19. Bölüm...

48 4 0
                                        

“bay hyun wu ji mi?”dedi telefonun ucundaki bir adam. Hyun wu merakla “evet” dedikten sonra adamın konuşmasını bekledi. Telefon bağlanırken sekreteri “polis merkezinden arıyorlar.” Demişti ve nedense polis merkezi kelimesi ona çok şey ifade ediyordu. Bir süre bekledikten sonra polis memuru tekrar konuştu. “eşiniz bayan yoo in na şuan gözaltında tutulmaktadır. Merkeze gelip ifade vermeniz gerekiyor.”

Hyun wu daha ne olduğunu kavrayamamış sadece korkularının başına geldiğini anlarken devamında gelen isimle soluğu kesildi. Sora’nın da in na ile gözaltına alınmış olması normalin iki katı kadar yanlış anlaşılmaya meyilli olduğunu gayet güzel ortaya seriyordu. Ama asıl problem in na ile sora nasıl yan yana gelmişlerdi? Kafasında ki düşünceleri kovalayıp polis memuruna hemen yola çıktığını belirterek hızla küçük ofisinden ayrıldı.

Yol boyunca kafasında bir şeyler tasarlamaya çalıştı ama nedense sora ve in na’nın nasıl yan yana geldiğini kavrayamadı. Polis merkezinden hızla içeri girip iki farklı koğuşa tıkılan kızları gördüğünde başının büyük bir belada olduğunu henüz anlayabiliyordu. Sora oturduğu yerden hızla kalkıp “Aşkım…” diyerek hyun wu’nun önüne geldikten sonra demirleri kavradı arada ki engel nedeniyle ancak elini uzatabiliyordu.

Hyun wu kıza kısa süreli baktıktan sonra hemen in na’nın olduğu tarafa yönelip tam önünde durdu. Ne olduğunu merak ettiği kadar başının ne kadar belada olduğunu da merak ediyordu. İn na; hyun wu ‘nun geldiğinin farkındaydı ama ona bakmak istemiyordu. Aldatılmanın verdiği acıyı kendi içinde yaşıyordu. Bunun haksızlık olduğunu düşünüyordu.

Hyun wu demirlileri tutup “Aşkım…” diye seslendi. İn na’nın içinde yaşadığı acıyı çok iyi biliyordu. Şuan in na’nın öfkeden ona bağırıp çağırması gerekiyordu ama o yüzünü duvara dönmüş sessizce duruyordu. Yüzünü tam olarak göremiyordu kızın. İn na dan tepki alamayınca bir kez daha “Aşkım” dedi. İn na’nın yanlış anladığını düşünüyordu. İn na yavaşça başını adama çevirip kırmızı gözlerle boş boş ona baktı bir süre.

Sora ise hemen kenarda hyun wu’nun aşkım diyişinin şokunu yaşıyordu. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın ona hep sora demiş başka da bir şey söyletememişti ama karsı olduğunu idea eden kadına aşkım diyordu. Hyun wu kızın kırmızı gözlerine bakarak “ne oldu bilmiyorum ama özür dilerim.” Dedi. İn na’nın ağlıyor olması boğazında düğümlerin oluşmasına sebep oluyordu. İn na adamın bakışlarıyla oturduğu yerden bir milim bile kıpırdamadan ayağında ki pelüş terliklerini çıkartıp adama fırlattı. Bir de karşısına geçmiş aşkım diyordu. Hyun wu’nun tam önüne düşen terlikle oturduğu yerden hızla kalkıp “Birde beni utanmadan aldatırsın!” diye bağırmaya başladı in na…

Hyun wu ise in na’nın ani çıkışıyla durduğu yerde birkaç adım gerileyip “Seni asla aldatmadım…” diye açıklamaya girişirken sora hemen az ileriden “ben ne güne duruyorum burada.” Diye çıkıştı. Hyun wu kıza dönüp öfkeyle baktı. Nereden çıktığını anlayamamıştı bu kızın. Onun varlığını bile unutmuştu önce düğün telaşına sonra evliliğin verdiği geçinme telaşına… Şimdi varlığını hatırlatırcasına dikiliyordu diğer taraftan karşısına. Sora adamın öfkesini görmezden gelip “biz daha ayrılmadık!” diye konuşmaya devam edince hyun wu durduğu yerden hızla kızın üzerine gidip “Biz diye bir şey asla olmadı!” dedi.

Onun bu gereksiz ortaya çıkışı onu baya bir öfkelendirmişti. Sora adamın üzerine gelişine önem bile vermedi hemen önünde duran demirlikler onu koruyordu nasıl olsa. İn na ise kadının arsız tutumuna deli oluyordu. Kendisinden daha arsız geliyordu bu kadın gözüne… Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken başını içeri uzatan bir polis memuru hyun wu’nun yanına gelip “hyun wu ji?” diye sordu. Bundan yarım saat önce kızların bağrış çağırışlarından başı ağrımış ve kısa süreliğine de olsa kendi ekibinin yanına dönmüştü.

PİYANGODAN EV ÇIKTI...!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin