☆25.BÖLÜM☆

1K 42 43
                                    


"İyi okumalar!"




⚫️

Serenay dersin bitmesi ile yavaşça dağılan sınıfla birlikte ders notlarını çantasına yerleştirip siyah deri ceketini giydi ve ince gri şalını boynuna salaş bir şekilde bağladı. Günlerden beri kendisini meşgul edip duran düşüncelerini bugün kendince bir adım atıp  uygulamaya geçirmeye kararlıydı. Tavrını artık kesin olarak ortaya koyacaktı. Kendisi açısından hiçbir şey sözde kalmayacaktı. Fakat ilk adımı atması için önce Gökhan'ı bulması gerekiyordu.

Sınıftan çıktıktan sonra koridorları ve merdivenleri de aşarak bahçeye indi ve Gökhan'ı ararcasına etrafına bakınmaya başladı.

Serenay nihayetinde köşedeki çardaklardan birisinde Gökhan'ı, Canan ve Göktuğ ile birlikte görerek adımlarını yavaşlatıp onlara doğru ilerlemeye başladı.

Yavaş adımlarıyla onlara doğru gelirken kahverengi gözleri Göktuğun koyu kahverengi gözleri ile buluştuğu an bunun kendisini heyecanlandırdığını hissetti. Fakat Serenay onun inatla bakan koyu kahverengi gözlerinden gözlerini kaçırıp aralarındaki göz temasını kesti. Serenay yanlarına vardığında yüzüne kondurduğu gülümsemeyle "Merhaba herkese." dedi.

Canan'ın hiç oralı olmadığını görürken Gökhan her zamanki gibi "Merhaba Serenay." dedi içten bir gülümsemeyle. Göktuğ koyu kahverengi gözlerini kıza dikerek baştan aşağı süzercesine baktı. Serenay Göktuğun bakışlarını üzerinde hissederken Göktuğa bakarak "Naber Göktuğ?" dedi kısık çıkan sesiyle. 

"İyidir Serenay." dedi Göktuğ düşünceli bir sesle hafifçe başını sallayarak. "İyidir." Göktuğ başka daha bir şey söylemediğinde Serenay bu sefer Gökhana döndü.

"Sen nasılsın Gökhan?"

"İyiyim." dedi Gökhan abisinin aksine kocaman bir gülümsemeyle. "Sen nasılsın Serenay?"

"İyiyim ben de." dedi Serenay. Canan sesli bir şekilde sıkıldığını belirtircesine oflarken Serenay onun oflamasına aldırmayıp tek nefeste "Konuşmamız lazım Gökhan." dedi düşünceli çıkan sesiyle. "Seninle konuşmak istiyorum. Eğer sen de şu an müsaitsen."

Gökhan koyulaşan siyah gözleriyle "Tabii. Hemen konuşalım." dedi heyecanlı bir şekilde. "Sana her zaman müsaitim."

Göktuğ kardeşinin cümleleri üzerine güler gibi bir ses çıkardığında Gökhan başını çevirip abisine bir anlığına baksa da abisinin bu hareketini umursamayıp Serenaya döndü.

"İstiyorsan bir yere gidip oturalım, kahve içelim. Öyle konuşalım."

Gökhan'ın öneri yaparcasına konuşmasına Canan serzenişle "Bir yere oturup kahve içmek mi?" dedi. "Sen iyi misin Gökhan?"

Gökhan arkadaşından duyduklarıyla birlikte hafifçe kaşlarını çatarak "Ne oluyor Canan?" dedi anlamamış bir şekilde. "Neden böyle davranıyorsun şimdi anlamıyorum."

"Anlama Gökhan." dedi Canan sesini yükselterek. "Senin bir bok anladığın yok zaten. Hiç bir şey anlamıyorsun sen. Anlama. Hiçbir şey anlama sen." Canan Gökhana bir şey söylemesi için fırsat vermeyip sinirli adımlarla uzaklaştı.

Serenay Canan'ın neden böyle davrandığını iyi anlıyordu. Arkadaşını korumaya çalışıyordu sadece. "Bir yerde oturup kahve içmemize gerek yok Gökhan." dedi Serenay. "Okulun yakınındaki park var ya oraya gidelim, orada konuşalım. Daha sessiz, daha sakin."

Gökhan Serenayın söylediklerini dinledikten sonra abisi Göktuğa dönerek "Canan neden böyle davrandı şimdi?" dedi sorarcasına. "Ben neyi anlamıyorum? Neyi anlamazmışım ben Göktuğ?"

KIRILANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin