"İyi okumalar!"⚫️
Göktuğ oturduğu kayalıkların üzerinde dalgaları kayalara vuran denizi dün akşam geldiğinden beri izliyordu. Kardeşinin Serenayla yemeğe gideceği vakit arabayı alarak çıkmıştı evden ve yalnız kalmak istediği zamanlar geldiği yere, deniz kenarına gelmişti. Bulunduğu yer şehir merkezinden uzak bir yerdeydi. Sabaha kadar yalnız başına burada durduğu vakitte havanın yavaş yavaş aydınlanmasına da şahit olmuştu aynı zamanda. Hiç uyumamıştı sabaha kadar, gözüne hiç uyku girmemişti.
Göktuğ uykusuz olduğunu belli eden koyu kahverengi gözleriyle tamamen dağılmış gözüküyordu. O her zamanki iyi görünümünden, derli toplu halinden uzaktı. Kalbi zaten duyguları ve kardeşinin ona olan aşkı yüzünden acırken dün akşamdan beri kalbinin acısı daha da şiddetli bir hal almıştı. Kardeşinin onunla yemek yemesini kaldıramadığı için evden çıkıp gitmekte bulmuştu çareyi. Serenayın nasıl bir tepki verdiğini çok merak ediyordu. Kardeşi hislerine karşılık alabilmiş miydi yoksa alamamış mıydı?
Duyacaklar kendisini korkutuyordu.
Serenay kardeşinin hislerine karşılık vermemesi karşısında kardeşine üzülür müydü bilmiyordu fakat hislerine karşılık vermesini kaldıramazdı. Hem de hiç kaldıramazdı.
Serenaya karşı duygusal hisler besleyeceğini ve bu hislerin git gide derinleşeceğini, büyüyeceğini hiç düşünmezdi. En başlarda onun saf tavırlarıyla içten içe eğlenerek alay ederken ilerleyen zamanlarda kendisini ona karşı bir şeyler hissederken bulacağını hiç tahmin edemezdi. Nasıl olduğunu, nasıl geliştiğini hiç anlayamamıştı. Bir anda oluvermiş gibiydi.
Göktuğ derin bir iç çekerek telefonunu siyah deri ceketinin cebinden çıkarıp kilidini açtığında telefonun son aramaların olduğu sekmede kalmış olduğunu gördü. O sekmeyi kapatmadan telefonu kilitlemiş olmalıydı. Son aramalarına kısa bir göz gezdirdi. Kardeşi Gökhan'ın kendisini defalarca aradığını görürken onun telefonlarını hiç açmamıştı. Aynı zamanda gece yarısı içinden gelen ani bir istekle birlikte Serenayı iki kez aramıştı fakat ona her iki şekilde de ulaşamamıştı.
En sonunda okula gitmek için oturduğu kayalıkların üzerinden kalktı ve park ettiği arabasına doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. Aslında canı hiç okula gitmek istemiyordu, bunun yerine eve gidip duş almayı ve sonrasında yatağında yatıp uyumayı istiyordu. Uyumaya o kadar çok ihtiyacı vardı ki. Üzerindeki o gerginliği atmak istiyordu. Fakat bunun yerine kendisini toparlamaya çalışıp her zamanki halini takınarak okula gidecekti.
Göktuğ siyah pantolonunun cebinden çıkardığı uzaktan kumanda ile arabanın kilidini açtı ve arabasının yanına geldiğinde sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı. Yolda giderken kendisine gelmek için yolun üzerinde gördüğü kahveciden kendisine sert bir kahve almasının ardından aklındaki binbir düşüncelerle kahvesini yudumlaya yudumlaya arabayı okula sürdü.
⚫️
Göktuğ okula geldiğinde arabayı uygun bir yere park ettikten sonra okulun bahçesinde yavaş adımlarla etrafa bakına bakına ilerliyordu. Gri oversize sweatshirtünün kapüşonunu başına geçirirken aynı zamanda etrafa bakınan koyu kahverengi gözleri Serenayı arıyordu. İçten içe Serenayı görmeye umuyordu, her zaman okulun bahçesinde onu gördüğü gibi. Fakat görünürde o yoktu. Onun yerine en köşedeki çardakta kardeşi Gökhan'ı ve arkadaşları olan Canan'ı ve Sudeyi gördü.
Gökhan çardaktaki masanın üzerine oturmuş ve ayaklarını masanın oturma yerine yaslamış bir şekilde kendisinin aksine gayet rahat gözüküyordu. Jest hareketiyle kızlara bir şeyler anlatıyordu. Yüz ifadesinde de anlaşıldığı gibi gayet keyfi yerindeydi. Fakat onun bu keyifli yüz ifadesi kendisinde hiç güzel şeyler uyandırmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILAN
أدب المراهقين~ Serenay eğitimini sürdürdüğü üniversitesinde yaşadığı zorbalıklar yüzünden yatay geçiş yapıp üniversitesini değiştirerek yepyeni bir başlangıç yapmak ister. Fakat bu yaptığı yeni başlangıçta kendisini neleri beklediğini bilmemektedir. Kısa bir za...