"İyi okumalar!"
⚫️
Serenay bugünkü yaşadıklarının ağırlığı altında ezilmiş bir şekilde yatıyordu.. Ağlamıyordu artık. Öylece yatıyordu yatağında. Düşünmemeye çalışsa da bugünkü yaşadıkları buna izin vermiyordu. Sevgilisiyle arasının limoni olması canını sıkması yetmemişken bir de yeni arkadaşlarının yanında gittiği kafede kendisine yıl boyu iftiralar atan insanlarla karşılaşmıştı. Yeni arkadaşlarının önünde de iftira atılmıştı o insanlar tarafından. Kötülenmişti.
Yaren ve Göktuğ kendisine inanmıştı ya da inanıyor gibi davranıyorlardı. Orasını bilmiyordu fakat Yarenin kendisine davranışlarının sahte olduğunu ve kendisinden haz etmediğini anlayabiliyordu. Göktuğ ise alaycı davranıyordu kendisine en başından beri. Onun alaycı davranışlarına bir türlü anlam veremiyordu. Alaycı davranışları kendisini uyuz ediyordu. Kendisine net olanlar Canan ve Gökhandan başkası değildi. Onlara kendisini daha yakın hissediyordu. Gökhan ve Cananın atılan iftiralara inanmayıp yanında olmaları kendisini çok mutlu etmişti.
Çünkü yapmamıştı. Hiçbir şey yapmamıştı. Hiçbir şey yapmamasına rağmen üzülmesi kendisine atılan iftiralara insanların inanması yüzündendi. Kapısının tıklatılıp açılması üzerine sırtı kapıya dönük olduğundan dolayı kimin geldiğini görmezse de annesinin baş ucuna oturduğunu hissetmişti.
"Ne oldu anne?" dedi Serenay güçsüz bir sesle.
Gülçin Hanım, kızının yastığa yayılan çilek sarısı saçlarını okşarken "Neyin var kızım?" dedi şefkatli bir sesle. "Bir şey mi oldu? Eve gelir gelmez odana attın hemen kendini tek kelime etmeden."
Serenayın sırtı hala dönüktü. Başını çevirip annesine bakmamıştı bile. "Yok bir şey anne. Yorgunum biraz sadece."
Gülçin Hanım, kızında bir şeyler olduğunu sezinlese de üstüne varmadı. Fakat yine de endişelenmekten kendini alıkoyamıyordu. "Seni üzen bir şey olmadı değil mi kızım?"
Bu soruyla birlikte Serenay gözlerinin dolmasına engel olamayıp "Hayır." dedi boğazını temizleyerek. "Sen merak etme. Dediğim gibi, yorgunum biraz."
"Karnın da açtır şimdi senin. Eve geldin geleli bir lokma geçmedi boğazından. Dolapta evvelsi akşamdan kalan sebze çorbası var. Isıtayım mı sana?"
"Ben sonra ısıtırım anne kendime. Sağol."
Gülçin Hanım yataktan usulca kalkarak düşünceyle kızına son bir bakış attı ve odadan çıkıp yavaşça kapıyı kapattı. Serenay annesinin ardından gözlerini ovuşturup kalkarak hava almak isteyip hem de sigara içmek için balkona çıktı.
⚫️
Gökhan, ellerini paçası lastikli aşağılara doğru daralan siyah eşofmanının cebine sokarken Göktuğ, Yaren ve Canan ile aralarında geçen sohbetten oldukça uzaktı. Her zamanki takıldıkları parka gelmiştiler ve her zamanki köşelerindeydiler. Hava çoktan kararıp akşam olmuştu bile . Aklı Serenaydaydı. Ona söylenen çirkin cümlelere ve ağlamasına içerlemişti. Aynı zamanda Yarenin Serenaya sarf ettiği hakaret içeren cümlelerini unutmamıştı. Abisi Göktuğun sevgilisi olmasının hatırına susuyordu yoksa ona ağzını payını vermesini çok iyi bilirdi.
Bakışlarını Yarenin yüzüne dikti. Siyah gözleri öfkeyle parlarken kaşları hafifçe çatılmıştı. Yaren üzerinde Gökhanın bakışlarını hissederken konuşmayı keserek gözlerini onun yüzüne dikti ve onun öfkeyle bakan siyah gözleriyle karşılaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILAN
Genç Kurgu~ Serenay eğitimini sürdürdüğü üniversitesinde yaşadığı zorbalıklar yüzünden yatay geçiş yapıp üniversitesini değiştirerek yepyeni bir başlangıç yapmak ister. Fakat bu yaptığı yeni başlangıçta kendisini neleri beklediğini bilmemektedir. Kısa bir za...