20. bölüm

10.5K 563 35
                                    

Medya:ken/

Ken de kurda dönüşmesine şaşırmıştı. Etraftaki herkes Stefana bakıyordu. Hemen keni altından kurtarıp kurt kafasını ellerimin arasına aldım. "Sakinleş" diyince birden insana dönüştü. Bana "bunu sen yaptın lanetimi kaldırdın.teşekür ederim" diye sarıldı. Yani bunu milleti içinde söylemesi büyük bir sorun olacaktı. Etraftaki herkesi fark edince yaptığının farkına vardı. Bende "önemli değil. Pek bişey yaptığım söylenemez" deyip dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Ken ne olduğunu anlamamış bir şekilde bakıyordu. Stefan üstüne yürüyerek "bizden uzak duracaksın" dedi. Kende gülerek "sonunda bu okulda eğlenceli birşeyler olacak" deyip gözden kayboldu. Kalabalık dağıldı. Bizde sınıflarımıza gittik. Derse hiçbir öğretmen girmedi. Demek bu okuldada boş ders olabiliyor. Bir anda kapı açılınca öğretmen girdi sanmıştım ama giren Ken'di. Yanındada yeşil t-shirtlü tanımadığım bir kız duruyordu. Büyücülerinki yeşil olduğu için ne olduğunu hemen anlamıştım. Ken yanıma gelip "gel seninle biraz konuşalım" dedi. Büyük ihtimal bir yere götürüp dövdürtecekti ama korkmadığım için "tamam" diyip takip ettim. Kızda Ken'in yanındaydı. Temizlikçi odası gibi bir yere getirdi. İçeri girdik ve kapıyı kapattı. Kız birşeyler söylemeye başlamıştı sanırım bana büyü yapacaktı. Engel olmak için uğraşsamda Ken beni oyaladı. Kız büyüyü bitirdiğinde Ken'e "oldu" dedi. Kende "tamam teşekürler gidebilirsin" diyince hiç birşey anlamamış bir şekilde kızın gitmesini izledim. Gidince ken bana  yaklaşıp dudağıma yapıştı. Hemen üstümden itekleyip "senin amacın ne" diye bağırmaya başladım. Sanırım kız büyü yaparak onu sevmemi sağlıcaktı. Belki bütün kızlar bu yüzden peşinde koşuyordu. Ama her ne yaptıysa bende işe yaramadı. Ken'de bu duruma şaşırmış görünüyordu. Hemen kalktı ve sınıfa gitti. Bende arkasından gittim. Sinirli bir surat ifadesi vardı. İyi olmuştu bu.  Sınftan yaklaşık 10 kişinin felan bir köşede doğruluk cesaretlik oynadığını gördüm. İzleyim bari diye düşünüp yanlarına gittim. Oynamak gibi bir amacım yoktu ama beni oyuna dahil ettiler. "Mızıkçılık yok" diye tembih ettiklerinde "tamam" dedim. Şişeyi bir çeviriyorlardı. Bir dakika durmasını bekliyorduk zaten. İlk çevirme bana gelmemişti. Kızın biri diğerine "doğruluk mu cesaretlikmi" diye sordu. Cesaretlik demişti. "Pencereden tırmanarak çatıya çık ve sonra geri gel" diyince gülüp "ne varki bunu yapmakta dedim." benim söylediğim komikmiş gibi herkes gülmeye başladı. Onu söyleyen kız bana dönüp "yapmakta birşey yok ama sonrası sorun.okulumuzda yasak" dedi. Şimdi anlamıştım. Sustum ve kızın gitmesini bekledim. Geldiğinden iki dakika sonra müdür gelip kızı yanına çağırdı. Bizde gülerek oyuna devam ettik. Şişe bana gelmişti. Hafif tırsmadımda değil hani. Soruyu soracak olan kız "doğruluk dicek halin yok dimi" dedi. Aslında tam olarak doğruluk demeyi planlıyordum ama öyle diyince cesaretlik demek zorunda kaldım. "Git ve Ken'i dudağından öp" diyince "hayatta olmaz başka birşey söyle onu yapim" dedim. Tamam mızıkçılık yapmak yoktu ama bu kadarıda fazlaydı. "Hadi ama sana söylenen herşeyi yapmak zorundasın demiştik ve seni zorla bu oyuna sokmadık.yapmak zorundasın" dedi. Off ya gerçekten çok kötü bir durumdaydım. O pisliği öpmek istemiyordum ama kız haklıydı. Oturduğumuz yerden kalkıp Ken'in önüne geçtim. Sinirli bir şekilde "sakın yanlış anlama" diyip dudağına yapıştım. Dünden razı gibi karşılık veriyordu gerizekalı. Hemen çekilip kızların yanına gittim. Gülerek arkamdan "iyi öpüşüyorsun ama az önceki daha iyiydi" dedi. Sanırım ölmek istiyordu. Hemen gidip boğazına yapıştım. "Birdaha asla bu konuyu açmıcaksın yoksa kimsenin olmadığı biryere götürüp öpmeye çalıştığın gerçeğini herkese söylerim. Aa pardon söylemiş bulundum" diyip tekrar kızların yanına gittim. Ken'e bakıp gülüyorlardı. Sinirlenmişti ama benim kadar olamazdı. Oyunumuza devam edemeden tenefüs zamanı geldi. Bende koşarak stefanın sınıfına gittim. Serayla biraz sohbet ettikten sonra tekrar kendi sınıfıma gittim. Yine bir öğretmen gelmemişti. Bende aşağı indim. Birkaç öğrenci voleybol oynuyordu. Bende onlara katıldım. Top hiç dışarı çıkmıyordu. Diğer okulum olsa bir saat topu getirmelerini beklerdim ama burdakiler insan olmadığı için top gelene kadar çoktan oraya gidiyorlardı. Kimse puan alamıyordu. Herkes süper oynuyordu. Biraz voleybol oynadıktan sonra sıkılıp bimaya girdim. Bizim sınıf ikinci kattaydı. İlk katta müdür odası. Giyinme odası lavabo felan vardı. Okul dört katlıydı ve diger katlarda ne olduğunu merak edip üçüncü kata çıktım. Bir sürü kapı vardı. Yanlarında ise isimler yazıyordu. Öğretmenlerin odalarıydı. Peki dördüncü katta ne vardı. Merak edip merdivenlerde çıkarken  müdür arkamdan "üst kata çıkmak yasaktır" diye bağırdı. Ne vardıki orda. Kesinlikle görmeliydim. "Tamam" diyip aşağı indim. Arkamdan geldiğini hissediyordum. Kolumdan tutup ona dönmemi sağladı. "Büyücülük derside almanı istiyorum" diyip gitti. Müdür bile tuhaf bu okulda. Sınıfa gidip sırama oturdum. Sıraya başımı koyduğum gibi uyudum.

Bir dürtüklemeyle uyandım. Kafamı kaldırıp gözümü araladığımda müdürü gördüm. Beni büyücü sınıfına götüreceğini söyledi. Ayağa kalktım ve takip ettim. Bir sınıfın kapısını tıklatıp içeri girdi. Ardından bende girdim. Öğretmene "merhaba hocam. Elenanın büyü yeteneği varmı bakmanızı istiyorum." diyip bana boş biryere oturmamı söyledi. Bende en arka sıraya geçip oturdum. Müdür çıkınca öğretmen dikkatini bana verip "hadi elena gel tahtaya.bakalım büyü yapabiliyormusun" dedi. Tahtaya çıktığımda ise elindeki kağıdı bana verip üstündeki yazıyı okumamı söyledi. Karşımada bir kalem koydu. Uçturma büyüsüydü sanırım. Sözleri okudum ama kalem yerinden bile kıpırdamadı. Öğretmen olmayacağını anlayınca "yerine geçebilirsin elena" dedi. Yapmaya niyetliydim. Benim dünyamda olmaz diye birşey yoktu. Rezil olamazdım. Yerime kalemide alıp geçtim. Gözlerimi kapattım ve kalemin uçmasını hayal ettim. Sonra öğretmenin "başardın" demesiyle gözlerimi açtım. Kalem uçuyordu. Demek hissetmem yetmişti. Beni tekrar tahtaya çağırdı ve "beni uçur" dedi. Gözlerimi kapattım ve biri kafamın içinde konuşmaya başladı.

+Elena. Sakın ona büyü yeteneğin olduğunu gösterme. Kimseye gösterme. Bunu sır olarak sakla. diyordu.

Merhaba arkadaşlar. Kısa bir bölüm oldu biliyorum ama isteğiniz doğrultusunda yazdım. Umarım beğenmişsinizdir. Her türlü yorumunuzu bekliyorum. Birde sera karakteri EMİLY RUDD. İyi okumalar. :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin