28. bölüm

10.1K 543 41
                                    

Medya:stefan//

Müdür öylece ağzı açık baktı. "Nasıl yani" dedi. Gülerek "basbaya o saçma kelimeleri söylemeden istediğimi elde edebiliyorum" dedim. Kafamı sınıfa çevirdiğimde herkesi beni dinlediğini anladım. Herkes susmuş bana şaşkınlıkla bakıyordu. Sanırım söylememem gerekiyordu. Müdür beni koluyla çekip sınıftan çıkardı. "Büyücülük dersi görmeni istiyorum Elena.en azından ne kadsr gücün var o anlaşılır" dedi. Tamam diyip büyücü sınıfına girdim. Tanıdık olarak Damon vardı ve tanrıya şükür önü boştu. Önüne oturup "sanırım bende bazen büyücülük sınıfında olacam" dedim. "Nasıl yani birde büyücümüsün" diyince gülerek "pek sayılmaz.sizlerden farklarım var" dedim. O sırada içeri öğretmen girdi ve gözü direk bana kaydı. Ne vardıda bu kadar dikkat çekiyordum. Tamam t-shirtüm kırmızı olabilir ama o kadarda dikkat çekecek birşey değildi. "Elena senin büyü yeteneğin yoktu, niye bu sınıfa geldin" diye sorduğunda aşağılayıcı tavrının farkındaydım. Birazdan kapak olacaktı. Gülerek "müdür gönderdi. Büyü konusunda sizden bile yetenekli olduğum kesin" dedim. Şu öğretmenlerede kafa tutmak hoşuma gidiyordu. Sinirlenmiş gözüküyordu. "Öylemi küçük hanım. Kolay bir uçurma büyüsünü bile yapamayam biri için fazla ağır laflar kullanıyorsun" dedi. Herkes bana ezik dermiş gibi bakıyordu ve bu fazlasıyla sinirimi bozdu. Tahtaya çıkıp "ne yapmamı istersiniz" dedim. "Beni bayılt" diyerek güldü. Öğrencilerde ona katıldı. Sanırım kolay birşey olmıcaktı. "Ne var bunda" diyince "kendimi koruma büyüsü yaptım" dedi. Önce güldüm. Sonra bayılmasına odaklandım. Yaklaşık 10 saniye sonra yere düştü. Gülen sesler bu sayede susmuştu. Herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Damon o kadar şaşkın değildi. "Ne bakıyorsunuz.öğretmeninize kolonya felan getirin" diyince öğrencinin biri dışarı çıkıp elinde kolonyayla geldi. Kısa bir süre uğraştıktan sonra öğretmen ayağa kalktı ve bana sinirle "yerine geç" dedi. Gülerek verdiği komutu uyguladım. Emirlerden hoşlanmazdım ama bu onu sinir ediyordu. Öğretmene tekrar baktığımda "sözleri ezbere biliyormusun" diye sordu. "Açıkçası büyü kitabım yok.odaklanmam yetiyor" dedim. Şaşkındı ama bunu gizlemeye çalıştı. "Peki dersimize dönelim.kim bir vampiri etkisiz hale getirecek bir büyü yapabilir" diye sorunca kızın biri kalktı. İçeri bir kırmızı t-shirtlü girdi ve kız sözler söylemeye başladı. Yaklaşık iki dakika  sonra pat diye yere düştü. Tahtaya kalkıp kızı ayılttım. Ayağa kaldırdım ve dışarı götürdüm. Yoksa kimsenin kaldıracağı yoktu. Sınıfa geri girdiğimde hiçbirşey demeden yerime oturdum. Ders bitincede çıkıp Stefanın sınıfına girdim. Serada oda yoktu. Sınıftan bir kıza sorduğumda "onlar gitti" dedi. Nereye gitmiş olabilirlerdiki. En azından bana söylemeden. Telefonu çıkartıp aradığımda meşgule attı. Tekrar aradım. Telefonu Sera açtı."Elena çabuk eve gel abimi öldürüyorlar" dedi. Öylece kaldım. Son hızla arabaya koştum. Biner binmezde hızla eve gittim. Gelincede kapıyı kırıp içeri daldım. O adamlardı. Stefanın yanında kalan iki adam. Stefan ve serayı bağlamışlardı. Beni görünce saldırıya geçselerde durdurdum. Baya bir patakladıktan sonra çözdüm. Sonra adamlardan birinin gırtlağına yapışıp ölene kadar sıktım. Serayla stefanda diğerini hallediyorlardı. Adam ölünce stefanlara baktım. Onlarda öldürmüştü. "Ne oldu" diye sorunca sera "seni soruyorlardı" dedi. Bir belalılarım eksikti. Cesetlerini bahçeye seri katil edasıyla gömüp evdeki kanları temizledik. Koltuğa oturduğumuzda "neden okuldan gittiniz" diye sordum. Yani ayaklarına gitmiş halleri yoktu. Stefan "eve gelin çabuk" diye mesaj gelince merak ettim. Gittim. Arkamdan sera gelmiş" dedi. "Ya insan banada söyler" diyince tepki vermedi. Okuldanda çıkmıştık. Serayla mutfağa girip makarna yapmaya başladık. Sera'nın pek yemek yapmadığı belliydi. Domates rendelerken yavaş yabaş yaptığını görünce Stefan "sen bırak geç içeri ben yaparım" dedi. Seranın işime geldi açıkcası. Hemen bıraktı. Elini yıkayıp içeri gitti. Makarnayı kaynayan suya atarken "senin mutfak becerilerindemi vardı" diyince güldü. Yanıma gelip "daha ne becerilerim var.görsen şaşarsın" diyip burnuma öpücük kondurdu. Makarnayı suya atıncada oturup sos yapmasını izledim. Çok komik duruyordu. Eline pek yakıştığını söyliyemezdim. Ocakta sosu pişirirken arkasından sarılıp "zehirlenmezsek iyi olur" dedim. Arkasına döndü ve "parmaklarını yemede" deyip güldü. Bende makarnayı tencereden çıkarıp farklı biyere koydum. Suyu süzülüncede tekrar tencereye koydum. O sırada yanımda sosunu pişiriyordu. G*tüyle hafif itekleyip "şimdi bana bırak" dedi. "Peki" diyip geri çekildim. Sosu makarnaya koyup karıştırdı. İki dakika sonrada "oldu" diye bağırdı. Sera mutfağa geldi. Çatal aldı ve tencereyi içeri kaçırdı. Bizde Stefanla arkasından çatallarla koşup daldırdık. Biraz hayvan gibi olabilirdik. Bir kısmımız hayvan sayılırdı. Tencerenin etrafında oturup yedikten sonra etrafı batırdığımızı anladık. Stefanla odaya kaçıp Seraya bıraktık. Arkamızdan söylensede komikti. Odada otuur oturmaz yine kafamda o ses konuştu.

"Kimseye değer verme elena.sen kötü birisin" dedi ardından başıma çatlıcak gibi bir ağrı girdi. Büyük bir çığlık attıktan sonra bilincimi kaybettim.

Gözlerimi araladığımda başımda sera'yı gördüm. Birden çığlık atmaya başladı "uyandı millet gelin" dedi. Yatakta doğrulduğumda julia stefan ve babamı gördüm. Julia endişeyle "sen bizi çıldırtcakmısın Elena.ne oldu" dedi. Bu kadında sanki benim suçummuş gibi konuşuyorya tam sinir oluyorum. "Kafamda durmadan bana öğüt veren biri var. Ne olduğunu anlamamış gibi herkes bana baktı. "Ne ya. Şizofren felan olduğumu düşünmüyorsunuz heralde" dedim. Stefan yanıma oturup "şu işi tam anlamıyla bir anlatsana" dedi.

-müdür büyü yeteneğim vardır diye beni büyücülük sınıfına koydu. Yapacağım zaman o ses belirdi ve kimseye yeteneğini gösterme dedi. Gösermedim. Sonra müdüre bugüm söylicektim yine kafamda konuştu. Bende karşı çıkıp söyledim. Burdada kimseye değer verme dedi. Ardından başıma ağrı verdi. Sonrasını bilmiyorum dedim. Julia şaşkınlıkla "senin büyü yeteneğin mi var" dedi. Sanırım henüz haberi yoktu. "Evet.hemde o saçma sözcükleri okumama gerek yok. Hissetsem yetiyor" dedim. "Sanırım sen sandığımızdanda güçlüsün". Bu sefer babam konuşmuştu.

-benden konuştuğunuz bittiyse şimdi kafamda konuşanın kim olduğunu öğrenmek istiyorum. Biraz fazla sinir bozuyorda dedim.

Kimse ses çıkarmadı. Hiçbirinin fikri yoktu. Bende "onunla hiç konuşmayı denemedim" dedim. Herkes onaylar şekilde kafasını kaldırdı. Bende "o zaman beni yalnız bırakında biraz sohbet edelim" dedim. Herkes odadan çıktı. Gözlerimi kapattım. Ruh çağırırgibi

-içimdeki ses. Bana kim olduğunu amacının ne olduğunu söylersen senin dediklerini yapabilirim dedim.

Bir süre sonra ses geldi.

+elena kimseye birşey söyleme. Ben senim iyiliğini düşünüyorum. O kitabı ben yazdım. Geleceği gördüm. Her bir özel öldükçe yenisi çıktı. Sen en sonsun elena.kendini tehlikeye atacak hiçbirşey yapma...

Merhaba arkadaşlar. Umarım beğendiginiz bir bölüm olmuştur. Kafanıza takılan soruları bana ulaştırırsanız yanıtlayabilirim.insanlık hali bazı şeyleri atlamış olabilirim. Vote ve yorumyapmayı unutmayın lütfen. Sıradaki olay kitabına göz atarsanız sevinirim .İyi okumalar. :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin