12. bölüm

16.7K 846 53
                                    

Medya elenanın annesi bildiğiniz gibi adriana lima./

Bu kadından nefret etmem için yapacağı tek şey buydu sanırım. Sevdiklerime zarar vermek. O an o kadını aldığım gibi fırlattım. Ağaca yapıştı. Stefan'ın kendine gelmesi için dua ettim. Kısa bir süre sonra geldi. Tabi o kadında. Stefan kadına doğru yaklaşarak hırladı. Sonrada birden üstüne atladı. "Yeter kesin artık" diye çığlık attım. Birden kendilerine geldiler. Dikeldiler ve bana baktılar. Bu kadar çabuk yola gelmelerini beklemiyordum. Kadına yönelip "kimsin nesin bilmiyorum. Annem olduğunu söyledin diye annem olamazsın ve benden uzak dur" dedim. Çok üzülmüş gibiydi. Hakediyordu. Madem annemdi benim hayatım boyunca yanımda olabilirdi. Sadece "senin iyiliğini düşündüğümden emin olabilirsin" diyip uzaklaştı. Stefanın o sarı kurt gözleri yine şaşkınlıkla bakıyordu. Konuşamaması iyi oldu aslında. Sadece yürümeye devam ettik. Sabah olduğunda Stefan birden insan oldu. Sonunda sarılabildim ona. Galiba aşık olmuştum. Aşkın kaçınılmaz olduğunu biliyordum. Bu sefer hislerime karşı gelmedim. Eve dönmemiz gerekiyordu artık. Okul diye birşey vardı. Kesin sınıfta kalmıştım. Okula keyif için gidecektim anca. El ele tutuşarak Stefan'lara vardık. Kapıda bekledim ve hazırlandığında bizim evin yolunu tuttuk. Çok acıkmıştım utancımdan söyleyemedimde. Eve geldigimizde babam öldürecekmis gibi bakıyordu. "Elena neredesin sen insan bir haber verir" dedi.

-baba insanlar haber verirdi ama ben insan değilim dedim. gülesim gelmişti. Hemen odama çıkıp okul kıyafetimi giydim. Saçlarımı dağınık bir şekilde topuz yaptım bilekliklerimi doldurup aşağı koştum.  Diş fırçalamayı unuttuğumu anlayıp geri dönüş yaptım. Fırçalayıp aşağı indim. Stefan'la babam sohbet ediyordu. Stefan "size onu koruyacağım hakkında söz veriyorum" diyip ayağa kalktı. Bişeyler yemeden şurdan şuraya gitmezdim. Önce kahvaltı yaptık. Sonra evden çıktık. Arabası süperdi ya. Benimde birtane arabaya ihtiyacım var. Arabaya bindiğimizde son ses müzik açtım. Okul bizim eve çok yakındı. Dolaşacağını tahmin ediyordum. Eğlenmeme baktım. 15-20 dakikada okulda olduk.  Emma dışarda oturuyordu ve bizim el ele girdiğimizi görünce tiz bir çığlık attı. Yanımıza gelip "siz ne ara...neyse sustum.hayırlı olsun" dedi. Şu arkadaşlarında iliskilerimizde bizden heyecanlı olmaları kaçınılmaz birşey. Stefan "ben istiyorsam olur" dedi. Bir tane vurdum omzuna. Şakasına vurdum acıtmadan. Ama yjnede gülerek "auvvv acıdı" dedi. Sınıfa çıktık. Hala el eleydik. Gözler birden bize döndü. Bu insanlar da hiç sevgili görmemişler galiba. Olivia hariç herkes olumlu konuşuyorlar. Olivia'da umrumda değil artık. Sıraya oturduk. Emma önümüzden dönüp "eee anlatın nasıl oldu." dedi. Stefan heyecanlı bir şekilde bana bakarak anlatmaya başladı. "Ona kötü davrandım ama o bana karşı hep iyi oldu. Ona zaten aşıktım. Daha çok aşık etti. Oda bana aşık oldu ve sevgiliyiz" dedi. Yerim ya ben bunu. Nasıl tatlı anlatıyor. Biraz yalanda olsa anlattı. Emma şaşkın bir sekilde "kim kime kötü davranıyordu anlamadım. Değişik bir çiftsiniz" dedi. Kız haklı. Dışardan ben kötüymüsüm gibi görünüyordu ama yaşadıklarımızı kim bilebilirdiki. Sadece güldük. Sınıfa hoca girdiğinde direk gözü bana kaydı. Bu hocalar niye hep bana takardıki.

+o elena. Sen hic bilirmiydin okulun yolunu

- valla hocam aslında biliyorum ama keyfim gelmek istemeyince zorlamıyorum dedim. Baya sinirlenmis gözüküyordu. Devamsızlık zaten çok sınıfta kalmanın keyfini çıkarıyordum. Hoca beni boşverdi ve derse giriş yaptı. Bütün ders Stefan'la uyuduk. Tarih dersiydi sonuçta. Sözel derslerin çoğunda uyurdum. Ders bitiminde Stefan'a "ben kantine gidiyorum" diyip sınıftan çıktım. Kantine geldiğimde çok sıra olduğunu gördüm. Yine ani dönüşlerimde yapıp binaya yöneldim. Kantinde sıra beklemek bana hep ezikçe gelmiştir. Sınıfa doğru yürürken biri kolumu tutup "merhaba elena" diye fısıldadı. Arkamı döndüğümde daha önce hiç görmediğim biri olduğunu anladım. Bu okula yeni gelmis olmalıydı. Bir sevdiğim olmasaydı rahat yürürdüm bu çocuğa ama var. Kolumu hızlıca çektim ve "ismimi nerden biliyorsun" dedim. Çok nazik bir şekilde sırıtıp "bilmeyen yok" dedi. Okulda biraz tanınıyor olabilirdim ama ismimi bilmesi garip geldi. Boşverip sınıfa girdim. Stefan niye bişey almadığımı sorunca pencereden kantindeki sırayı gösterdim. "Ne alcaktın" deyince çikolata dedim. Der demez kalkıp sınıftan çıktı. Bir dakikaya elinde çikolatalarla geldi. İşte hayalimdeki erkek buydu. Çikolatayla birlikte benimdi. Hemen elinden aldım ve yedik. Sonra yine hoca geldi. Tenefüslerin hazin sonu bu oluyor. Okul boyunca Stefan'la güldük eğlendik. Emma'yı satıyor gibi olmuştu ama o pek öyle şeyleri takmazdı. Çıkış saati geldiğinde sınıftan stefanla çıktık. Karşımızda birden annem denilen kadını gördük. Anlaşılan bu kadın rahat bırakmayacaktı. Ona yüksek bir sesle "ne istiyorsun artık söylede kurtul. Çünkü ben senden kurtulmak istiyorum" dedim. Kulağıma eğilip fısıldayarak "anneye bağırılmaz" dedi. Çok sinirlenmiştim. Onu öldürmemek için kendimi zor tutuyordum. Bende onun kulağına eğildim ve "evet anneye bağırılmaz ama sen benim annem değilsin" dedim. Bana yapılanı tekrar etmek hoşuma gidiyor açıkcası. Stefan o arada susmakla yetiniyordu. Tam konuşacağı sırada elinden tutup çıkışa sürükledim. Okuldan çıktığımızda birden karşımızda belirdi ve "benden kaçmana gerek yok.sana zarar vermem.sadece merak ettiğim bazı sorular var onları cevaplamanı istiyorum" dedi. Pis pis sırıtmaya başladım.

-nasıl lanetten kurtulunur merak ediyorsan onu sadece ben yapabilirim ve inan kimseye söylemeye niyetim yok. Ha bide unutmadan ben ölürsem ölene kadar lanetli olursunuz.dedim.

Arkadaşlar yine ben . bugün yazdığım 3. Bölüm bugünü böyle kapatmak istedim. Umarım beğenmişsinizdir. İyi yada kötü her türlü yorumunuzu bekliyorum. :) iyi okumalar

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin