21.Bölüm...

49 4 2
                                    

Haftalardır peri masallarında ki gibi mutlu olan hayatlarına ne olmuştu böyle? Başını iki yana salladı. Hyun wu henüz gitmemişti. O buradaydı hala… Etrafına bakında. Kendini kandırdığının farkındaydı aramalarına cevap vermeyen adam arkasını dönüp bir anda kaybolmuştu. Eğer şuan yanında ona sarılıyor olsaydı bu kadar telaş yapmazdı. Ama hyun wu yanında değildi. Düşünceler yüreğinin ezilmesine neden oluyordu. Yanağından yaş tanelerinin aktığını hissediyor ama bir şey yapamıyordu. Boğazına düğümlenen her neyse yutkunmaya çalışıp geldiği yere göndermek istedi ama beceremedi.

Titreyen elleriyle yanağından akan yaşı sildi. Burnunu deli gibi çekip sızlamayan burnunu ovuşturup derin derin nefes aldı. Her şeyin yoluna gireceğine inanmak istiyordu İstemesine ama gerçekten her şey yoluna girecek miydi? Nefes alıp verişleri arasında kapının çaldığını duydu in na. Nefes almayı bırakıp hyun wu’nun geldiğini düşünerek koşar adım kapıya yöneldi. Kocası; evet bir tanecik kocası evlerine dönmüştü ona göre. Kapının önüne geldiğinde yanağında kalan birkaç damla gözyaşını silip aynada kendine baktı kızaran gözlerine içinden lanet okusa da önemsemedi.

Kocasını daha fazla kapıda bekletmek istemiyordu. Kapının bir kez daha çalınması üzerine “Geldim.” Diye bağırıp bir kez daha burnunu çektikten sonra kapıyı kocaman gülümseyerek açtı ama beklemediği bir şey vardı. Kapıda beliren kişiyle yüzünde ki gülümseme düştü. Yavaşça eli kapıdan kaydı ve karşısında duran kişiye baktı. Kadın kızına gülümserken kızaran gözlerini gördüğünde gülümsemesi yüzünde donup telaşla arkasına baktı birazdan kocası da yukarı çıkacaktı ve in na’nın kızaran gözlerini gördüğünde pekte iyi bir tepki vermeyecekti.

İn na annesini gördüğünde durmaya yüz tutmuş yaşları yeniden akmaya başlayınca kadın telaşla kızına sarıldı ne olduğunu bilmiyordu ama in na onun göz bebeği olduğu için yanağından akan yaşa dayanamıyordu. Kız annesinin göğsüne başını yaslayıp iç çekişlerine hıçkırıklarını karıştırıp ağlarken artık hiçbir şeyin önemi yoktu kocasını seviyordu bunu ona daha sabah söylemişti. Eğer hyun wu onu terk ederse ne yapardı? Dunu daha fazla düşünmek istemedi. İsteyemedi…

**

Hyun wu oturduğu banktan hızla ayağa kalktı yanağından akan yaşları hışımla silip bir kez daha derin bir nefes aldı. Gyu ri dönmüştü dönmesine ama bu dönüşün elbette bir nedeni olmalıydı. Cebine tıkıştırdığı telefonu çıkartıp açtı. Onu arayıp ne istediğini sormalıydı. Bunca zaman hangi cehennemde saklandığını neden şimdi döndüğünü sormalıydı. Rüyalarını, hayallerini alt üst eden bu kızdan bunların hesabını sormalıydı… Arama kaydına girip arayan kızın numarasını tuşladı. Daha fazla bunu erteleyemezdi. Telefonu hızla kulağına götürüp bekledi. Telefon 3.çalışında açılınca kız konuşmadan konuşmak istedi ama boğazına dizilen her ne ise bir şey söyleyemeden sustu.

Gyu ri hyun wu’nun ismini söyleyince nefesi kesildi. Nasıl olur da son derece kararlı olmasına rağmen onun sesiyle kararlarından kurtulup sağlıklı düşünemezdi? Düşünceleri elinin tersiyle zorlada olsa itip sesi çatlayarak “Buluşalım.” Dedi. Ona karşı en ufak bir ilgi göstermek istemiyordu. Kız kabul edip telefonu kapattı. Hyun wu’yu görmek… Ona uzana bilmek en çok bunu istiyordu Gyu ri… Hayalleri gerçekleşmişti.

Telefonu kapatıp hızla aynanın karşısına geçti. Eskisi gibi güzel değildi belki ama hala güzelliğini koruyabiliyordu uzun zaman önce bırakılan kemoterapi sayesinde saçları çok uzamıştı. Tüy gibi zayıf olsa da uzun saçları vardı. Yanağına değdirerek allığı sürüp bir kez daha aynada kendine baktı. Bu onun için bir hayalden farksızdı… Ama gerçekti. Üzerine ince bir ceket alıp heyecanlı adımlarla yürüyordu sokakta. Aklı karışmıyordu şuan… Ayakları gitmek istediği yere doğru hiç sorunsuz sürüklüyordu gyu ri’yi. Buluşmak için sözleştikleri kafe’ye girip cam kenarına yakın bir yere kuruldu. Üzerine geçirdiği ince ceketi çıkartıp ellerini masanın üzerinde birleştirdi. Elleri titriyordu heyecandan kalbi göğüs kafesini yarıp geçecek kadar hızlı atıyordu. Onu yıllar sonra görebilecekti. Gözlerine doğrudan bakabilecekti. Kokusunu uzaktan da olsa duyabilecekti.

PİYANGODAN EV ÇIKTI...!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin