Hyun wu sinirle kızın odasının kapısını açtı. Yoo In na ayna karşısında makyajını yaparken hışımla giren adama aynadan bakıp dil çıkardı. Dün ona bulaşık sırasının onda olduğunu söylemesine rağmen dinlemediği için tüm kirli tabakları hyun wu’nun yatağının içine koymuş böylelikler yatağının mahvolmasına sebep olmuştu.
Hyun wu kıza öfkeyle bakarken elinde tuttuğu çatalı sıkı sıkıya sıkıyordu avucunun içinde. Yoo ın na adamın elinde sıkı sıkıya tuttuğu çatala bakıp kayıtsız bir şekilde oturduğu yerden kalkıp masanın üzerine özenerek koyduğu anlaşmayı adamın burnuna dayayarak “Temizlik konusunda anlaştığımızı sanıyordum.” Dedi. Hyun wu çıldıracağını hissetti o an.
O gün bu saçma anlaşmayı imzaladığı için kendine kızıyordu. Tam iki gün geçmişti o anlaşmaya imza atalı ve şimdi bu imza yüzünden baş belası bir kızın eziyetlerine maruz kalıyordu. Yoo In Na onun daha fazla itiraz edemeyeceğini anlayıp kağıdı yeniden masanın üzerine özenerek koyduktan sonra “Sana iyi temizlikler.” Diyip odasının kapısına doğru yürüdü.
İçinden kahkahalar atarken dışından hiçbir şey belli etmemeye çalışıyordu. Eğer park min ona bu tavsiyeyi vermeseydi muhtemelen yine bu kendini bir şey sana adamla kavga ediyor olabilirdi ama artık buna gerek kalmamıştı. Kapının yanına geldiğinde kapıyı kavrayıp hyun wu ya bakarak “Odamdan çıkmayacak mısın?” diye sordu. Hyun wu çatalı sıkarken içinden sabır çekiyor sakinleşmek için derin derin nefesler alıyordu.
Yapmacık bir gülümseme yüzüne yerleştirip “Tabi…” dedikten sonra hızla odadan çıkarken burnuna gelen şeker kokusu ile kıza dönüp baktı. 25’i geçtiği her halinden belli olan bu kadının liseli genç kız gibi şekerli parfüm kullanmasına inanamayarak baka kaldı. Yoo In na koklandığını fark edince “Parfümümü beğendin mi?” diye sordu sırıtarak.
Hyun wu alayla kıza gülüp arkasını dönüp giderken “Sanki 16 yaşında genç kız bana…” diye söylendi. Yoo In na ne olduğunu anlayamadan arkasını dönüp giden adama kaşlarını kaldırmış hayretle bakarken onun ağzında bir şeyler gevelediğini fark etti. Ama duymakta istemedi. Listenin ilk maddesi kavga etmemek olmuştu.
Evden çıkıp uzun süredir uğramadığı iş yerine doğru giderken hyun wu da yatağına atılan bulaşıkları toplayıp mutfağa götürdü. Önce çarşaflarını değiştirip hemen arkasından da mutfağı toparlayıp kendini çizim masasına attı. Mesleğini bile unutmuştu şu iki günde. Mimardı hyun wu hem de yeni yetme değil yetenekli bir mimar her ne kadar daha Kore cumhuriyeti onu keşfedemese de o kendini öyle görüyor yakında keşfedileceğine inanıyordu.
Ama garip bir şekilde çizim masasına oturduğun da elinde ki projeye dikkat kesilemiyordu. Garip bir şekilde elinde ki kalem iğreti duruyor aklına hiçbir şey gelmiyordu. Elindeki çizim kalemini ve cetvelini bırakıp kendini televizyonun karşısına atıp birkaç kanal dolaştıktan sonra sıkıldığını hissetti. Hala yoo In Na ya kızgın olduğu gün gibi ortadaydı.
Cebinden telefonu çıkarıp bir numarayı aradıktan sonra sabırsızlıkla telefonun açılmasını bekledi. Gününü kadınlarla gün eden biri değildi hyun wu ama aradığı kişi onun için sanki bir başkaydı. 3.çalışta açılan telefonla biraz rahatladığını hissetti. Son birkaç gündür aramadığı için kendisine kızgın olduğunu düşünüyordu hyun wu ama sonunda açmıştı işte.
Boğazını temizleyip kızın nasıl olduğunu sorduktan sonra asıl söylemek istediklerini sıraladı. İlk cümlesi seni özledim ile başlamıştı. Telefonun ucunda ki kadın kayıtsız birkaç cümle sıralıktan sonra sonunda cilveleşerek onu özlediğini yapay bir şekilde söyledi. Hyun wu gülümseyerek “Hadi bize gel.” Dedikten sonra kadına yeni adresini verip telefonu kapattı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYANGODAN EV ÇIKTI...!
RomanceYoo in sevgilisinin aldattığını öğrendikten sonra en yakın arkadaşında kalmaya başlar ve bir gün arkadaşının baskıları yüzünden dışarı çıkıp alış veriş yaparlar. Alış veriş sırasında kazandığı çekiliş bileti hayatını tamamen değiştirecektir. Hyun-wu...