“Biraz bundan ye…” dedi jea kızın tabağına birkaç lokma bir şey koyarken. En son in na’nın hıçkırarak ağlamasından bu yana in na hiç konuşmuyor ve gözlerini camdan dışarı dikmiş birinin gelmesini bekliyordu. Jea bu durumu görmemezlikten gelmeye çalışıyordu çalışmasına Ama daha ne kadar dayanabilirdi o da bilmiyordu.
İn na’nın yanında olma kararı almıştı bundan sonra ve sırf bu yüzden birkaç gündür hyun wu’nun aramalarına bile cevap vermiyordu… Kızın dikkatini kendine çekmek için “in na…” dedi. Kızın donuk bakışlarına dayanamıyordu ama onun boş boş dışarı bakmasını da istemiyordu. İn na boş bakışlarını camdan çekip aynı bakışla jea’ya baktı. Neden hala yanında olduğunu bilmiyordu.
Hayattan beklentisi olmayan bir insan haline gelmişti. Jea’nın tabağını işaret ettiğini fark etti in na. Başını önünde duran tabağa eğip içine konulan birkaç lokma yemeğe baktı. Yemeği görmesi bile midesini bulandırmıştı.
Öğürerek oturduğu yerden hızla kalkıp lavaboya koştu. Son iki gündür yemek gördüğü saniye bile içindeki her şeyi çıkarıyordu. Jea kızın peşinden talaşla giderken diğer yandan da kıza yalvarıyor bir doktora görünmesi için baskı yapıyordu. İn na onun varlığını yok sayıp sabah zoraki içtiği suyu çıkarıp klozetin yanına çöktü.
Hyun wu’nun yaptıklarına midesinin dayanamadığını düşünüyordu. Bu yüzden de doktora gitme taraftarı değildi. Jea’nın hemen dibin de sırtını sıvazladığını görmemezlikten gelip oturduğu yerden kalktıktan sonra elini yüzünü yıkayıp salona geri döndü.
En son hıçkırıklarına yenilip ağladığından bu yana konuşmaktan korkmuştu. Kanepeye oturup ayaklarını uzatarak yine camdan dışarı baktı çatı katında olan bu iki katlı sevimli evde tek sevdiği şey dışarıdaki çiçekler ve ağaç formunda gözüken çalılardı.
Etrafın yeşilliği biraz olsun onun iyi hissetmesini sağlıyordu. Belki de jea’nın yanında kaldığı süre içerisin de dahası yardımları sürecin de yaptığı en iyi şeyin bu evi ona bulması olduğunu düşünüyordu.
Görüş alanını kesen şeyle düşüncelerini geriye itip karşısın da duran adama baktı. Bakışlarıyla neden önünde durduğunu soruyordu belki de. Jea kızın önünde diz çökerek ellerini avuçlarının içine aldı. İn na onun böyle temaslara geçmesine alışmıştı artık.
Ellerini çekme gereksinimin de bile bulunmadan bakışlarını yine camdan dışarıya çevirdi. Jea derin bir nefes alıp “in na.” Dedi yine ama bu sefer bir karar vermişti. İn na kendini iyi hissedecekse zarar veremeyeceği, feda edemeyeceği hiçbir şey yoktu. Kız kısa süreliğine bakışlarını dışarıdan çekip jea’ya baktıktan sonra tekrar dışarı baktı.
Jea ayağa kalkıp görüşünü kestikten sonra elini kıza uzattı. İn na burnunu dibine uzatılan ele baktı bu sefer de neden olduğunu soruyordu belki de ele bakarken. Jea elini kızın tutması için bir ileri bir geri sallarken in na’ya “onu görmeni ve hesap sormanı sağlayacağım.” Dedi.
İn na duyduğu şeyle bakışlarını adamın ellerinden çekip zora ki “ne?” dedi. Jea’nın gülümseyişine tek cevabı öfkeli bakışları ve kısık sesle çıkarabildiği ne? Sorusu olmuştu. Jea tekrar elini tutmasını isterken kurduğu cümleyi tekrarladı. “Hesap sormanı sağlayacağım.”
İn na eli tutma ihtiyacı duymadan hızla ayağa kalktı. Hesap sormak… Hyun wu’ya neden böyle olduğunu sormak… Belki de şuan en çok bunu istiyordu. Konuşmadan sadece jea’ya bakıyordu kelimeler anlamını yitireli çok olmuştu in na’da; ama konuşmalı bir şey söylemeliydi.
Tam iki gündür konuşmadığı için sesi zayıf ve güçsüz çıkıyordu. Kısılmıştı... Sesinin duyulabilecek bir forma getirebilmek için boğazını temizledi. Tiz ve kısık bir sesle “Gidelim o zaman.” Dedi. Oysa başka bir şey sormak yâda söylemek istiyordu ama aklına gelen söz bu olmuştu…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYANGODAN EV ÇIKTI...!
RomanceYoo in sevgilisinin aldattığını öğrendikten sonra en yakın arkadaşında kalmaya başlar ve bir gün arkadaşının baskıları yüzünden dışarı çıkıp alış veriş yaparlar. Alış veriş sırasında kazandığı çekiliş bileti hayatını tamamen değiştirecektir. Hyun-wu...