☆30.BÖLÜM☆

550 35 26
                                    

"Merhabalar! Uzun bir zamandan sonra uzun ve güzel bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur. İyi bayramlar🍬✨"

Keyifli okumalar🌸🎀



⚫️

Serenay altına giymiş olduğu bol paça kot pantalononun üzerine gri kapüşonlu sweatshirtünü de giydikten sonra çilek sarısı saçlarını sweatshirtünün dışına çıkardı. Beline kadar uzanan çilek sarısı saçlarını boy aynasında taradı ve kirpiklerine rimel sürdü. Okula gitmek için hazırlanıyordu. Ara tatil bugün itibari ile son bulmuştu ve dersler yeniden başlıyordu.

Okula gitmeyi hiç istemiyordu Serenay. Siyah geniş büyük kol çantasına ders notlarını yerleştirirken 'Keşke ara tatil hiç bitmeseydi' diye geçirdi içinden. Çünkü kendisini hiç okula gidecek kadar mutlu ve heyecanlı hissetmiyordu. Hatta bugün okulda Göktuğ'u görecek olması bile kendisini heyecanlandırmıyordu.

Göktuğ ile en son birkaç gün önce sahilde buluşmuştular ve annesinin araması ile eve gelip bir de üstüne annesi ile tartışmıştı. Annesi çok haklıydı. Onlardan uzak durmalıydı ve tavrını net bir şekilde koymalıydı. Fakat Göktuğ'a bir türlü karşı koymayı başaramamıştı. Kendisinin aksine Göktuğ'un uzak durmak gibi bir niyeti asla yoktu. Burada zarar gören sadece Gökhan olmayacaktı. İki kardeşin arasının bozulacağını saymıyordu bile. Kendisi de, Göktuğ da hatta Göktuğ ile aralarındaki bağ da zarar görecekti bununla birlikte. Göktuğ ile aralarındaki bağ da belirsizliğini koruyordu.

Nereye kadar devam ettirebileceklerdi, nereye kadar koruyabileceklerdi aralarındaki bu bağı?

Bugün okulda uzun bir zamandan sonra ilk defa Gökhan'ı görecekti. Gökhan'ı çok merak ediyordu. Ara tatil boyunca hiç konuşmamışlardı. Gökhan'ın kendisine açılmasından sonra o aralarındaki eski samimiyet birden bire yok olmuştu sanki. Birbirleri ile eskisi gibi olamazlardı artık, ikisinin de kendisine göre haklı bir gerekçesi vardı neticede. Fakat buna rağmen Gökhan'ın son gördüğünden beri nasıl olduğunu, kendisine tam anlamıyla nasıl bir tavır takınacağını merak ediyordu.

Makyaj masasının önünde duran telefonunun çalması ile birlikte düşüncelerinden sıyrılırken Serenay telefonunu eline aldığında Göktuğun kendisini aradığını görerek istemsizce heyecanla yüzünde minik bir tebessüm oluştu.

Telefonu açıp kulağına koyduğunda onun direkt "Çil." diye hitap eden, kendisini heyecanlandıran güzel tok sesini duydu.

"Göktuğ." dedi hafif kısık çıkan sesiyle.

"Nasılsın?"

"İyiyim. Sen nasılsın?"

"Sesini duydum daha iyi oldum."

Göktuğun sesi canlı gelirken bu cümle içten içe hoşuna gitmişti Serenayın. "Napıyorsun?" diye sordu Serenay bunun üzerine.

"Spordan çıktım şimdi, eve gelip duşa girdikten sonra bir şeyler yiyeceğim oradan da okula geçeceğim."

"Anladım." dedi Serenay sadece. Onun elbette ki oldukça sportif fit duran vücudunun farkındaydı, kıyafetlerinden bile belliydi vücudunun fitliği. Spora gidiyor olmasına şaşırmamalıydı bu yüzden.

"Sen napıyorsun?"

"Ben de hazırlandım, okula geçeceğim şimdi." Serenay ofladı. "Hiç okula gitmek içimden gelmiyor Göktuğ."

"İçinden gelmiyorsa gitme o zaman bugün."

"İçimden gelmezse de gitmem lazım. Bugünkü dersler önemli."

KIRILANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin