Kızın hızla sedyeye alınışına şahit oldu bulanık görüşü arasında hemen sonra uğuldayan kulakları arasında zar zoruna jea’nın söylediklerini duydu. Jea ne demişti teknikere? Bir kez daha duymak istedi jea’nın söylediklerini. Gyu ri’yi hızla hastane kapısından içeri sokarken teknikerler hyun wu; Jea’nın kolundan tutup “Ne dedin sen?” diye sordu. Ellerin titrediğini hissediyor ama önemsemiyordu. Jea kolunu hızla hyun wu’nun elinden çekip “Ne?” dedi. İçeriye doğru bir adım atmıştı ki telaşla hyun wu tekrar jea’nın kolundan yakalayıp “Az önce ne dedin teknikere!” diye bağırdı.
Jea; hyun wu ya bakıp teknikere söylediği cümleyi tekrarladı. “Beyninde bir lezyon var! Yani bir kist! Şimdi kolumu bırak ve onun durumu için bilgi almama müsaade et. İnan sonra her şeyi kendim açıklayacağım.” Dedikten sonra kolunu hyun wu’nun ellerinin arasından çekip hızla hastaneye giriş yaptı. Hyun wu duyduğu şeyin gerçekliğini kabul edemiyordu. Bu ona göre doğru olamazdı. Bunca süre haksızlık yapan kadın sağlıklı çıkması gerekirken karşısına hasta bir halde çıkıyordu. Bunca süre nerede saklanmıştı ki böyle hastalanmıştı.
“Benden bu kadar çok mu nefret ediyordun da kendi sağlığını tehlikeye atacak kadar berbat bir yerde saklandın!” dedi kendi kendine. Aklı hala bu olanları anlamıyordu. Hastaneye girip girmemek konusunda kararsızdı. Ayakları ona yön vermesini beklese de onlar olduğu yere sabit kalmıştı. Evine dönmek istiyordu ama içeride kendisi yüzünden hastalanmış bir kadın vardı. Sevdiği bir kadındı bu. Yıllarını onun için hiçe saymış bir kadın. Kalbine kulak vermek istemedi. Altından çıkacak şeyin ne olduğundan korkuyordu. Eve gitme isteğini bastırıp zoraki adımlarla hastaneye girdi. En azından jea’nın sana her şeyi anlatacağım dediği şeyleri öğrenmeliydi.
Bir koridor dönmüştü ki jea’nın bir doktorla konuştuğunu gördü. Kır saçları olan nereden baksan 60ların başında olduğu her halinden belli olan bir adamdı. Adam yavaşça elini jea’nın omzuna koyup “Her şey yoluna girecek merak edilecek bir şey yok!” dediğini duydu hyun wu. Adam jea’yı tanır gibiydi. Uzaktan izlemeyi bırakıp yanlarına yaklaştı. Şuan jeaYı tanıyıp tanımadığını önemsemiyordu. Jea meşhur bir iş adamı olduğu kadar dergilerin, gazetelerin aranan yüzüydü.
Birçok magazin etkinliğinde bulunurdu. Dizi, film ödüllerinde ünlülerden çok o ilgi çekerdi. Arkadaşının aksine bir hayat süren bu adam hiçbir zaman bu hayata gıpta ederek bakmamıştı. Yanına yaklaşıp doktora selam verdikten sonra hyun wu ağzını açıp bir şeyler soracaktı ki jea “Bu hyun wu. Gyu ri’nin sevgilisi.” Diye tanıttı jea. O an yutkunamadığını hissetti hyun wu. Evli olduğunu bildiği halde jea nasıl böyle bir tanıtımda buluna bilirdi. Kaşlarını çatıp arkadaşına baktı. Ne yapmaya çalışıyorsun sen bakışı atıyordu her açıdan da.
Jea bir şey demeden doktor hyun wu ya elini uzatıp “Demek döndünüz ben doktor choi” dedi. Hyun wu ne olduğunu anlayamıyordu. Neler oluyordu böyle. Gözlerini sımsıkı kapattı. Bu doğru değildi kesinlikle uyuyordu şuan. Hiç bir şey bu şekilde gelişemezdi. Jea’nın tanıdığı bir doktor. Hayatında hiç görmediği bir adamın kendisini tanıması ve her gece iyi olması için dua ettiği kadının hasta olduğunu öğrenmesi. Bunlar kesinlikle bir şakaydı. Hayır, hayır kesinlikle bir kâbustu. Hyun wu aynen öyle düşünüyordu. Gözlerini açıp karşısında duran adama baktı. Neden hala kendine gelmiyordu eğer bu bir kâbussa? Adamın uzattığı eli sıkıp zoraki gülümsedi. Doktor gider gitmez jea’nın koluna değil bu sefer; yakasına yapışacaktı. Mantıksız bir sürü şeyin içinde bir mantık aramak konusunda kendinden yüzde yüz emindi. Aldığı kararı doktor duymuşçasına başıyla selamlayıp koridorun sonunda doğru yürürken hyun wu bir süre doktorun arkasından baktıktan sonra hızla jea’ya dönüp yakasına yapıştı.
Bugün aldığı kararlardan en iyi bu kararı uygulayabilmişti. Kavradığı yakayla hızla jea’yı duvara yapıştırıp “Neler dönüyor burada!” diye bağırdı. Olan her şeye karşı sabrı dahası tahammülü kalmamıştı. Kendisini bu gördüğünün kâbus olduğuna inandırmış olduğu halde her şey karşısında hala acımasızca dikiliyordu. Jea bu tepkiyi beklediği için hiç şaşırmamıştı. Aklında her şey tıkırında ilerliyordu. İçinden kahkahalarla gülmek istese de kendini tutuyor oyuna gelen 3 saf insanla içten içe dalga geçiyordu. Kendini oynadığı küçük oyunun başkahramanı olarak görüyordu jea. Hyun wu kavradığı yakayı daha sıkı kavrayıp jea’yı yeniden duvara sertçe iterek “Burada dönen her ne ise açıkla bana!” diye bağırdı. Şuan içeride ki hiçbir hastanın onun için bir önemi yoktu. Jea adamın ellerini tutup hızla yakasından çekerek “Bilmek mi istiyorsun!” dedi sinirli bir sesle. Hyun wu gözlerinden ateş saçarak kardeşi yerine koyduğu adama bakarken “evet!” dedi. Jea’nın çocukça laf ebesi haline ayırabilecek zamanı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYANGODAN EV ÇIKTI...!
RomanceYoo in sevgilisinin aldattığını öğrendikten sonra en yakın arkadaşında kalmaya başlar ve bir gün arkadaşının baskıları yüzünden dışarı çıkıp alış veriş yaparlar. Alış veriş sırasında kazandığı çekiliş bileti hayatını tamamen değiştirecektir. Hyun-wu...