Yoo ın na kapının çalması ile hyun wu’nun elleri üzerinde olan elini çekip ayağa kalktı. Akşamın bu saatinde park min ve ya jea dan başka kim gelebilirdi ki mantığında kapıyı açtı. Karşısında beliren iki kişi ile nefesinin kesildiğini hissetti. eli kapıdan kayıp telaşla içeri bir bakış attı.
Hyun wu hala masada gözleri dolu dolu oturuyordu. Bu manzara nedense ailesine mantıklı bir açıklama yapamayacağını gösteriyordu. Eğer tanımadığı bir adamla bir evi paylaşma deliliğini gösterdiğini söylese babası saçından kavradığı gibi evlerine sürüklenirdi.
Erkek arkadaşım dese ki hyun wu buna asla müsaade etmezdi ailesi bu seferde ne zaman evleneceksiniz? Der çıkarlardı. İki ara bir derede kaldı yoo ın na. Bayan yoo kızının kapıda bekletmesine dayanamayarak “çekilmeyecek misin kenara kızım?” dedi. Biraz burnu havada bir şekil de.
Yoo ın na çaresizce bir kez daha içeri bir bakış atıp kenara çekildi. Annesi ve babası içeri girerken etrafı dikkatle süzmenin etkisiyle başta masada gözleri dolu oturan adamı fark etmemişlerdi. Park min onlara kızlarının bir apartman dairesi kazandığını ve bu yüzden artık ev arkadaşı olmadığını söylemiş ve üzerine evin adresini vermişti kızın ailesine.
Yoo ın na içeri onlarla birlikte dönerken “burayı nasıl buldunuz?” diye sordu. Bay yoo tam kızına cevap verecekti ki masada başı öne eğik adamı fark edip bakışlarını ona çevirdi. Hyun wu kimin geldiğine bile bakma gereksinimin de bile bulmadan masada öylece başı öne eğik oturuyor boğazında ki düğümleri atmaya çalışıyordu.
Bay yoo boğazını temizledikten sonra kızına dönüp “bu bey kim?” dedi. Hyun wu adamın sesiyle başını kaldırıp kızarmış gözlerini bir iki defa kırpıştırdıktan sonra yavaşça ağaya kalkıp selamladı. In na babasının böyle bir soru soracağını biliyordu ama henüz sorusuna bir cevap getirebilecek güçte değildi.
Hyun wu kızarık yorgun gözlerini kırpıştırdıktan sonra adama zoraki gülümseyerek “Ben hyun wu ji yoo ın na’nın arkadaşıyım…” dedi. Adam kızından bakışlarını çekip hyun wu ya döndü. Dikkatlice süzdü. Bayan yoo ise bir adım geri attı. Park min den duymuştu kızının erkek arkadaşıyla aynı evi paylaştığını hatta adamın çok çirkin olduğunu bile duymuştu ama bu adam park min’in bahsettiği gibi değildi.
Uzun boylu geniş omuzlu gayet yakışıklı biri duruyordu karşısında. Kadın bir adım hyun wu ya yaklaşıp “Demek o yakışıklı sensin.” Dedi. In Na şaşkınlıkla bakışlarını annesine çevirirken adam karısına baktı. Bu beklediği bir cevap değildi. Kadın eşinin koluna girip “Tatlım bu yoo ın na’nın evleneceği erkek.” Dedi.
Bu söz yıldırım etkisi yaratırken evin içindekilere kapıda beliren başka bir adam yüzünden yoo ın na olduğu yerde kala kaldı. Jea elinde çiçeklerle açık kapıdan içeri girip ayakta dikilen 4 kişiye bakıp “Burada neler oluyor?” diye sordu. Yoo ın na başını jea’ya çevirip onun nereden çıktığını soracaktı ki hyun wu araya girip “Bir saniye efendim.” Dedi.
Duyduğu sözün şoku nedeniyle jea’nın neden elinde çiçeklerle çıkıp geldiği ile ilgilenecek durumda değildi. Sadece kadının “Tatlım ın na ‘nın evleneceği adam bu!” sözü ile ilgilenebiliyordu. Kadın ve adam içeri giren adamdan bakışlarını çekip damat adayları sandığı adama baktılar merakla.
Hyun wu “Az önce ne dediniz?” derken sesini kontrol etmeye öfkelenmemeye çalışıyordu. Bu çok fazlaydı. Yoo ın na ile aynı evi paylaşıyor olmaları sevgili oldukları anlamına gelmezdi. Kadın “Sen yoo ın na’nın sevgilisi değil misin?” diye sordu. Jea duyduğu cümlelerle şaşkınlıkla elinde ki çiçekleri yere düşürürken yoo ın na’nın neden birden bu adamla aynı evi paylaşmaya razı olduğunu anlamış oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYANGODAN EV ÇIKTI...!
Roman d'amourYoo in sevgilisinin aldattığını öğrendikten sonra en yakın arkadaşında kalmaya başlar ve bir gün arkadaşının baskıları yüzünden dışarı çıkıp alış veriş yaparlar. Alış veriş sırasında kazandığı çekiliş bileti hayatını tamamen değiştirecektir. Hyun-wu...