4. Bölüm

24.6K 1.1K 115
                                    

Tanrım ben gerçekten vampir miydim? Hala inanamıyorum. Öylece kalakaldım. Çocuk kalktı ve ağlayarak yoluna devam etti. Belki beynim bana oyun oynuyordur deyip çok umursamadan yoluma devam ettim. Eve geldiğimde babam evde yoktu. Sonunda rahat rahat oturabileceğim evde. Tamam yani babamın bana bir zararı yoktu ama hep evde tek başıma kalmayı sevmişimdir. Ayakkabımı çıkarıp salona girdim. Koltukta kendimi yaydıktan sonra kumandayla televizyonu açtım. Neden böyle bir ayrıntı verdiysem sanki. Televizyonu kumandayla açacaktım tabiki de. Kanalları gezdim ve hiçbir şey bulamadım. Sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırdım mutfağa daldım ve ne bulduysam yedim. Ben gerçekten kan istiyordum. Ya ben nasıl vampir olabilirdim ki. Çok saçma. Tadını bilmediğim bir şeyi isteyemem herhalde. Hep bu babam aklıma soktu diye oluyor bunlar. Beni de delirtti galiba.  Zaten vampir özelliklerim bile yok. Bu saçmalıklar gerçekten aklımı karıştırıyordu. Bir sigara yaktım ve Emma'yı aradım.

-Emma akşama planın var mı?

+Yok ya evde mal gibi oturuyorum bir şeyler yapalım.

-İşte benim arkadaşım. Bir saate adam topla karaokeye gidiyoruz. Ne kadar kalabalık o kadar iyi.

+ Tamamdır.

İşte be. Eğlenmeyeli çok oldu. Hemen sigaramı söndürüp odama girdim. Üstüme siyah pantolonla su mavisi salaş bluz giydim. Ellerime bilekliklerimi doldurdum ve saçlarımı maşa yaptım. Makyaj olarak sadece eyeliner ve bordo ruj sürdüm. Deri ceketimi giyip evden çıktım. Taksiye bindim ve barın adresini verdim. Bizimkiler kesin orada bekliyordur diye düşündüm çünkü evden yaklaşık yarım saat geç çıktım. Bara geldiğimizde taksiden inip içeri girdim. Her yer leş gibi içki kokuyor ve iğrenç sesli bir kızın şarkısı herkesin kulağını cırmalıyordu. Emma'yı görünce yanına gittim. Olivia, Jack ve Stefan'ı gördüm. Stefan'da takılı kaldım. Fazla yakışıklı olmuştu. Emma beni dürtükleyip "Beni izlesen iyi edersin." deyip sahneye fırladı. Bende o arada içki söyledim. Mikrofonu eline aldığı gibi başladı şarkı söylemeye. Bu kız harbiden çılgın. İçkimi yudumlarken alkışlamayı unutmadım. Şarkısı bitince yanımıza geldi ve "Bence sizde deneyin rahatlatıyor." dedi. ''Yok canım kalsın ben böyle iyiyim.'' derken Stefan kolumdan çekti ve beni sahneye çıkarttı. Herkes bize bakıyordu. Dikkat çekmekten nefret ediyordum. Kolumu Stefan'dan kurtarmaya çalıştım ama olmadı fazla güçlüydü. Arkadan " hadi hadi" seslerini duyuyordum. Bu utanç vericiydi. Stefan'ın kulağına eğilip "Bir vampire bulaşarak hata yaptın." dedim. Aklımda tamamen onu şaşırtıp elinden kurtulmak vardı.  Zekilik genetik dicem de babamın durumundan pek diyemiyorum.  Bana çok yakındı daha çok yakınlaştı ve "Demek öğrendin. Ama yanlış öğrenmişsin. Kitabı okusan iyi olur." dedi. Kolumu bıraktı ve sahneden indim. İnsanlar bana tip tip bakıyorlardı. Ardından Stefan indi. Emma bana dönüp sırıtarak " Gerçekten çok yakışıyorsunuz." dedi.

-Emma ölüm seçenekleri kataloğunu önüne sunmadan önce sussan iyi olur.

+Susmam gerçekleri değiştirmez ama sustum.

Stefan pis pis sırıtıyordu. İlk gördüğüm andan beri yapmak istediğim şeyi yapıp bir tane yapıştırdım. Hala sırıtıyordu. Sinir bozucu ama tatlıydı.

O sırada kendimden geçtim. Kan... kan kokusu alıyordum. Tek düşünebildiğim şey kandı. Beynim burnum gibiydi o an. Hemen kokunun geldiği yöne doğru koşmaya başladım barın dışından geliyordu. Dışarı çıktığımda elini cam kesmiş birini gördüm.Tam saldıracakken biri belimi tuttu ve kendine döndürdü. Döndüğümde Stefan olduğunu fark ettim. Beni oradan uzaklaştırdı bende hayır diyemedim. Çünkü gerçekten vampirsem o adamı öldürebilirdim. Katil olmak istemiyordum. Beni arabasına bindirdi ve şoför koltuğuna geçti. Hızlıca ilerliyorduk. Beni sahile getirmişti arabadan indim ve temiz deniz havası aldım. Rahatlamış gibi hissettim kendimi. Ardından Stefana dönüp "Bana ne oluyor?" Dedim. Ya hepten delirmiştik ya da gerçekten garip şeyler oluyordu.

+Bende emin değilim. Kan içince sana ne olacağı belli değil. Sen vampir değilsin. Kitapta senin ismin var ve farklısın yanı insan gibi bir şey. Sen lanetli değilsin.

-Ne yani benim ne olduğum belli değil mi? 

+ Hayır sadece kitaplardan bilindiği kadarıyla biliyoruz seni.

-O kitabı görmek istiyorum.

+ Babanda vardır mutlaka eve gidince okursun. dedi

Gerçekten çok merak etmiştim. Ve aklımda bir çok soru vardı. Belki de hepsinin cevabı bu kitaptaydı. Belkide ortada bir kitap yoktu. Hala inanmasam da bir nebze inanmış olabilirim. Çok merak ettiğim bir şey daha vardı Stefan vampir miydi? Stefan'a tam bunu soracaktım ki bana "Ben kurtum." dedi. Bir bu eksikti. Kurt çıktı bide başıma. Eve gitmek istiyordum. Kafamda çok soru vardı. Böyle şeyler gerçek olabilir miydi? O kitabı okumak istiyordum. Artık o saçmalıklara inanıyordum galiba. Stefan'a ''Beni eve götürür müsün?'' dedim. ''Tabi'' deyip arabaya bindi. Bende yanına oturdum ve arabayı çalıştırdı. Hiç konuşmadım. Bir anda kendim hakkında bir çok garip şey öğrenmem şok geçirmeme sebep oluyordu. Neye odaklanacağımı şaşırıyordum. Ben kimdim? Babam neydi? O vampir kitabında hakkımda neler yazıyordu? Neden farklıydım? Her şeyi öğrenmek istiyordum. O sırada Stefan koluma dokundu. Ufak çaplı bir sıçrama yaşadım.

+Geldik.

-hı. Teşekkür ederim bıraktığın için deyip arabadan indim. Anahtarla kapıyı açıp içeri girdim . Babam salonda oturuyordu. Yanına oturup, ondan kitabı istedim. Ayağa kalktı, odasına çıktı ve iki dakika sonra elinde eski bir kitapla yanıma geldi. ''İşte meşhur kitap.'' deyip elime aldım. Açmadan önce babama döndüm ve ''Peki sen nesin?'' dedim. Bana bu soruyu beklemiyormuş gibi baktı. Ne var yani babamın ne olduğunu öğrenemeyecek miydim. ''Önce kendini tanımalısın. Senin hakkındaki cevapların hepsi o kitapta. Tabi ne kadar doğru bilmiyoruz.'' dedi. Kitabı kolumla iyice sarıp odama doğru çıktım. Yatağıma oturdum ve kitabın kapağını açtım. Eski kitapla filmlerde genelde tozlu olur. Tozunu falan üflersin. Tabi ki öyle bir aksiyon yaşamadım. Sadece biraz eski duruyordu. Onun dışında tertemizdi. Açar açmaz normal kitaplar gibi olmadığını anlamıştım. İlk sayfalarında bir sürü isim vardı. Kalemle bir çizik atılmıştı üstlerine. O sayfayı geçerken kendi ismimi gördüm arada. Üstü çizilmemişti. Yanında da hangi sayfada olduğu yazıyordu. O sayfayı açtım. Okumaya başladım.

ELENA 

Lanetlenmeyen vampir. vampir evresine girmesi için kan içmesi gereklidir. vampir olduğunda ise kan içmez insan gibi yaşamını sürdürür. Güçleri vardır. tehlikelidir. Düşünce en büyük gücüdür. Düşünerek yapamayacağı hiçbir şey yoktur.

Ouvvv. Kendimden bile korktum bir an. Gerçekten böyle miydi? Bunu herkes merak ediyordu. Bu kitapta benim hakkımda sayfalarca şeyler yazıyordu. Benim ölmemin yolunu anlatıyordu. Beni sadece değer verdiklerim öldürebilirmiş oda başımı kesmek şartıyla. Ne yani ölümsüz müyüm? Hoşuma gidiyordu aslında. Bir an önce kan içmek istiyordum ama bir yandan da insan kalmak istiyordum. Kafam gerçekten çok karıştı. Kitabı kapattım ve banyoya daldım. Soğuk bir duş gerçekten iyi geldi. Banyodan çıkınca yatağa girdim ve uyudum. Uyumayı gerçekten çok seviyordum . Dönüşünce uykumdan vazgeçmekten korkuyordum. O kadar şey okudum uyku diyordum çünkü uyku önemli.

Sabah uyandığımda gerçekten çok dinçtim. Yıllardır beni tanıyorum. Hiç böyle bir dinçlik görmedim. Şarkı söyleye söyleye merdivenlerden inip babamı aradım. Yoktu . Sonunda işinin yolunu hatırlamış. Mutfağa girdim. Gözüm direk masaya çarptı. Masanın üstünde bir bardak kan vardı. İçmek istiyordum deli gibi içmek...

ARKADAŞLAR BİR GÜNDE 4 BÖLÜM YAYIMLADIM . BU YÜZDEN HEPSİ KISA KISA OLDU. İYİ VEYA KÖTÜ HER TÜRLÜ YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. İYİ OKUMALAR.

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin