19. Bölüm

10.5K 577 40
                                    

Çok merak etmiştim. Acaba benimle ne konuşacaktı. Herkes çıkınca kapıyı arkalarından kilitledi. Sonra üstüme yürümeye başladı.

+nasıl laneti kaldırıyorsun söyle

-hayır.

+öylemi küçük hanım. Ölünce bu sırrının bir anlamı kalmıcak ama dedi. Kendime güvenim geldi ve ben onun üstüne yürümeye başladım.

-bak bay mutheşem öğretmen. Benden daha tecrübeli olabilirsin ama daha güçlü değilsin. Beni öldüremezsin..dedim. Geri gide gide duvara yapışmıştı.. Sonra birden karnına yumruğu geçirdim. Yere yapıştı. Yaklaşık 10 saniye sonra geri kalktı. Bu adam dayağa doymıcaktı galiba. Elini kaldırdı ve tuhaf tuhaf birşeyler söylemeye başladı. Büyü yaptığını anlıyabiliyordum. Hemen kaval kemiğine bir tekme atıp sözleri söylememesini sağladım. Ama bu pek uzun sürmedi. Kaldığı yerden devam etti. Sonra birden susup gözlerini açtı. Amacı neydi bunun. "Na-nasıl olmadı" diye şeyler mırıldanmaya başlamıştı. O sırada kapı açıldı ve içeri müdür girdi. Arkasındada meraklı öğrenci sürüsü vardı. Ne olduğunu sordu bende "öğretmene sorun isterseniz" deyip hocaya döndüm. Baya bir dayak yemişti. Bunun farkına yaparken varmıyordum. Müdür "benimle geliyorsunuz" deyince ikimizde müdürü takip ettik. Öğrencilerin fısıldaşmalarını pek aldırmadım. Odasına gelince içeri davet etti. Bizde girdik. Söze girerek:

+şimdi elena olayı senden dinlemek istiyorum.

-ders bitiminde herkesi çıkarttı ve benimle bişey konuşacağını söyledi. Arkalarından kapıyı kilitleyip üstüme yürümeye başladı. Laneti nasıl kaldıracağımı sordu. Bende  savunmak amaçlı yaptım bunları dedim. Yalan söylememiştim ama yinede tedirgindim. Ya öğretmeni dinlediğinde onun dediklerine inanırsa diye düşündüm. Sonrada düşüncelerime engel oldum. Çok çok okuldan giderdim ki bunuda hiç sanmıyordum. Müdür benim çıkıp derse girmemi söyledi. Sanırım bana inanmıştı çünkü öğretmene sinirli bir şekilde bakıyordu. Bende kalkıp dersime girdim. Başka bir öğretmen vardı. Bununda onun gibi çatlak olmamasını umut ederek yerime oturdum. Herkes soran gözlerle bana bakıyordu. Bense onlara aldırmayıp öğretmene döndüm. Derse devam etmesini beklerken bana yönelmiş bir şekilde konuştu: "biz bu okulda kimseye zarar vermeyiz." dedi. Bu söylediği bana komik gelmişti. Okulda öğretmen bile kavga ediyorken bana bu lafı sokması saçmaydı. Ayağa kalktım ve "öğrencilerinizi ve öğretmenlerinizi dizginleseniz kimse zarar görmez" diyip yerime oturdum. Çoğu bu dediğime güldü. Buda benim yanımda olduklarını gösteriyordu. Öğretmen dikkati dağıtacak şekilde öksürdü ve derse devam etti. Biz vampirleri anlatıyordu. Benim bildiğim şeyleri söylüyordu ama sona not olarak düştüğü şey dikkatim çekti. "Bazı vampirlerin ayrı özel bir gücü bulunabilir ama çok nadir vampirlerde görülür" dedi. Özel güçten kastı neydi acaba. Belki bendede olurdu. Bunu ona sorduğumda "geleceği görme, düşünceleri okuma,uçabilme,denizkızına dönüşebilme gibi" dedi. İşte bu enteresandı. O kitabı yazan büyük ihtimal geleceği gören biriydi. Düşünceleri okumayı filmlerde felan görmüştüm heyecanlı birşey olabilir. Uçabilme ve denizkızı olmayı garipsemiştim. Enteresan olurdu galiba. Bendede özel bir güç vardır umarım diye düşünürken hocada tam olarak bunu sordu.

+senin özel bir gücün varmı

-hayır. Yani aslında bilmiyorum belki vardır. Dönüşeli çok olmadı.

+peki. Herkese iyi günler diyip sınıftan çıktı. Tenefüstü galiba. Biranda neredeyse sınıftaki herkes etrafıma uçuştu ve "ne oldu" diye sormaya başladılar. Olayı onlara anlatacak halim yoktu. Bende sadece "kavga etmek istedi. Ettik" deyip sınıftan çıktım. Stefanın sınıfının önüne geldiğimde serayla arkalarda oturduklarını fark ettim. Yanlarına gittim. Olayları duymuştu büyük ihtimal. O sormadan sera "nasıl oldu" diye sordu. Müdüre anlattıklarımın aynısını anlattığımda Stefan "burada olmamamız gerekiyordu.tehlikeli" dedi. Ben öyle düşünmüyordum. Belki düşmanım çok olabilirdi ama yanımda olmak isteyenlerde vardı. "Hayır stefan ben burda kalıyorum" deyip sınıftan çıktı çünkü tenefüş bitmişti. Zil felan olmasa bile herkesin içeri geçmesinden anlıyordum. Sınıfıma girdiğimde benim yerimde oturan birini gördüm. Kız olsa kavga edecek sanırdım ama gayet yakışıklı bir erkekti. Önüme gittim. Kollarımı göğsümde birleştirip "orada ben oturuyordum" dedim. Bu çocuğu bugün okulda hiç görmedim. Ya yeni gelmiş yada geç kalmış olmalıydı. Oturduğu yerden kalkmadan "kaç aydır ben burda oturuyorum.yerimi çok beğendiysen verebilirim ama" dedi. Aoov çocuğun yerini almış birde laf yapıyordum. "Gerek yok" deyip gözümle başka boş yerlere baktığımda bir arkanın boş olduğunu fark ettim ve oraya geçtim. Çocuk arkasına dönüp "oturmak için güzel yer ama dikkat et derste bana bakmaktan dikkatin dağılabilir" dedi. Kendini beğenmiş. Hiç sevmem böyle tipleri. Tamam neredeyse sınıftaki bütün kızlar ona bakıyor olabilir ama ben asla bakmazdım. Sınıfa diğer ders giren öğretmen girdiğinde düşüncelerimden arınıp ona odaklandım. Kaldığı yerden devam etti.

+evet çocuklar geçen ders bazılarında özel yetenek olabilir demiştik. Bildiğiniz gibi bunların arasında Ken'de var. Evet ken bize yeteneğini gösterirmisin deyince önümdeki havalı tip ayağa kalktı ve öğretmenin yanına gitti. Bir anda tavanda ters yürümeye başladı. Uçabiliyordu yani. Normal vampirler havada durabilir yani ne varki bunda. Sadece uzun süreli olmazdı. Birden bire havada hiçbirşeye dokunmadan takla atınca herkes alkışladı. Aman ne büyük yetenek. O sırada öğretmen "yeterli ken" diyince yere indi ve sırasına doğru adım attı. Gelmeden öğretmen "hayır ken.bakalım iki özel vampirin dövüşü nasıl oluyor. Elena gelirmisin" diyince pis bir şekilde sırıttım. Havasının inmesi lazımdı. Ayağa kalktım. Benim normal bir vampir olduğumu sanıyordu heralde. Karşısına geçip öğretmenin başla komutunu vermesini bekledim. Vermeden önce ken öğretmene dönüp "onun yeteneği ne" dedi. Gülerek "benden bu kadar korkma. Henüz bir yeteneğim yok" derken söze öğretmen girdi.

+Lanetsiz bir vampir, kitaplara göre çok güçlü dedi.

Keni daha çok korkutması hoşuma gidiyordu açıkçası. Belli etmesede korktuğundan emindim. Öğretmen başla der demez. Üstüne atladım. Havaya çıkıp kurtuldu. Zıplayarak boynundan tuttum. Geri yere inmişti. Karnına geçirdiğim yumrukla kapıya yapıştı. Kendine gelip ayağa kalktığında ayağına tekmeyi atıp tekrar yere düşmesini sağladım. Gülme sesleri duyuluyordu ama nerdeyse hep erkekler gülüyordu. Onlara dikkatimi verdiğimden kafama aldığım darbeyle yere düştüm. Hemen ayağa kalkıp boğazına yapıştım. Çekmeye çalışsada yapamadı. Elimi boğazında çekmeden hocaya yeterlimi der gibi baktım. "Tamam durun" derdemez elimi çekip yerime oturdum. Oda ardımdan yerine oturdu. Arkasına dönüp "iyi işti aferin.ama o birkere olur. Kapalı alanda yeteneklerimi sergilemem biraz zor oluyor" dedi. Gülmeden edemedim. "Sorun değil açık havadada yaparız." dedim. O sırada öğretmen "iyi dövüştü aferin ikinizede" dedi. Havası biraz inmiş gibi gözüküyordu. Mutlu bir şekilde dersin geri kalanını dinledim. Bitiminde de yalaka kızlar "birşeyin varmı" diye Kenin etrafını sardılar. "Yakışıklınıza iyi bakın.kanatlari kopmuş olabilir" deyip sınıftan çıktım. Kantine inip çikolata aldım. Kantinin vampir kısmına oturmaya gittiğimde boş masa olmadığını anladım. Ken gelip birini boşalttı. Ve masaya oturdu. Ayakta öylece kaldım. "Gel otur boş sandalye var" diyince ikilemde kalsamda gidip oturdum. Sonra stefan gelip yanımıza oturdu. Harika şeytan üçgeni olduk harbiden. Ken "hayırdır kantinleri mi karıştırdın" diyince Stefan gülerek "sevgilim nereye ben oraya" dedi. Ken'in suratı asılmıştı. Sanırım onun etrafında olan kızlardan olmucağımı anladı. Masada çikolatamın paketini bırakıp ayağa kalktım. "Hadi stefan gidelim" diyince "sen çık ben geliyorum" dedi. Gerginlik seziyordum. Bıraksam kavga edeceklerini biliyordum. Kolundan çekerek ayağa kaldırdım "sende geliyorsun" diyerek. Ken malı konuşmasa ortam sakinleşcekti ama Stefan'a dönüp "ne oldu sevgilinin dediklerini mi yapar oldun korkak" deyince Stefan'ın gözleri sarı oldu. Dolunay hariç böyle görmezdim. Birden kurda dönüşüp Ken'e saldırdı. Hani birtek dolunayda dönüşebiliyordu. Hemde acısız dönüştü. Birşeyler ters gidiyordu..

Merhaba arkadaşlar. Bir bölüm daha son buldu. Umarım beğenmişsinizdir. Yine kısa oldu biliyorum ama ayrıntılara çok girip sıkılmanızı istemiyorum. Her türlü yorumunuzu bekliyorum ve lütfen okuduysanız voteleyin. Birşey kaybetmezsiniz. İyi okumalar :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin