14.Bölüm...

52 6 0
                                    

Gözlerine vuran ışıkla uyanmak istemese de yavaşça gözlerini açtı hyun wu. Hemen yanında kızıla çalan bakır rengi saçları fark edip hızla yatakta doğruldu. Neden ın na’nın yanında uyuduğunu hatırlamaya çalıştı. Dün ne sarhoştu neden kafası iyiydi ama yineden ne olduğunu hatırlayamamıştı işte. Hemen sonra dün zihnine dolmaya başladı. Karanlık olan her şey bir bir aydınlandı. Bundan sonra yanında uyuyan kadını yadırgamayacaktı. Çünkü uyuyan kadın onun nikâhlı karısıydı.

Bu düşünce yüzünün gülümsemesine kalbinin hızlı atmasını sağlıyordu. Başını yeniden yastığa gömüp hafif yana döndü. Kızın uyuyuşunu izlemek istiyordu. In na’nın uyuyuşu tıpkı kokusu gibi çocuksu ve masumdu. Her halinden belli oluyordu rüya gördüğü. Arada bir gülümsüyor mırıldanıyordu. Hyun wu kızın bu haline daha çok gülerken komidinin üzerinde duran telefona uzandı.

In na’nın uyurken remini çekmek istiyordu. Her ne kadar bu isteği sapıkça görse de kendine engel olamıyordu işte. Telefonun ekranına yansıyan görüntü ile yüzünde oluşan tebessüm iyice büyüdü. Yüzüne düşen bir tutam saçı eliyle itip kızın yüzünü kaşıyışını izledi. Bu gerçek olamayacak kadar güzel geliyordu şimdi ona. In na ona huzur veriyordu. Ona bakmak, onu izlemek yüreğinde oluşan tüm sıkıntıları alıp götürüyordu.

Yatakta yeniden doğrulup bir karar aldı. Onu izlerken edindiği huzurla karısına küçük bir sürpriz hazırlamaya karar verdi. Önce kendi odasına gidip masanın üstünde duran diz üstü bilgisayarını açtı. Bilgisayar açılırken ellerini birbirine vurup sıvazladı. Şimdiden heyecanlanmıştı… Bilgisayar açıldıktan sonra arama butonuna “İNGİLİZ KAHVALTISI.” Yazdı. Daha iki günlük evliydi ama kendini yıllardır evli gibi hissediyordu.

Arama sonuncunda çıkan her şeyi tek tek not edip mutfağa yöneldi. Filmlerde izledikleri şeyin bir kez hayatlarında gerçek olmasını istedi hyun wu. Hem el becerisi kadar mutfak becerisi de gelişmiş olduğu için kahvaltıyı hazırlarken çokta zorlanmadı. Hazırlarken keyiften ıslık çalmayı da ihmal etmiyordu. Hazırlamayı bitirdikten sonra Mutfak tezgâhının altındaki tepsiyi çıkartıp İngiliz, Amerikan filmlerinde gördüğü gibi hazırladıklarını tepsiye yerleştirdi.

Biraz geri çekilip tepsiye şöyle bir bakış attı. Mimar oluşu nedeninden mi yoksa başka bir sebepten midir bilinmez titiz davranıyordu bu hazırlığa. Tepsinin görünüşünün güzel olduğuna karar verip tezgâhın üstünden alıp yatak odalarına doğru dikkatle yol aldı. En ufak bir şeyin bozulmasını istemiyordu. Yatak odanın kapısının kapalı olduğunu fark etti. Bir süre kapının önünde durup nasıl açacağını düşündü. Bir koluna alsa tepsiyi düşürmekten bozmaktan korkuyordu. Tepsiyi salonda ki masaya dikkatle yerleştirip kapıyı araladı yavaşça.

In na’yı uyandırmak istemediği için sessiz olmaya çalışıyordu. Geri dönüp masanın üstüne bıraktığı tepsiyi alıp araladığı kapıdan yavaşça ve dikkatlice içeri girdi. O kadar sessizliğine rağmen odaya girdiğinde küçük bir hayal kırıklığı onu bekliyordu. Dikkatlice etrafa bakındı. En son baktığında ın na odadaydı şimdi bu kız nereye kaybolmuştu? Masanın üzerine tepsiyi koyup kaşlarını çattı. Haksızlıktı bu ona göre.

Özenerek hazırladığı kahvaltıyı birlikte yapacaklardı hem de filmlerde ki gibi yatakta ama bu planı olmamıştı işte. Odadan dışarı çıkıp evde kızı aramaya başladı. Kutu kadar evde kızı bulmak çokta zor olmasa gerekti. Düşüncelerine cevap verir gibi in na saçına doladığı beyaz havlusuyla banyodan çıktı. Boş gözlerle kocasına gülümseyip hızla aralarındaki mesafeyi kapatıp sevgili kocasının yanağına kocaman bir gülümseme kondurdu.

Biraz kocasından uzaklaşıp sevimli bir şekilde sırıttı. Daha sonra ne yapması gerektiğini kestiremezken yardım çağrısı gibi gözüne takılan şeyle gülmeye başladı. Hyun wu kızın nereye baktığını fark ettiğinde kıza dönüp ciddi bir şekilde “Sana bir şey sorabilir miyim?” dedi. Dün düşünmeye fırsatı olamamıştı sabahta aklına gelmemişti ama şimdi o yeni yontulduğu her halinden belli olan bu odun parçasının nereden çıktığını merak ediyordu. In na başını sorabilirsin der gibi sallayıp soruyu beklerken duyduğu şeyle geçmişe döndü.

PİYANGODAN EV ÇIKTI...!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin