"İyi okumalar!"
⚫️
Serenay on dakikalık hızlı bir yürüyüşten sonra fakülteye sonunda varmıştı ve bahçesinde etrafına bakınarak geziniyordu.Kimisi arkadaş çevresiyle,kimisi de tek başına takılıyordu koskocaman bahçede.Bahçesi en az eski okulu kadar büyük olsa da binası eski okulundaki gibi tarihi ve eski bir bina değildi. Aksine yeni ve oldukça modern bir binaydı.
Daha fazla etrafına bakınıp gezinmeyi bırakarak ders göreceği sınıfın binasına giriş yaptı ve merdivenleri çıkarak ikinci kata ulaşıp sınıfa girdi.Ders daha henüz başlamamıştı.Orta kısımlara oturup yerleştiğinde yanında oturan sarı saçlı kıza "Yanın boş muydu?" diye sordu. "Yani buraya pat diye oturdum ama. Çünkü buradan tahtayı daha güzel görebilirim diye düşündüm."
Sarı saçlı kız, kocaman mavi gözleriyle Serenaya gülümseyerek "Sıkıntı yok." dedi. "Oturabilirsin."
Serenay kıza teşekkür ettikten sonra siyah ceketini üzerinden çıkarıp çantasıyla birlikte yanındaki boş sandalyeye koydu. Telefonunu sıranın üzerine koyup kahverengi gözlerini sınıfın etrafında gezdirmeye başladı. Bazısı grup halinde toplanıp bir köşede konuşup, konuşmaları sınıfta gürültü yaratırken bazısı ise kendi halinde ya telefonuyla oynuyordu ya da kitap okuyup yanındaki arkadaşıyla sohbet ediyordu.
Sarı saçlı kız, su dalgası yaptığı uzun sarı saçlarını geriye doğru savurarak "Sen yeni mi geldin?" diye sordu.
Serenay kızın soru soran sesini duyması üzerine kıza başını çevirerek "Evet." diye cevap verdi. "Buraya nakil oldum."
"Hoş geldin o halde!" Kız elini uzatarak "Benim adım Canan." diye tanıttı kendisini.
Serenay kızın elini nazikçe sıkarak " Serenay."dedi hafif bir gülümsemeyle.
"Tanıştığımıza memnun oldum. "
"Ben de."
Canan kaşlarını hafifçe çatarak "Neden nakil olmak istedin?" diye sordu merakla. "Eğitiminden mi memnun değildin?"
"Hayır." dedi Serenay başını iki yana sallayıp. "Eğitiminden çok memnundum, hocalar da çok iyiydi."
"Neden o zaman peki?"
Serenay onun ısrarla sorması üzerine nefesini üfleyerek "Çünkü bazı sebepler bunu gerektiriyordu." dedi konuyu kapatmak istercesine.
Canan Serenay'ın kendisine bu cümleyle cevap vermesi üzerine daha fazla ısrar etmedi ve "Anladım." dedi kısa bir şekilde.
Serenay çantasından notlarını aldığı defteriyle kalemini çıkarıp sıranın üzerine koydu ve o esnada Canan, sınıfa giren kumral ve yeşil gözlü çocuğa yanlarından geçip arka sıralara oturana kadar hayranlıkla baktı. Sadece Canan'ın değil, çoğu göz çocuğun üzerindeydi fakat çocuk bu tarz bakışlara alışkın olduğundan dolayı umursamamıştı. Çocuğun boyu en az bir basketbolcu kadar uzun olmasıyla birlikte iri yapılıydı aynı zamanda. Uzattığı saçlarını lastikle bağlayarak at kuyruğu yapmıştı ve yüzündeki kirli sakalları artık tıraş olması gerektiğinin çağrısını yapıyordu. Serenay da onun baktığı yere baktıktan sonra Canan'a dönüp baktığında mavi gözlerindeki ışıltıyı ve yüzüne yansıyan heyecanı yakalamıştı.
"O gelen çocuk kim?" diye sordu Serenay merakla.
"Çetin." dedi Canan saf heyecanıyla ağzı kulaklarına varmış bir şekilde. "Çok yakışıklı değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILAN
Genç Kurgu~ Serenay eğitimini sürdürdüğü üniversitesinde yaşadığı zorbalıklar yüzünden yatay geçiş yapıp üniversitesini değiştirerek yepyeni bir başlangıç yapmak ister. Fakat bu yaptığı yeni başlangıçta kendisini neleri beklediğini bilmemektedir. Kısa bir za...