☆20.BÖLÜM☆

1.3K 44 26
                                    


"İyi okumalar!"



⚫️

Serenay yine her zaman olduğu gibi okulun bahçesinde yürürken dünü düşündü bir anlığına. Yağmur yağarken Göktuğ ile yaşadığı tartışmayı. Bugün nelerle karşılaşacağını bilmiyordu. O dünkü yaşadıkları tartışmadan sonra Göktuğ ile konuşup konuşmayacağını bilmiyordu hiç. Dünkü söylediklerinden sonra Göktuğun kendisine olan yaklaşımını çok merak ediyordu. Göktuğa her fırsatta Yarenle barışması ve kendisine olan davranışları yüzünden yüzüne net olmadığını vururken Göktuğ bu sefer aklının karışık olması yüzünden kendisinin net olmadığını yüzüne vurmuştu. Bir bakıma haklı sayılırdı aslında. Net değildi. Ama Göktuğ da net değildi. Hala belirsizliğini koruyordu ve kendisine hiçbir açıklama yapmamıştı. Göktuğ haklıysa Serenay da kendisine göre haklıydı.

Henüz annesine yaşadığı bu tatsızlıktan bahsetmemişti. Dün geldikten sonra duş almasının ardından odasına kapanmıştı ve odasından hiç çıkmamıştı. Ama bugün annesine bundan bahsetmeye kararlıydı, çünkü annesinin kendisini anlamasına ihtiyacı vardı.

"Günaydın!"

Serenay, Sudenin sesini duyduğu an irkilerek başını ona çevirdiğinde solunda kendisiyle beraber yürüyor olduğunu gördü.

"Günaydın." dedi Serenay kuru bir sesle.

Sude yeşil gözlerini Serenayın asık olan yüzünde gezdirdi. "Nasılsın, diye soracağım ama. Yüzün yine her zamanki gibi sirke satıyor." dedi imayla.

"Bu sefer anlatacağım." dedi Serenay başını sallayarak. "Sana her şeyi anlatacağım ama anlatacağım her şey aramızda kalacak Sude, tamam mı?"

Serenay yanındaki kıza güveniyordu ve şu sıralar kendisine en yakın hissettiği kişi Sudeydi. Sude çünkü onun bir şeyleri anlamasını sağlıyordu, açık açık belirtmeye çalışıyordu fakat kendi kafasında bir türlü oturtamıyordu.

"Tabii ki aramızda kalacak." dedi Sude güven verir bir sesle. "Söz." Serenayın hala sustuğunu görürken "E hadi anlatmayacak mısın?" dedi sabırsızlıkla.

"Derslere girip çıkmamızdan sonra anlatsam olur mu?" dedi Serenay başını çevirip onun yüzüne bakarak.

"Tamam." dedi Sude onun sırtını sıvazlarken ve Serenayın çilek sarısı saçlarının arasındaki mor tutamlara baktı gülümseyerek. "Saçların çok güzel olmuş böyle."

"Teşekkür ederim. Beğenmene sevindim" dedi Serenay da ona gülümseyerek karşılık verirken. Anımsadığı şeyle birlikte gülümsemesi yüzünde birden bire soldu. "Gökhan da saçlarımı çok beğendi. Ama Göktuğ hemen 'Liseye mi gidiyorsun' dedi."

"Bakıyorum da Göktuğun söylediğine takılmış gibisin." dedi Sude her zamanki imasıyla.

"Hayır takılmadım." dedi hemen Serenay savunmaya geçercesine.

Sude bir anlık gördüğü tanıdık bir sima işe birlikte karşılarından gelen Göktuğa doğru gözlerini kısarak baktı.

"Bak Göktuğ geliyor."

Serenay onun ismini duyar duymaz sanki bir elektrik akımına kapılmış gibi titrerken Sudenin baktığı yere doğru baktı. "Gelsin." dedi umursamaz görünmeye çalışarak.

Serenay ona doğru bakmasıyla birlikte gözleri Göktuğun koyu kahverengi gözleriyle buluştuğunda heyecanlandığını hissetti ve istemsizce yerinde duraksadı. Göktuğa incelercesine baktığında üzerindeki koyu yeşil boğazlı kazağın ona ne kadar çok yakışmış olduğunu düşünmeden edemedi. Koyu yeşil boğazlı kazağı, hafifçe havaya dikili olan saçlarıyla ve yüzündeki kirli sakallarıyla birlikte harika bir uyum içerisindeydi. Ve Serenay bu uyuma hayran olmuştu.

KIRILANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin