36. bölüm

9K 491 69
                                    

Bu şimdi nasıl söyletmişti. Keşke karşı koysaydım. Ama nerden bilebilirdim ki büyüsünün tutacağını. Gülerek yerine oturdu. Bende sinirle yanına gidip "sen görürsün" dedim. Sırama oturduğumda öğretmen Erice dönüp "sen gerçekten güçlü olmalısın hangi soydan geliyorsun" diye sordu. Eric kollarını göğsünde kasıla kasıla birleştirdi. Arkasına yaslanıp "bilmemeniz sizin sağlığınız açısından daha önemli" dedi. Bu lafı ben öğretmene soksam uzatırdı sonrada müdüre şikayet ederdi ama bu sefer hoca derse döndü. Bir kaç çift daha kaldırdı. Ergen ergen sorular sordular. Kimden hoşlanıyorsun, beni seviyormusun, en nefret ettiğin kişi felan. Daha sonra öğretmen sınıftan çıktı ve Ericin önündeki kız dönüp "sen gerçekten çok güçlüsün. Telefon numaranı verirmisin" diye sordu. Oturduğum yerden tükürüklerimi saçarak güldüm. Her ikiside bana döndüğünde "bide bana sürtük der. Ben kimsenin telefonunu istemiyorum" dedim. Kız sinirle kalktı gitti. Bu kadar olur anca. İnsan bir laf sokmaya felan çalışır. Her defasında kaçıyor. Bende kızın yerine oturup kafamı Erice çevirdim ve "hangi soydan geliyormuş bakalım bu gizemli" diye sordum. Güldü. Niye gülüyorsun diye bakış attığımda ise "Ben senin gibi herkese herşeyimi söylemiyorum" dedi. İşi gücü laf sokmaj heralde bunun. Bu lafın altında kalmazdım. Bende onun gibi gülmeye başladım ve "pardonya senle beni karıştırdım. Sen bitek kendi hayatını düşünen bencil biriydin. Sevdiklerine bile sırlarını söylemezdin dimi" dedim. "Senin sevdiğim biri olduğunu nerden çıkardın küçük hanım" dedi. İşte bu lafı beklemiyordum. Asla altta kalmazdım. Dediklerimde saçmalasam bile. "Pardon ya ben lanetini kaldırmak için evlenme teklifi ettiğini unutmuştum" dedim. Suratı birden asıldı. Haketmişti. Sıradan kalkıp dışarı çıktım. Stefanın sınıfına gidip biraz oturdum. Sonra vampir sınıfına gittim. Bugünlük yeterdi bu kadar büyü dersi. Öğretmen içeri girdiğinde "Elena sen sınıfın yolunu bilirmiydin" diye sordu. Okula yeni geldiğimi sanıyordu heralde. "Hocam müdür beni her gördüğünde büyücülük sınıfına soktuğu için aynı anda iki yerde olamıyorum pek" dedim. Hiçbir şey diyemeden oturdu. O sırada Ken "bugün havandasın heralde" dedi. Bende güldüm ve "her zamanki halim" deyip derse döndüm. Öğretmen "Evet bugün tehlikeli büyücü soylarından bahsedeceğiz. " diyince biran düşüncelerimi okudu sandım. Ericin soyu tehlikeliyse bulabilirdim.

+evet en önce Black soyundan başlıyalım. En güçlü soydur. Bu soydan herkes öldü. Kitabı yazan kişi bu soydandı. Bildiğiniz üzere geleceği görebiliyordu. Dedi.

Elimi kaldırıp "hepsinin öldüğünden emin misiniz" diye sordum. "Evet öldüler. Ölmeselerdi çpktan kendilerini belli ederlerdi" dedi. Eric bana bir arkadaşının geleceği gördüğünü söylemişti. Sadece iki seçenek vardı. Ya arkadaşı bu soydandı yada başka bir soyda geleceği gören biri vardı. Bunu ögrenmek icin tekrar sordum. "Peki başka bir soyda geleceği gören biri olamazmı" diyince "hayır" diye net bir cevap verdi. Demek oluyorduki daha soy bitmemişti. Aklımı düşünceler karıştırırken öğretmen ikinci soya geçti.

+bir diğer tehlikeli soy Smill soyu çocuklar. Bu soydakiler ölüleri diriltiyorlardı. Yani bir savaş olduğunda biri ölür ölmez diriltiyor sayılarını eski haline getiriyorlardı. Ama bunların hepsi aynı zamanda öldürüldü ve nesilleri son buldu. Tabi kesin birşey yok diğer dünyadan gelebilirlermi bilmiyoruz. Dedi.

Vay be şu soya bak. Hiç cenaze yapmıyorlardır bunlar. Espirileri bile vardır. En çok ben öldüm felan diye hava atıyorlardır kesin. Kafamda neler dönüyordu böyle. O sorada hoca bu soyun konusunuda bitirmiş bir diğer soya geçmişti.

+Evet çocuklar bu soy günümüzün en tehlikelisidir. Diğerleri bittiği için. Tüm bilgileri ve büyüleri flaşa aktarır gibi çocuklarına aktarabiliyorlar. Ezber yapmalarına hiç gerek kalmıyor. Bilmedikleri hiçbir büyü yok. Onları yenebilmek için her büyüyü bilmek gerek dedi. Bu büyücü soyu beni yenemezdi. Benimde ezberlememe gerek yoktu. Hissetmem yetiyordu. Böyle düşünürken öğretmen sınıftan çıktı. Sıramda rahat rahat otururken sesler duydum. Birileri kavga ediyordu. Sınıftan hızlıca çıktım. Kende sesi duymuş gibiydi yanımda geliyordu. Ses kurt sınıfından geliyordu. İçeri daldığımda Sera ağzı açık olanları izliyordu. Eric miydi yüzünü tam seçemiyordum ama Stefana saldırıyordu. Yüzünü seçemememin nedeni hertarafı siyaha boyanmıştı. Hemen ayırıp itekledim. Bu ericti. Emindim. Bütün vücut ve yüz hatları aynıydı. Neden siyah olmuştuki. Stefana döndüğde çoktan kurt olmuştu. "Sakin ol" dediğimde  yavaş yavaş nefes aldı ve insan oldu. O kadar sinirli bakıyorduki Erice ben bile korktum. Tekrar Erice döndüm. "Yürü senle konuşacaklarım var" dedim. Stefan bana öyle bir baktıki. Tüm sinir dolu bakışları bana dönmüş gibiydi. Ama Erici burdan gönderebilirdim. Her fırsatı değerlendirmek lazımdı. Beraber okuldan çıktık. O sırada ten rengi eski halini almıştı. Kimsenin kalmıcağı yere kadar yürüdükten sonra durdu ve "ne var" diye sordu. Tam karşısında durdum ve

-Soyunu söylemiyorsun çünkü hepinizin öldüğünü sanıyorlar. Eğer yaşadığınız ortaya çıkarsa herkes sizi öldürmeye çalışacak..

+ne dediğini anlamıyorum Elena

-Bence gayet iyi anlıyorsun. Senin soyun Black.

Dedim. Şaşırmış görünüyordu. Ağzını bile açmadan tekrar söze girdim.

-Ya burdan gidersin yada herkes senin soyunu öğrenir dedim.

+Sen olayı tümüyle yanlış anlamışsın. Ben değilim geleceği gören. Arkadaşım. Deyip güldü.

-Yemezler canım. Beni fazla küçümsüyorsun. Çözdüm hakkında herşeyi. Tek bir soru işaretim var.

+Neymiş o küçük hanım.

-Bu demek oluyorki diğer dediklerim doğru. Soru işaretimde şuki büyücülerin laneti ne

+Büyücüler ölümsüz değiller ve her zor büyüde uykuları gelir. Ama bizimgibi güçlüler yüzyıllar boyunca yaşayabilir. Büyü yaparak.

-Madem öyle neden lanetini kaldırmak istiyorsun

+istediğimi söylemedim. Bunu sen uydurdun.

-Madem ben uydurdum neden benle evlenmek istedin.

+Bunu gerçekten istemiştim. Diyip gitti. Okula diğil ters yöne doğru gidiyordu. Bende geri okula döndüm. Ders başlamıştı. Bu yüzden Stefanın yanına gidemedim. Bende kendi sınıfıma girdim. Özür dileyip yerime oturdum. Öğretmen benim yanıma yürüyüp "yine kavga çıkmış. Eminim seninle ilgisi vardır" dedi. Bende "herşeyi benden mi bilceksiniz." diyerek sinir dolu bakışlarımı yolladım. "Sorun o değil Elena. Sorun siyaha bürünmesi. Eminim biliyorsundur."  dedi. Harbiden bunu düşünmemiştim. Kendini gizleyen birisi neden siyah olup dikkat çeksinki. Hala bilmediğim birşeyler vardı. "Bilmiyorum neden  olduğunu." dedim. Israrla soracak hali yoktu. Bu işin peşini bırakmayacağından emindim. Derse tekrar döndü. Ders bitiminde sınıftan çıkıncada direk Stefan'ın yanına gittim. Çok sinirli görünüyordu. "Umarım geçerli bir açıklaman vardır." dedi. Direk savunmaya geçtim. "Stefan onu burdan  göndermenin yolunu buldum galiba. Bu yüzden konuşmak istedim." dedim. Serayla aynı anda "Neymiş bakalım o yol" dediler. Heycanla "burda söylemiyim duymasınlar. Hem evde kurtulma partiside yaparız" diyip gülerek sınıftan çıktım. Sınıfıma girip oturdum. Kızın biri arkasında üç tane kızla yanıma gelip "bak olaylar çıkarttım. Sesimiz çıkmadı. Ama akıllı olacaksın küçük faişe. Bu okul senin değil." dedi. Sadece güldüm. Bende diyorum ne eksik ne eksik yeni okulumda. Artistlik taslıyan havalı kız grubu eksikti. "Canım şimdi müdürden ceza felan yersin olay çıkartma. En iyisi çıkışta görüşelim. İstediğin kadar adam topla. Ben tek olacağım" dedim. "Anlaştık" diyip sıralarına oturdular. Okul çıkışı geldiğinde okuldan çıkıp bekledim. Sonunda gelmişlerdi. Gelir gelmez kızın biri önden biri arkadan atladı üstüme arkadaki aldığım gibi öndekinin üstüne geçirdim. O sırada Stefanla Serada gelmişti. "Ben hallediyorum karışmayın" diyip diğer saldıran iki kızı yere yapıştırdım. Sonrada elimi kaldırdığım gibi başlarına ağrı verdim. Kıvranıyorlardı. O sırada "birdaha bana bulaşmayın. Şimdilik affediyorum" diyip ağrılarına son verdim. Stefanla Seranın yanına gidip "hadi eve gidelim" dedim. Sera "yine niye kavga ediyorsun" diyerek güldü. "Bu sefer benim bir suçum yok. Havalı kız gruplarını biliyorsunuz. Okul onların sanarlar. Kavga etmek istediler. Kırmadım." diyip güldüm. Arabaya kadar hiçbirşey konuşmadan yürüdük. Arbaya gelincede son ses müzik açıp Serayla koptuk. Eve gelir gelmez Stefan ciddi bir tavır alıp "ee neymiş başımızdan def etme yolun" diye sordu. Gülerek oturdum ve

-O black soyundanmış. Kimsenin bunu bilmesini istemiyor. Herkes onun soyunun öldüğünü biliyor. Herkese söylemekle tehdit ettim. Dedim.
Merhaba arkadaşlar bir bölüm daha son buldu. Umarım beğenmişsinizdir. Vite ve yorumlarınızı bekliyorum. Git gide azalıyorlar. Bu durum üzüyor. Neyse iyi okumalar. :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin