14. bölüm

14.3K 717 40
                                    

Medyada Damon var./

Bu Damon'du. Evimde ne işi vardıki. Ağzımı açınca "burda ne işin var" diye çıkıştım.

+ne olduğunu biliyorum. İki gündür seni izliyorum. Sen vampirsin.

-hah güzel. Seni öldürebileceğimide biliyorsundur. Bu ne cesaret

+öldürmeyeceğini biliyorum. Ben senin dostunum. Nasıl vampir oldun.

-Bak bu seni ilgilendirmez ve bunu bir kişiye bile söylersen mezarında dua ederler.

+kimseye söylemeye niyetim yok ama bende öyle olmak istiyorum.

-Bak bu çok lanetli bişey. İnsan kaldığın her an için şükretmelisin.

+Peki madem benide dönüştürmüyorsun. Söylemeye oliviadan başlayabilirim. Ağzı çok sıkıdır bildiğin gibi.

-Damon seni öldürürüm böyle birsey yaparsan.

+Ölmekten korkmuyorum. Kaybedecek hiçbir şeyim yok.

-Tamam. Nasıl yapılır bilmiyorum ama öğrenicem. Kimseye söyleme.

+teşekür ederim, şimdi beni bu evden çıkart dedi.

-nasıl girdin.

+anahtarına hiç sahip çıkmıyorsun. Olmadığını fark etmedin bile.

-yuh bide hırsızlığamı başladın.

+hırsızlık demiyelim diyip sırıttı. Bunu nasıl evden çıkartacağımı düşünüyordum. En mantıklısı dikkat dağıtmaktı ama julia o hızla durumu çakar ve yakalardı. Bende "pencereden indiririm seni" dedim. Odama gittik ona sarıldım ve aşağı atladım. Ayaklarımın üstündeydim. Damonunda düşmemesini sağlayıp "benden bu kadar şimdi git" dedim.

+Sen gerçekten harikasın diyip gitti.

Bu aralarda bu sözü çok duyuyordum. İnsan halim bundan iyiydi halbuki. O zamanlar yeteneğim yoktu belki ama sorunumda yoktu. Geri pencereden odama girdim. Yatağıma oturup laptopumu elime aldım. Twitterda gezindim. Vampirim hala sıkılıyorum. Sıkılmak benim kaderim galiba. Twitterda gezinmektende sıkılınca laptopu üzerinde hiç ders çalışmadığım çalışma masama koyup odadan çıktım. Çok acıkmıştım. Önce iki saattir birlikte olan aşk pıtırcıklarına baktım. Birbirlerine sarılmış film izliyorlardı. Madem bu kadar seviyorlar niye ayrılmışlar ve babam ölen annemle niye evlenmiş. Çok saçma. Muftağa girdim. Dolabı açınca şişede kan gördüm. Büyük ihtimal julianındılar. Sırf o aç kalsın diye içesim vardı ama içmedim. Yaptıkları yemeklerden kalmıştı onlarıda yemedim.  Geriye atıştırmalıklar dışında birşey kalmayınca en iyisi dışarda yemek diye düşündüm. Babamın yanına gidip para ve arabanın anahtarını istedim. Tam elini cebine attıki julia malı "bizde gidelim" dedi. Babamda ona katıldı ama ben tabiki itiraz ettim.

-Oldu canım siz nereye gideceğinizi söyleyinki ben oraya gitmiyim dedim. Julia:

+Tehlikede olabilirsin biyere tek gitmeni istemiyorum.

-tehlikede olmam benim umrumda değil. Daha bugün tanıştığım bir kadınında umrunda olmasın deyip babamın çıkardığı anahtarla parayı sert bir şekilde aldım. Evden çıkarken kapıyı çok sert örtmüştüm. Arabaya bindim. Slow bir parçayla gezindim. Burger king'e gelince durdum. Bir menü yedikten sonra tekrar arabaya bindim. Stefan'ı aradım.

+efendim elena

-dışardayım çok sıkıldım eğer işin yoksa biraz gezelim.

+olur ben evdeyim. Alırım seni neredeysen.

-gerek yok babamın arabasını aldım. Geliyorum o zaman.

+tamam bekliyorum diyip telefonu kapattı. Arabayı çalıştırdım ve onların evine gittim. Kapıyı Stefan açtı. "Evde kimse yok gel biraz bekle bişeyler yiyelim" dedi. Ben "aç değilim" dedikten sonra onun yemesini bekledim. O arada Damon'un herşeyi bildiğini ve ne istediğini anlattım. "Bir insan vampire nasıl dönüşür" diye sorduğumda "bu neredeyse imkansız. Vampirin o insanı ısırması yeterli ama vampirler kanı görünce kendilerini durduramaz ve öldürene kadar içer" dedi. Bunlar aynı filmlerde izlediklerim gibiydi ama bence ben dönüştürebilirdim. Tek sorun onu öldürme riskiydi. Stefan bu düşündüğümü anlamıs gibi "sakın onu dönüştürmeyi düşünme. Ona kötü görünmeyebilir ama dönüşünce asla senin gibi olmaz." dedi. Stefan haklıydı galiba. Onu dönüştürmek istemiyordum ama herkese söyleyebilirdi. Stefana bunuda söyleyince "bir şekilde sustururuz sen merak etme" dedi. O sırada yemeğini bitirmişti ama o pislik adamda eve gelmişti. Direk beni gözüyle süzdü kötü birşey söylicek sandım ama sadece "merhaba elena" demişti. Bende merhaba dedikten sonra Stefan "hadi çıkalım" dedi. Evden çıktık. Arabayı o sürdü. Yolda julia meselesini anlattım. Tahmin ettiğimden daha fazla sinirlendi.

+senin o evde kalmanı istemiyorum elena

-bende istemiyorum ama orası benimde evim.

+Benim bir evim var orda kalalım. Bomboş. Tek kalmak istemediğim için onlarla kalıyordum ama benide sıktılar artık.

-Stefan bu güzel fikir ama babam hayatta izin vermez.

+Senin istediğinde herşeyi yapabileceğini biliyorum dedi. Haklıydı aslında. Arabayı o arada durdurdu. Bir kafeye gelmiştik. Ama bir anda geri devam etti.

-ne oldu nereye gidiyoruz.

+eve bakmaya

Ev fikri mantıklıydı ama iki günlük sevgilimle aynı evde kalma fikri çok saçmaydı. Ona güvenmiyordum. Durduğumuzda efrafta birtek ev görünüyordu. İki katlı bahçeli biryerdi. Arabadan indik elinden tutum içeri çekti. Anahtarla demir kapıyı açtığında evin içinin çok güzel olduğunu gördüm. Eşyaları vardı ve tertemiz gözüküyordu. "Burası senin evin mi şimdi" dediğimde  "ikimizin artık" dedi. Onunla kalamazdım. Bu çok saçma olurdu ama kırmak ta istemiyordum. Üstelik evde julia denen o kadın vardı. Stefan'la yaşama fikri daha ağır bastı açıkçası. Ama sevgilimle aynı evde nasıl yaşayabilirdim ki. O sırada yukarı kattan bir kız sesi geldi. "Kimsiniz" diye. Kız aşağı indiğinde Stefan'ın ağzı açık kaldı. Kız stefana sarılıp "merhaba abi" dedi.

Merhaba arkadaşlar bugünü böyle kapattım. İnşallah beğenirsiniz. Her türlü yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar.

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin