☆10.BÖLÜM☆

2K 50 65
                                    

"Keyifli okumalar dilerim..."

⚫️

Serenay soğuk suyun başından aşağı akmasına izin verirken naneli şampuanından avucuna sıkıp saçlarına yedirmeye başladı. Normalde sıcak su ile banyo yapmayı severken şu an suyun soğuk olup olmamasını umursayacak bir halde olmayıp suyu rastgele bir ayarda açmıştı. Derin bir iç çekti şampuanı parmaklarıyla masaj yaparcasına saçlarına yedirirken. Henüz babaannesinin vefatını kendi içinde kabul edebilmiş değildi. Çok ani olmuştu her şey. Onu yere yığılmış şekilde gördüğü an hiç aklından çıkmıyordu. Babaannesi artık bundan sonra yoktu. Bu kalbini acıtırken aynı zamanda canını da çok yakıyordu. Şu son birkaç gündür olup bitenlerden o kadar çok bunalmıştı ki. Olup bitenlerin kendisini yorduğunun farkında bile değildi. Yokluğuna ve acısına alışmak, kendisi için çok zor olacaktı. Fakat hayat acısıyla tatlısıyla her şeye rağmen devam ediyordu.

Serenay saçlarını şampuandan arındırdıktan sonra durulanıp fıskiyeyi kapatarak duşa kabinden çıktı ve bornozunu üzerine geçirip havluyu başına bağladı. O sırada odasına doğru yürürken babaannesinin ziyarete geldiği zamanlar yattığı kapısı aralık duran misafir odasına takıldı gözleri. Yavaş adımlarla odaya girdiğinde yatağın üzerinde duran siyah yeleği eline alıp özlemle kokusunu içine çektiğinde gözleri yaşlarla dolmuştu bile. Babaannesinin bütün giysilerini dağıtmıştılar ve geriye sadece yatağın üzerinde duran yeleği kalmıştı. Burnunu çekip yanaklarından süzülen gözyaşlarını elinin tersiyle silerken elindeki yelek ile birlikte odadan çıkıp kendi odasına girdi.

Yeleği dolabına astıktan sonra kırmızı balıkçı yaka kazağını ve kot pantolonunu dolabının içinden çıkarıp yatağının üzerine koydu. Üzerini giyindikten sonra ıslak saçlarını tarayıp hızlıca kuruttu. Kuruttuğu haliyle bıraktı saçlarını. Saçları normalde düz olmasına rağmen yeni kuruttuğu için biraz kabarıktı. Bunu umursamayarak mutfağa gidip kendisine sütlü kahve hazırladı. Kahvaltı etmeyecekti çünkü canı bir şey yemek istemiyordu daha doğrusu boğazından geçmiyordu. Son birkaç gündür yaşananlardan dolayı iştahı pek yoktu. Kahvesiyle birlikte sigarasını da içtikten sonra okula gitmek için haki rengi montunu giydi ve beyaz şalını boynuna bağlayıp aynı renkte olan şapkasını başına taktı.

Bugün derse gidecekti. Birkaç gündür yaşananlar yüzünden okula gidememişti. Aslında daha çok ne var ne yok diye bakmak için gidiyordu. Dün babaannesinin cenazesi ile birlikte gittikleri memleketlerinden dönmek zorunda kaldı iki gün sonra sınavları başlayacağı için. Babaannesi memleketlerinde toprağa verilmişti. Arkadaşları cenazeye gelememesine rağmen kendisini arayıp başsağlığı dilemiştiler. Bugün onları da görmüş olacaktı. Sınavları olmasaydı kendisi de hafta sonu annesi ve babası ile birlikte dönecekti. Fakat o şekilde olmamıştı. Aklındaki düşüncelerle birlikte oflayarak çantasını koluna takıp botlarını giyerek evden çıktı.

⚫️

Serenay kampüsün bahçesinde yavaş adımlarla yürürken üşüyen ellerini montunun cebine soktu. Hava bugün bulutluydu ve soğuktu. O sırada etrafına bakınıp yürümeye devam ederken farkında olmadan sert bir şeye çarptığında irkilerek iki adım geri gitti. Başını kaldırdığında kendisine düz bir ifade ile bakan Göktuğu gördü.

"Niye öyle önüme çıkıyorsun?" dedi Serenay çıkışarak ve baştan aşağı süzercesine ona baktı. Siyah deri ceketi ve boynuna bağladığı krem rengi şalı, koyu kahverengi gözleri ve artık traş olması gerektiğini belirten kirli sakalları ile birlikte her zamanki yakışıklılığını ortaya seriyordu.

"Nasılsın?" diye sordu Göktuğ yumuşak ve düşünceli bir sesle onun kendisine çıkışmasını aldırmadan. Serenay'ın keyfi olmadığı her halinden belliydi. Kahverengi gözleri mutlulukla bakmıyordu. Onu birkaç gün sonra ilk kez görmesi ile birlikte birden bire onun yakınında olmayı özlediğini fark etti. Aynı zamanda onunla alay etmeyi de. Alaycılık karakterinin yapısında olsa da onunla alay ederken aldığı zevki hiç kimsede alamıyordu.

KIRILANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin