18. Bölüm

11.3K 576 39
                                    

Medya:stefan/

Kulaklarımı konuşanlara döndürdüğümde pek iyi şeyler duyduğum söylenemez. Kızlar benim hakkımda erkekler stefan hakkında konuşuyorlardı. "Bu kız haddini bilecek.Kendini birşey sanıyor. Bu okulu ona zindan edeceğiz" tarzı şeyler duyuyordum. Onlara dönüp sadece pislik gibi güldüm. Rekabet varsa eğlence oradadır. Çok eğlenceli olacaktı. Üçümüz birden binaya girdik. Müdürün odasını bulduğumuzda kapıya tıklatıp içeri girdik.

+hoşgeldiniz çocuklar. Buyrun bunlar okul kıyafetleriniz.

-ne yani.vampirlerle büyücülerle dolu bir okulda okul kıyafeti mi giycez. Hayatta olmaz

+tatlım. Okulumuzun kuralı bu malesef bu okuldaysan uymak zorundasın

-beni bu okula sen çağırdın ve beynime girdiğinde hiç böyle birşey demedin.

+evet haklısın ama bunu giymeniz gerekiyor. Ve birde siz kurtlar ayrı sınıfta sen elena ayrı sınıfta olmalısınız dedi. Karşı çıkacaktım ama pek bir anlamı kalmıcağını anladım. Kıyafet poşetlerini alıp odada çıkmaya yöneldik. O arada "yarın okul kıyafetlerinizi giyip gelin." dedi. Başımızı sallayıp odadan çıktık. Koridordaki herkes bize bakıyordu. Tam kavga etcek havamdaydım ve birine "hayırdır birşeymi oldu" dedi. Geri önüne döndü. Bizde yolumuza devam ettik. Binadan çıkınca dayanamadım bir tanesinin üstüne atladım. Stefan tuttu ve çekti. Kız arkamdan atlamak istesede onunda arkadaşı tuttu. Okuldan zorda olsa çıktık. Arabaya kadar sohbet ede ede yürüdük. Arabaya geldiğimizde sera "ben sürerim" dedi. Bizde arka koltuğa yayıla yayıla oturduk. Çok hızlı gidiyorduk. Yaklaşık yarım saatte vardık. Eve girip birşeyler yedik. Sonra koltukta yatar biçimde zincirleme uzanarak sohbet ettik. Stefan okulun çok sorunlu geçeceğini savunuyordu. Sera ise gitmekten çok memnun gibi konuşuyordu. Bende memnundum. En azından akşama kadar evde mal mal oturmucaktım.

Sohbet ede ede hava karardı ve uzandığımız yerde sızmışız. Sabah gözümü açtığımda Stefanın bacağında yattığımı fark ettim. Oda koltuğunu kenarına uzanmıştı. Benim bacağımda ise sera yatıyordu. Uyandırmamak için yavaşça kalkmaya çalışsamda ikiside uyanmıştı. Serayla odaya çıkıp okul kıyafetlerimize baktım. Kırmızı t-shirt ve siyah pantolon vardı benim kıyafet poşedimde. Seranınkinin farkı t-shirtünün mavi olmasıydı. Büyük ihtimal vampir ve kurt ayrımı için farklı renklerdi. Serayla kıyafetlerimizi giyip saçlarımızı yapmaya oturduk. Önce o benimkini su dalgası şeklinde yaptı. Sonra bende onunkini düzleştirdim. Vazgeçilmez bilekliklerimi taktım. İkimizde hazır olunca odadan havalı bir şekilde çıktık. Merdivenden aşağı baktığımızda Stefan'ın hala hazırlanmamış olduğunu gördük. Serayla aynı anda cırtla sesimizle "çabuk hazırlan" dedik. Bir anda bağırınce irkildi ve hemen odasına çıktı. İki dakika sonra yanımıza geldi. Çok tatlı olmuştu. Saçlarını elleriyle geriye atarken diğer kolunu tutup "yürü geç kaldık" dedim. Hep beraber evden çıkıp arabaya bindik. Ben sürdüm. 20 dakikada vardık. Koşarakta yürüme mesafesini 10dakikada geçtik ve okula vardık. İçeri girdiğimizde bahçede kimse yoktu. Sanırım derstelerdi. Bizde müdürün odasına çıktık. Sınıflarımızın yerini bilmiyorduk. Kapıyı tıkladık ve içeri daldık.

+hoşgeldiniz.hadi sizi sınıflarınıza götürüyüm deyip odasından çıktı. Bizde takip ettik. Bir sınıfın kapısını tıklayıp içeri girdi. Stefan ve serayı öğrencilerle tanıştırdıktan sonra boş yerlere geçmesini söyledi. Öylece kalmıştım. Müdür öğretmene "iyi dersler" diyerek kapıya döndü. Bende stefana göz kırpıp çıktım. Başka bir sınıfın önünde durup içeri daldı. Bende arkasından girdim. Bir yere yabancı olmak çok sinir bozucuydu. Beni tanıttıktan sonra öylece ayakta bırakıp gitti. Herkes bana tip tip bakıyordu. Hocada ayağa kalkıp "gerçekten senin lanetin yokmu" dedi. "Yok" deyince herkesin gözler şaşkınlıkla bakmaya başladı. Sanırım hala beni bilmeyenler vardı. Onlarda farklı ve daha iyi olmak hoşuma gidiyordu. "Boş bir yere oturabilirsin" diyince sıralara göz gezdirdim. Tek kişiliktiler. Kimsenin yanına oturmak zorunda kalmamama sevinmiştim. Ortalarda bir sıra boştu ve oturdum. Büyücülerle nasıl savaşılırdı dersin konusu. Ders boyun büyücülerin tehlikelerini anlattı ve zil felan çalmadı. Hiçbirşey demeden sınıftan çıkmıştı. Tam stefanın yanına gitmek için kalkacaktımki bir kız yanıma geldi.

+merhaba. İstersen sana okulu gezdiriyim.

-olur.

+tamam gel kantinden başlayalım.hem birşeyler içeriz dedi. "Tamam" diyip kızı takip ettim. Kantin baya bir kalabalıktı ve normal kantinler gibi değildi. İkitane vardı. Sanırım birinde kan veriliyordu, diğerinde ise normal yiyecek içecek. Kan içebilirdim ama karnım açtı. Vampir kısmında bir masaya oturdu ve "hadi kan alalım" dedi. "Canım kan istemiyor sanırım bir tost alcam" diyince ağzı açık kaldı. Tamda beklediğim soruyu yöneltti. "Sen normal yiyecek yiyebiliyormusun"

-evet yiyorum. Hatta çoğunlukla deyip diğer taraftan bir tost söyledim. O taraftakilerin hiçbirinde kırmızı t-shirt yoktu ve ben çok dikkat çekiyordum. "Nasıl başka birşey yiyebiliyor" diye soruları duyuyordum. Bilenler bilmeyenlere lanetli olmadığımı anlatıyordu. Sanırım bu okula gelir gelmez en tanınan olacaktım. Tostumu verdiğinde elime aldığım gibi biri çekti. Kim olduğuna baktığımda pis pis gülen bir kız gördüm.

-ya tostumu ver yada

+yada ne. Dövermisin beni. Burası normal dünyaya benzemez insanla dövüşmüyorsu tatlım

-bence şansını zorlama ve o tostu ver

+zorlarsam ne ol... Diyemeden üstüne atlayıp boynunu sıkmaya başladım. Nefes alamıyor gibiydi. Kurtulmaya çalışıyordu ama boşuna. Bende bogazını sıkarken pis pis gülüp "bir daha sakın bana bulaşma" dedim. Sonrada bıraktım. Yerde bir kaç saniye öyle kaldı. Sonra kalkmasına yardım ettiler ve gitti. Stefan yanıma gelmişti. Ne oldu der gibi bakıyordu. "Kaşındı" dedim. Sonra bir tost daha aldım ve kızı orda bıraktığımı hatırladım. Hemen yanına gittim. "Kusura bakma geç kaldım" diyip yanına oturdum. Stefanda gelip oturdu. Herkesin yukarı çıktığını görünce bizde çıktık. Derse girdim. Yaratık efsanelerinden felan bahsediyorlardı. Dinlemedim açıkçası. Zil çalınca öğretmen "herkes çıksın sen kalıyorsun" dedi. Ne konuşacaktıki.

Merhaba arkadaşlar yine ben. Bir bölüm daha son buldu. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. Her türlü yorumunuzu bekliyorum. İyi okumalar.

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin