23.Bölüm...

44 4 0
                                    

İN NA DAN ALINTI…

Bu doğru olamaz… Nasıl? Nasıl olurda benden onu bırakmamı ister acımasızca hiçbir şey olmamışçasına… Beni hiç mi sevmedin hyun wu? Eğer sevmediysen neden benimle oynadın? Oysa öylesine seviyor gözüküyordun ki… Elim yüreğime gitmek istese de kendimi zapt etmeye çalışıyorum… Eğer elim bir saniye yüreğime kayarsa onun koluna yapışıp gitme diye yalvarabilirim. Yapamadım. Eğer bu bizim sınavımızsa sınanmaktan çekinmeyeceğim. Eğer seni sevmek kaderimse kaderimi yaşamaktan sonuna dek mutlu olacağım…

Hyun wu’dan Alıntı…

Affet beni sevgilim… Seni sevdiğimi bile söyleyemezken senden ayrılmak… En çok canımı da yakan bu… Senin gözlerine bakarak seni sevdiğimi söyleyememek… Ağlama lütfen… Eğer kaderimde sen varsan o kader elbet beni bulacak… Biliyorum sen benim kaderimsin ve bu kaderi yaşamaktan mutluluk duyacağım…

İn na duyduğu sözle yüzünde ki gülümseme donmuş öylece anlayamamış bir halde hyun wu’ya bakıyordu. Bu duyduklarını kesinlikle yanlış duyduğunu düşünüyordu. Hyun wu sözünü yinelerken in na kendini kandıramayacak hale gelmişti. Neler oluyordu da birden bire hyun wu onu terk ediyordu. Gözleri şaşkınlıktan irileşirken soran gözlerle hyun wu’ya bakmaya devam etti. Neden olduğunu sormak istiyordu ama ağzını açıp bir kelime bile söyleyemiyordu.

Boğazına düğümlenen sözler gelip gelip gidiyor ama bir türlü konuşamıyordu. Oysa hyun wu’nun kaderi olduğuna inanıyordu. Gözlerinin yandığını hissetti in na… Burnunun direğinin sızladığını… Peri masalları bu kadar kısa olamazdı. Bu kadar kısa başkahraman olamazdı. Yanağından yaşların aktığını hissedince titreyen sesiyle “Neden?”diye sorabildi. Öylesine zor gelmişti ki konuşmak ona boğazı kurumuş midesi kasılmıştı… Eli yavaşça karnına gitti. Evet, midesi bulanıyordu. Hyun wu’nun kurduğu cümle midesini kasmış, bulanmasına sebep olmuştu.

Hyun wu başını başka bir tarafa çevirip daha fazla ona bakamadı. İn na’yı ağlatmayacaktı ama ağlıyordu işte biricik karısı. Boğazında bir şeylerin düğümlendiğini hissetti. Bu… Bu yanlıştı. Yanlış karar aldığını biliyordu ama doktorun sözleri; jea’nın sözleri hala kulaklarında çınlıyordu. Gözlerini sımsıkı kapattı. Bu hatıra beyninin en derinliklerine kazınacaktı. Jea’nın söylediklerine inanmak istemeyip ayaklarını sürüyerek Doktor Choi’nin odasına gitmişti.

Adam hyun wu’yu görünce hemen ayağa kalkıp önünde duran koltuğa buyur etmişti. Gyu ri hastalarının arasında en özel, en önem verdiği hastasıydı. Kız istikrarlı bir şekilde her şeyi kontrol altında tutmaya çalışıp hayatta kalmayı başarmış son zamanlarda da inanılmayacak şekilde sabit tutmayı başardığı hastalığı gerilemeye başlamıştı. Hyun wu gösterilen yere otururken “Sizinle konuşmak istiyorum.” Dedi. Doktor choi gözlüklerini düzeltip dikkatle hyun wu ya bakarken “Sizi dinliyorum” dedi. Sohbet etmek için gelen bir hasta yakını görmemişti bu güne dek bu yüzden hiç şaşırmıyordu hyun wu’nun böyle tepki vermesine…

Hyun wu gösterilen koltuğa eğrelti bir şekilde ilişip ellerini kucağında birleştirdi. Kendini berbat hissediyordu. Jeadan duyduğu şeyi sordu ilk…

“gyu ri’nin 10 yıldır doktoru olduğunuzu duydum. Bu doğru mu?”

Adam bir süre kaşlarını çatıp hyun wu ya baktıktan sonra homurtulu bir şekilde “Evet.” Dedi. 10 yıl boyunca gyu ri den ve jea’dan sırf bu adamın ismini duymuş ama onu hiç ziyarete gelmeyişine hep kızmıştı. Şimdi ise karşısına geçmiş onu sorguluyordu. Buna kızmamaya öfkelenmemeye çalıştı. Nede olsa gyu ri hasta bay choi’de bir doktordu. Hasta özeli olduğu için saygı duymaya çalışıyordu. Hyun wu ilk sorunun doğruluyla zoraki yutkundu. Gyu ri 10 yıldır hastaydı bu yüzden onu terk etmişti. Kendine göre hyun wu’yu korumuştu. Aklı sıra hyun wu’nun mutlu bir 10 yıl geçirdiğini düşünmüştü. Hyun wu hem bu duruma öfkeleniyor hem üzülüyordu. Yüreğinde iki çeşit duyguyu aynı anda barındırıyordu.

PİYANGODAN EV ÇIKTI...!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin