarif edip kafamı koltuğa yasladım. Gelince taksiye para verip indim. Kapıyı tıklatmamamla Seranın açması bir oldu. "Nerdesin sen merak ettik" diyince "merak felan etmeyin beni" deyip içeri girdim. Julia ve babam gitmişti. Stefan koltuktan sinirle kalkıp "nerdesin sen" dedi. "Emmadaydım" diyerek oturdum. Kızgın bir ifadeyle yaklaşıp "keşke haber verseydin" dedi. Cevap vermedim. "Ben odama çıkıyorum" diyerek çıktım. Pijama giydim ve yatağa yattım. Yorganı kafama iyice çekince yatak bir anda hafifçe çöktü. Yorganı kaldırdığımda Stefan olduğunu gördüm. "Çok değişken bir kişiliğin var" dedi. Gülerek sarıldım ve üstüme getirdim. Dudağını hafifçe öperek "biraz çılgınım diyelim" dedim. O tatlı gülüşünü yaptı ve uzun bir süre öpüştük. "Yanımda yat" diyince oda yorganın altına girdi. Sarılarak uyuduk.

Gözlerimi araladığımda Stefana sarılıyordum. Biraz deli yattığımdan bacaklarımı üstüne atıp ezmişim resmen. Kendimi yavaşça çekip telefondan saate baktım. Okula gitmemiz gerekiyordu. Yatektan kalkarak Stefan'ın üstüne atladım. Gözlerini saya söve araladı. Gözlerini üstünde parmaklarımla iyice açıp "kalk hazırlan okul var" dedim. Sessizce "uyurken daha iyiydin" diyip yorganı kafasına çekti. Yataktan kaldırıp "hadi yaa kalk" dedim. Yataktan kalkarak gözünü ovuştura ovuştura odasına gitti. Sera yatağında yatmıyordu. Aşağı indiğimde koltukta uyuduğunu anladım. "Sera kalk okul" diye bağırınca gözlerini aralayıp kalktı. Bende geri odaya çıkıp kot pantolonla kırmızı baskılı t-shirt giydim. Okul kıyafeti değildi ama benziyordu. Bileklikleri elime doldurup gözlerime eyeliner çektim. Sera odaya ben çıkarken girmişti. Aşağı indiğimde mutfaktan ses geliyordu. Mutfağa girdim ve kahvaltı yaparken Stefanı gördüm. Hemen yanına oturup bende yedim. Bugün benim doğumgünümdü ve kimse bilmiyordu. Bende söylemedim. Serada gelip birşeyler atıştırdıktan sonra evden çıktık. Okula gidene kadar son ses müzik açıp dinledik. Gelince koşarak gittik. Çünkü biraz geç kalmıştık. Okula girdiğimizde Stefanı öpüp sınıfa girdim. Özür dileyip yerime oturdum. Çok fazla sıkıcı bir gün olacak gibiydi. Kene günaydın diyip derse döndüm. Kana nasıl karşı koyabileceğimizi anlatıyordu. Ders sonunda "yarına kadar kan içmeyin. Ne kadar karşı koyabileceğinizi görelim" diyip çıktı. Sıraya kafamı koydum ve saatlerce uyudum. Bir öpücükle uyandım. Biri saçımdan öpmüştü. Kafamı kaldırdığımda Stefan olduğunu anlamıştım. "Okul bitti hala uyuyorsunuz küçük hanım. Hadi eve" dedi. Ohaa ben o kadar uyumuşmuydum. Kalkıp Stefandan destek ala ala yürüdüm. Serada yanımızdan yürüdü. Arabaya geldiğimizde Sera sürücü koltuğuna geçti. Bizde arkaya oturduk. Gidene kadar uyudum. Yavaş yavaş gitmiştik zaten. Uyku harbiden çok güzel birşeydi. Uyumasamda olurdu ama hoşuma gidiyordu açıkçası. Eve geldiğimizde gözlerimi araladım ve içeri girdik. Salonda oturup televizyon kanallarını dolaştım. Sera ve Stefan gelip "biz dışarı çıkıyoruz.bir işimiz var yarım saate geliriz" dediler. "Bende gelim" desem bile "olmaz" diyip gittiler. Resmen ekilmiştim. Üstümde hala okul kıyafeti vardı. Odama çıktım. Yatağımın üstünde bir kutu vardı. Açtığımda elbise gördüm. Üzerinde bir not vardı."Giyin ve bu adrese gel saat 7'de yazıyordu."  Sanırım doğumgünümü birileri hatırlamıştı. Saate baktığımda 4'ü geçiyordu. Salona inip tekrar oturdum. Biraz yemek yedim ve ardından banyoya girdim. Banyodan çıkınca hazırlanmaya başladım. Elbise harbiden hoşuma gitmişti. Kim seçmişse zevkimi biliyormuş diye düşünüp giydim. Ayakkabıdan kolyesine kadar koymuşlardı. Herşeyi taktıktan sonra saçlarımı dağınık bir şekilde topuz yaptım. Eyeliner ve borda ruj sürüp odadan çıktım. Boy aynasına baktığımda harbiden kendimi beğenmiştim. Deri montu üstüme geçirip evden çıktım. Taksiye adresi verip arkama yaslandım. Yaklaşık yarım saat sonra ulaşabilmiştim. Parayı verip indim. Burası bar gibi bir yerdi. İçeri adım atar atmaz tanıdığım  herkesi gördüm..sanırım iyi bir doğumgünü olacaktı..

Merhaba arkadaşlar. Bir bölümüm daha sonuna geldik. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin