JEA'NIN MEKTUBU

20 2 0
                                    


PİYANGODAN EV ÇIKTI: JEA’NIN MEKTUBU…

Jeanın mektubunun tamamını bir de bu şekilde okyun istedim… okuyanlar için iyi okumalar…

http://www.youtube.com/watch?v=ACWXbusW9BY&feature=share
Bayan kim in na;
Kalemin kâğıttaki zora ki kayışlarına inat yazmak zorunda olduğumu belirtmek istiyorum başta. Tüm duygularımdan arınarak yazıyorum bu mektubu sana ve biricik kızıma. Biliyorum okuduğunda benden nefret edeceksin. Ae cha benden nefret edecek… Bu yüzden ilk şunu söylemeliyim ki gitmek zorunda kaldım. Bir gün yaptığım haksızlıkları öğrenecek ve benden nefret edecektiniz.

Ellerim titreyerek yazdığım şu satırlardan hiçbir şey anlamadığınızı biliyorum. Bu yüzden önce af dilemek istiyorum senden ve biricik kızımdan. O gün sen kocanla baş başa zaman geçirirken ben gyu ri’nin yanındaydım. “Ona hyun wu’yu seviyorsan git ve al!” demiştim ve oda tam beklediğim gibi davranıp hiç tereddüt etmeden hyun wu’yu aramıştı. Kusursuz planımın ilk kısmı gerçekleşmişti.

Hyun wu zayıf olan tarafından vurulmuştu. Sıra sana gelmişti. Sana hyun wu’nun seni sevmediğini söylemiştim. Biliyorum ki o korkunç günleri dün gibi hatırlıyorsun. İşte o zaman kocaman bir yalan söylemiştim sana. Sense inatmış gibi direnmiştin bana. Daha sonra zayıf hyun wu’nun dizlerime kapanıp sana bakmam için benden söz almaya çalıştı.

Ama bilmiyordu ki 10 yıl önce gyu ri’yi de aynı şekilde ellerinden çekip aldıktan sonra 10 yıl boyunca her gün bıkmadan usanmadan ona baktığımı… Bıyık altından gülsem de söylediğime direniyordu. Diğer yandan da seni sevmediğini düşünüyordum. Ne olursa olsun sevdiğim kadını asla bir başkasına emanet edipte hasta bir kadının yanına gitmezdim.

Kalemim buraya kadar acımasızca kayıp geçti. Şimdi ise beni deliye çeviren şeyleri itiraf etmeye çalışıyorum. Ae cha… Hayatımın üstünde tuttuğum bu küçük kızın hyun wu’nun kızı oluşuna deliriyorum. Ne kadar kendi canım olsa da onu kızı olmasına ve gerçeği öğrendiğinde beni sevmeyip onu sevmesinden deli gibi korkuyorum…

Ölesiye korkuyorum in na. Senin bana nefret dolu bakmandan ölesiye korkuyorum. Belki de bu yüzden arkama bakmadan kaçıp gidiyorum. Ae cha’nın o gülüşünü göremeyecek olmamla cezalandırıyorum kendimi. Senin bana gülümseyen gözlerle bakmamı engelleyerek cezalandırıyorum kendimi. Seni damarlarımda hissetmeye başladığım dakika senden gidemeyeceğimi anlamıştım.

Kendimi sana teslim etmek istesem de sen bana bakmıyordun. Bakışların Ae cha’ya çevrilmiş ona her baktığın da hyun wu’ya bakıyormuş gibi sevgiyle aşkla bakıyordun. Sustum sessizce sustum ve senin sevdiğin varlığı sevmek istedim. Sen ona hamileyken elini bir saniye karnından çekmezken içime oturan kıskançlığı yenmeye çalışıp onu sevmeye çalıştım ta ki sen iki büklüm mutfakta durana kadar. Yüreğim o zaman kabardı.

http://www.youtube.com/watch?v=2eQdUTUphwk

Elimin altında hareket eden küçük can yüreğimin büyümesine sebep oluyordu. Kollarıma geldiği dakika ise korkularım daha çok büyüdü. Yumuk yumuk ellerini yüzüne yaklaştırmış derin bir uykuya dalmış tüy gibi saçları olan küçük kızın kollarıma gelmesiyle korkularım daha çok büyüdü. Bir mucize gibiydi. İnsanın içini ısıtan mucizeydi. Yanağımdan yaşların aktığını hissettim. Eğer ben böyleysem hyun w’nun ne hissedeceğini düşünemiyordum bile.

Sen yorgun bir şekilde kollarını ona doladığında yüreğim bir kez daha kıskançlıkla doldu… Bu sefer seni değil Ae cha’yı kıskanmıştım. Sana yakın olup ta benden uzak kalırsa bununla nasıl başa çıkacağımı düşünmeye bile başlamıştım. Zaman bizim için akıp geçerken. Buz dağı yüreğim eridi. Sanki kasıp kavuran bir güneş yüreğime çöreklenmiş buzlarımı kırıp eritiyordu.

Zaman geçtikçe senin gülümsemen ae cha’nın bana olan sevgisi. Sizden vazgeçemeyeceğimi anlamamı sağladı. Eğer bir gün öleceksem biricik kızım ve biricik karımın kollarında ölmeyi diler oldum. Böylesine arsızca bir dileği nasıl dilersin bile diye bilirsin bana. Ama yüreğim sana gelmiş ve kapında beklemeye başlamışken nasıl böyle şeylerin hayallerinden kendimi mahrum bırakabilirdim?

Ama olmayacağını senle olamayacağımı biliyordum. Sen sadece hayallerimde olabilirdin. Zaman geçtikçe evliliğin; bir eşin nasıl olduğunu düşünmeye başladım. Uzaktan bakan insanlar mutlu bir aile olduğumuzu söylüyor bize imreniyorlardı. Bendese uzaktan baktığım ailelere imreniyordum. Bir kaşık için bile kavga ederken sevgiyle kavga ediyorlardı. Aralarına aldıkları minik ayaklar onların kendi meyveleriydi.

Her gün onlara özendim in na. Seninle bir kaşık için bile tartışmayı istedim. Hemen aramıza kurulan küçük bir çocuk hiç düşünemedim. Hemen aramıza kurulan küçük minik bir çift ayak vardı zaten. Ae cha’dan başka bir çocuğu nedense hayal edemedim. Ae cha’dan başka bir çocuğa nasıl babalık yapacağımı da bilmiyorum da. Ama bunların hayalini kurmaktan da geri duramadım in na. Öylesine yüreğime işlemiştin ki hiç düşünmeden hayatımın her köşesini sana açtım.

İleride neyi kazanıp; neyi kaybedeceğimin hesaplarını yapmadan ilk kez sana bıraktım kendimi. Şimdiki dileğim ise senin güldüğün; gerçekten güldüğün günleri görmek.

http://www.youtube.com/watch?v=DEa2kaOpIlg

Seni mutlu edemedim diyemem. Gözlerinin içinde küçük umut kırıntılarını tuttuğumu biliyordum çünkü. Birçok aşk masalının aksine biz kendi masalımızı yazmıştık ve sen bana âşık olmasan da beni sevmiştin. Bir eş gibi benimsemiştin. Kızının babası olarak görüştün.

Belki de bunlardan cesaret alarak seninle mutlu olmayı hayal ettim in na… Çok uzattığımı ve susmam gerektiğini biliyorum. Bu yüzden yaptıklarım için asla özür dileyemem. Eğer bir gün dileyeceksem de bu ne sen; ne de bana acılar çektiren; varlığıyla hayatımı mahveden adamdan değil de sadece Ae cha’dan olacak…


Hyun wu’nun neden hayatımı mahvettiğini sorarsan eğer onun bir suçu yoktu. Sadece babasına duyduğum nefretin bedelini ona ödetmiştim. Çok iyi biliyorsun ki babam ben lise yıllarındayken hayatını kaybetmiş ve ben yapa yalnız kalmıştım; annemden ise sana bahsetmeye utanmıştım.

Sana nasıl bahsedebilirdim ki. Senin tanıdığın ona anne diye seslendiğin kadını sana nasıl anlatırdım ki… Biliyorum hayretle yazdıklarımı okuyorsun ama bu doğru. Annem beni ve babamı bırakıp hyun wu’nun babasıyla gitti… Bana değil hyun wu’ya annelik yaptı. Hiçbir zaman sesimi çıkarmamış gibi gözüksem de bağırdım; ağladım ama olmamıştı.

Annem beni kabul etmemişti. Kader öylesine keskin ve netti ki hyun wu ile aynı okula gittik. Benim kim olduğumu bilmeden babamın basit bir işçi olması yüzünden beni aşağıladı, ağlattı, hırpaladı. Sustum. Yine sessizce sustum. Her gece babam ağlayarak; içtiği şaraplarda kayboldu. Yine sustum. Ama benim bir hayatım yoktu ellerimde. Onun varlığı; Dünyaya gelişi benim narin küçük umutlarımı elimden almıştı.

İşte bu yüzden in na iliklerime kadar ondan nefret ettim. Onun yanında dururken her defasında ondan tiksindim. Annem; kendi kanımdan olan kadın beni bir gün bile tanımadı. Benim oğlu olduğumu bile bilmedi. Beni her zaman düşük sınıftan bir gibi gördü. Bu yüzden her gün çalıştım. Paraya tamah eden iğrenç kadına tepeden bakmak için her gün çalıştım.

Hırslarım sayesinde hyun wu’nun ailesini tepe taklak etsem de onlar hala birdi. Mutlu bir aile gibi hyun wu ya ve kız çocuklarına sahip çıkıyorlar bana ise tiksintiyle bakıyorlardı. Dayanamıyordum bu olanlara. Günlerce han nehrinin üzerine kurulan o ihtişamlı köprüye çıkıp o karanlık sulara teslim etmek istedim kendimi. Henüz yeni liseye başlamış bir gencin bunu yapmak istemesi doğru değildi.

Ama kalbim buz tutmuştu. Anneme her baktığım da kalbim üşüyordu. Kanım her geçen gün donuyor damarlarımı tıkıyordu. Bu yüzden asla ondan özür dilemeyeceğim. Seni ondan alıp uzaklara getirdiğim için asla özür dilemeyeceğim. O dünyaya geldiği için benim çektiğim acıların onda birini bile çekmemişti.

O sadece sıcacık anne kollarında uyurken ben mermerin üzerinde soğukta karanlığa gözlerimi kapıyordum. Bu yüzden in na. Eğer özür dileyeceğim biri varsa bu sadece Ae cha olacak. Ve bir gün kızım için geri dönüp hayatımı önüne sereceğim. Kullanılması için bir paspas olacak belki de… Ama kesinlikle bir gün Ae cha ve senin için döneceğim.

O günün gelmesi dileğiyle seni seviyorum…
SON...

PİYANGODAN EV ÇIKTI...!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin