29.Bölüm...

33 3 0
                                    

Jea daldığı uykusundan cam kırılma sesiyle sıçrayarak üzerinde duran battaniyeyi hızla itip kanepeden kalktı. İşten yorgun geldiği için uzandığı kanepede uykuya dalmıştı ve duyduğu ses daldığı uykudan uyanmasına sebep olmuştu.

Etrafına bakınıp neler olduğunu algılamaya çalıştı. Tiz bir inilti kulaklarına dolunca hızla sesin geldiği yöne mutfağa yöneldi. Mutfak kapısına yakın iki büklüm olan kızı gördüğün de telaşla kızın yanına koşup ayağına batan cam parçalarını önemsemeden kızın yüzünü kaldırdı. elleriyle saç tokasından dışarı çıkan saçları geriye itip kızın yüzünü görmeye çalıştı. Korkudan elleri titriyordu.

“neyin var?” diye sordu telaşla. Hayatında hiç hamile bir kadının yanında kalmadığı için doğumun başladığından da haberi yoktu doğal olarak. İn na’nın bacaklarından aşağı doğru inen sıvıyı fark etti jea. Hafif kırmızımsı mukuslu bu sıvının az çok ne olduğunu biliyordu.

Kızın yüzüne tekrar baktı acıdan alnına ter basmış rengi bir ton artmıştı. Kızı yavaşça yere oturtup cebinden telefonu çıkartıp birini aramayı düşündü başta. Daha sonra aklına gelen şeyle başını dikleştirdi. Bir yazıda okumuştu jea. Erken doğum gibi durumlar olduğunu ve 7 aydan sonra yapılan başarılı doğumların olduğunu… Hemen sonra o yazının altında olan yazıyı hatırladı.

Doğum başladığında ara ara yoklayan sancıları, belde karında ve kasık bölgesinde dayanılmaz ağrılar… Cervix açıklığının 10 santim olması gerektiğini… Hatta doğum başlamadan önce bir sıvının geldiğini bile okumuştu. İn na ile hayatını ortak tutmaya karar verdiği zaman bu gibi şeyleri araştırmaya başlamış hatta doğum’u bile in na’ya yaptırtabilecek seviyeye gelmişti.

İn na’nın yüzünü ellerine alarak “derin derin nefes al.” Dedi. Hemen arkasından ayağa kalkıp kızı da kolundan tutup kaldırdı. Bu evi kiralarken Gyu ri den kalma bir alışkanlık olduğu için olsa gerek hastaneye yakın bir yerden tutmuştu. Yürüme mesafesiyle 15-20 dakikalık mesafedeydi.

Tek problem yarım dünya gibi olan in na’yı merdivenlerden dikkatlice nasıl indireceğiydi? Derin bir nefes de kendi alıp kızın koluna girerek yanında sürüklerken diğer yandan da onun atacağı adımlarda yönlendirmeye çalıştı. Merdivenlerden inmenin verdiği bir gururla az ileride park ettiği arabasına doğru yürütmeye çalıştı in na’yı ama kızın sancıları son raddeye gelmiş bir adım dahi atabilecek güç bırakmamıştı.

Jea hızla kızı bir duvara yaslayıp “Bekle beni ve lütfen biraz dayan” dedikten sonra kızın karnına elini koyup “Sende birazcık sabırlı ol ve annenin çok canını acıtma.” Dedi. Cenin sanki jea’nın dediklerini duymuş gibi yavaşça yöneldiği yerden biraz gerileyip in na’ya nefes alma fırsatı sundu.

Jea elinin altında hareket eden canı hissetti. O kıpırdandıkça kalbinin ritmi değişiyordu. Kalbi kocaman oluş büyümeye başlamıştı. Derin bir nefes daha alıp kızın karnından elini çekip koşarak arabasının yanına gitti. Heyecandan arabanın anahtarını unuttuğunu fark edip yine aynı hızla koşarak eve doğru yöneldi. Diğer yandan da deli gibi bağırıyor; “Birazcık daha dayan hemen geliyorum.” Diyordu.

Evin merdivenlerinden çıkarken kızın doğum için hazırladığı çantayı da almadığını hatırladı. Kapının yanına bırakılan çanta unutulmasın diye özenerek yerleştirilmişti ama jea heyecandan onu bile unutmuştu. Çantayı da kulpundan yakalayıp ayakkabılarını doğru düzgün ayağına geçirmeden koşar adım merdivenlerden indi. Eğer biri maraton’a katılacaksa bu kesinlikle jea olmalıydı çünkü 2,5 dakika içerisinde eve gidip, merdivenleri çıkıp anahtarı alıp yine o merdivenlerden inip arabasına ulaşmayı başarmıştı.

PİYANGODAN EV ÇIKTI...!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin