"Seni asla affetmicem" dedim. Doğru. Hataları kolay kolay affetmezdim. Ama o kadar çok istiyordum ki. Şimdiden özlemiştim onu. Gözleri dolmuştu. Onu ilk defa ağlarken görüyordum.
+Elena ben gerçekten özür dilerim. Neden öyle bişey yaptım bilmiyorum. Çok çok özür dilerim diyordu. Gerçekten ağlıyordu. Yapma işte dayanamıyorum diye iç geçiriyordum. Bende dayanamadım ağladım. Aşktan bu yüzden nefret ediyordum. Hıçkırıklarımın arasında "git lütfen" dedim. "Lütfen lütfen affet. Bir daha böyle birşey yaparsam kendi ellerine öldür çıtım çıkmaz. Lütfen" diyordu. Daha fazla dayanamayıp dudağına yapıştım. Aşk gururdan üstün çıktı. Yaptığımız en uzun öpüşmeydi. Yatakta devam ettik. Ama biraz daha ilerlesek sonuçları kötü olabilirdi. Ayrılıp "gitmelisin artık" dedim. Kolundan tutarak "sensiz biyere gitmiyorum" dedi. Babam evde olduğunu bile bilmiyordu. "Saçmalama babamla julia görmeden gitmelisin" dedim. Buna gülmüştü. "Julianın kulaklarının iyi duyduğunu unuttun galiba. Emin ol biliyordur" dedi. Doğruya. Etrafındakilerin insan olmamasının en kötü yanıydı galiba. Bende güldüm. Öpmeye devam ettim. Ayrıldığımda "evine git" dedim. "Evimize gidiyoruz" deyip kolumdan çekti. Pencereden atladık. Julia hemen karşımıza gelip "bir yere götürmüyorsun kızımı" dedi. Aovv. Resmen izin alamamıştım. En son izin alamama olayını 10 yaşında felan yaşamıştım galiba. Garip ve aşağılayıcı bir durumdu. Ellerimi göğsümde birleştirdim ve "izin alan kim" dedim. Tek kasını kaldırıp oda ellerini göğüsünde birleştirdi. "Elena onun seni üzdüğünü hatırlatırım.bir daha üzmiceği ne malum" dedi. Haklıydı. Nerden bildiğini sormadım çünkü bizi duymuştu. Stefan "çünkü bir daha üzmicem" dedi. Çok kararlı ve ciddi duruyordu. Polis arabası sesi duyduğumda dikkat dağıtmak amacıyla "o seste ne" dedim. Başarmıştım. Herkes sesi geldiği yöne baktı. Araba bizim evin önünde durduğunda kapının oraya gidip "ne oldu" diye sorduk. Bir polis yanımıza gelip "Elena bizimle merkeze kadar geliyorsun" dedi. Sanırım büyük katliamımızı gören olmuştu. Stefanla Julian polislere şaşkın gözlerle bakarken babam çıkıp "ne oluyor" dedi. Polisler cevap vermek zorunda hisse dercesine "5 ölü. Yangın çıkartılmış ve orda bulunan son iki kişidkişiden birisiniz" dedi. Şimdi ne yapcaktım. Stefan sinirle bana baktı ve "ben bişey yapmadım" dedim. Yani sonra söylerdim ama polisin yanında olmazdı. Polis arabasına binip merkeze yol aldık. Arkadan geliyorlardı. Merkeze geldiğimizde iki polis itip kalkar gibi kollarından götürünce "yavaş be" demeden edemedim. Bana bakmadılar bile. İçeri girdiğimde sorgu için saçma sapan bir odaya getirdiler. Korkutucu bir hava vermek istemeleri belliydi. Bir masa iki sandalye ve tam masaya denk gelen bir ışık. Beni sandalyelerin birine oturtup beklememi söyleyip gittiler. Yaklaşık beş dakika sonra bir polis geldi ve karşıma oturdu.
+evet olayı anlatırmısın. Orda kavga çıkarttığın söyleniyor. Baya bi pataklamışsın arkadaşınla ölen adamları
-orda sadece bize içki vermiceklerini söyleyince tepki verdik. Daha sonrada içkilerimizi verince sakinleştik sadece. Nasıl iki kişi adam pataklaya biliriz ki. İçerkende yangın çıktı. Muhtemelen alkollerden hızlı yayıldı bizde kaçtık.
+sencede sadece tartıştığınız adamların yanması garip değilmi.
-bence değil adam sahibiyse işyerinin yanmasının durması için herşeyi yapmış olmalı. Biraz mantıklı düşünün. Zaten sadece garson ve sahibiyle tartıştık.
+ifadeyi zaten garson verdi. Çok korkmuşa benziyordu.
-eğer ben öldürmüş olsaydım garsonuda öldürürüm. Hem ben nasıl adam öldürebilirimki dedim. İnadırıcılığıma bayılıyordum. Hafif bir gözyaşıyla adamı inandırmak zor olmadı. "Tamam çıkabilirsiniz" diyince yavaşça çıktım. Stefan babam ve julia kuzu gibi dizilmiş beni bekliyorlardı. İlk babam sarıldı ve "ne oldu" dedi. Bende "tabiki suçsuz olduğum anlaşıldı.hadi eve gidelim" dedim. Babam sürücü koltuğuna oturdu julia da yanına geçince arka koltuk Stefan'la bana kalmıştı. Stefan bana merakla dönüp "senmi öldürdün" dedi. Psikopat bir şekilde "yani hepsini değil 2 tanesini felan" dedim. Kızgın ve üzgün bir şekilde "yanındaki kişi Kendi değilmi" dedi. Başımı evet şeklinde sallayınca julia arkasını hızlıca döndü ve "ken'le arkadaşmısın" dedi. Ne yani julia tanıyormuydu Ken'i. "Evet ne var bunda.hem sen nerden tanıyorsun" dedim. Suratı birden düştü ve "boşver" derken önüne döndü. Babamla bir süre bakıştılar. Birşey biliyorlardı ve bunun Ken hakkında olduğuna emindim. "Ken hakkında ne biliyorsunuz" diye çıkışınca "hiçbirşey Elena kurcalama" demişti babam. Baktım söylicek gibi değiller Ken'e sorardım bende. Stefanda merak etmiş gibi gözüküyordu. Birde kenle dışarı çıkıp barda katliam yapmamızın sinirliliği vardı tabi. Ama birşey diyemezdi ona olan sinirimden yapmıştım. Eve geldiğimizde Stef babama "elenayı evine götürebilir miyim" dedi. Babam "hayır bugün bizimle kalcak" diyince bir babam olduğunu anlamıştım. Uzun zamandır kararlarımı tek başıma veriyordum. Bu hoşuma gitmişti. "Peki" diyip gitti. Bizde eve girip salona dizildik. Ken konusunu tekrardan açıp "Ken hakkında ne biliyorsanız söyleyin yoksa ben bir şekilde öğrenirim" dedim. Yani büyücüysem bir şekilde öğrenebilirdim. Odaklanmam yeterdi. "Birşey bilmiyoruz Elena tamam mı" demişti julia. Benim kadar inandırıcı olsaymış keşke. Gözlerimi gözlerine sabitledim ve "julia doğruyu söylemeni istiyorum.bana kenle ilgili doğruyu söyle" dedim. Ağzını açtı ve "o senin kardeşin" dedi. Gülmeden edemedim. Ken ve ben kardeş olmak. Çok komikti harbiden. "Hayatta inanmam. Doğru düzgün bir yalan söyleyin.hani inandırıcı olanlardan. Onun ailesi öldü" dedim.
+Elena ben az önce ne dedim
-julia kafayı mı yedin
+hatırlamıyorum ne dedim
-kenle kardeş olduğumuzu söyledin.
+bana ne yaptın nasıl söylettin diyerek irkildi. Sanırım büyü altına almıştım. Ne yani doğrumuydu. Nasıl ya. "Kardeşmiyiz" diye bağırdığımda "evet" dedi. Resmen kardeşimle öpüşmüştüm. Bu gerçekten iğrençti.
-nasıl kardeşiz açıkça anlat şunu julia
+insanken bir büyücüyle birlikte olmuştum Elena. Hamileyken onun bir arkadaşı beni vampire çevirdi. Kende vampir oldu. Ama babası onun benim yüzünden vampir olduğu için elimden aldı. Büyüyle benim öldüğüme inandırdı. Sonra babana aşık oldum dedi. Harbinden Ken benim kardeşimdi. Ağzım açık kalmıştı. Ken'e bunu söylemeliydim. Odama çıktım ve uykuya teslim oldum. Sabah erkenden uyandım. Kenin tepkisini çok merak ediyordum. Aşağı inip kendi kendime kahvaltı yaptım. Sonra odama çıkıp saçlarıma maşayla su dalgası yaptım. Eyeliner sürdüm bilekliklerimi taktım. Dişlerimi fırçalamayı Unuttuğumu anlayıp fırçaladım. Telefonumu pantolonumun arka cebine koyup odamdan çıktım. Babamın arabasının anahtarını alıp juliadan para istedim. Babam uyuyordu. Parayı ve anahtarı alıp evden çıktım. Arabaya bindim ve okulun yolunu tuttum. Biraz erken gidiyordum ama Ken okuldaydı. Kimse yokken gidip söylemek daha iyi olurdu. Geldiğimde arabadan inip sabırsızca koştum. Geldiğimde kimse yoktu. Binaya girip 4. Kata kadar çıktım. Odalar vardı. İlk gördüğüme girince 4 tane hazırlanan kız gördüm. "Kusura bakmayın izinsiz girdim. Ken hangi odada kalıyor" diyince kızın biri "koridorun sonunda soldaki odada" dedi. Teşekür edip çıktım. Kapıdan içeri girdiğimde giyime bir çocuk gördüm. "Özür dilerim" diyerek gözlerimi kapattım. Kenin sesini duymuştum. "Elena ne oldu" diyordu. "Seninle konuşmam gereken birşey var.gelirmisin dışarı" der demez gözlerimi koridora döndürüp açtım. Yanımda duruyordu. Bahçeye inip bir banka oturduk. Ona dönüp "biz kardeşiz" dedim.
Merhaba arkadaşlar. Bir bölüm daha son buldu. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Yorum ve vitelerinizi esirgemeyin lütfen. İyi okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neyim ben
FantasyHayatımda hersey çok normaldi. Şimdi ne mi değişti? ben değiştim. Eskisi gibi değilim artık. Ben insan değilim. Etrafım vampir, büyücü ve kurt adam dolu. Bense bunların tek hedefiyim. Hepsi bana alacaklı gözle bakıyorlar. Kimileri yaklaşamıyor, kimi...