☆32.BÖLÜM☆

429 33 16
                                    

"İyi okumalar!"

⚫️

Gökhan, arabayı Yaren ile buluşacağı kafenin sokağında uygun bir yere park ettikten sonra üzerine çoktan giymiş olduğu siyah deri ceketi ile arabadan indi. Siyah gözleri kederliydi ve koyu renkteki saçları özensizce alnına düşmüştü. Yavaş adımlarla kafeye doğru yürümeye başladı. Yarenin kendisine ne söyleyeceğini merak ediyordu. Kafeye çağırıp konuşacak kadar önemli ne söyleyecekti acaba? Belki yine her zamanki gibi saçmalayacaktı.

Eskiden Yareni severdi. Göktuğ ile sevgili olduğu zamanlar, Serenay gelmeden önce Yaren böyle birisi değildi. Serenay geldikten sonra kendisi tamamen değişmişti. Yaren artık tanıdığı kişi değildi.

Gökhan kafeye giriş yaptığında önündeki kahvesi ile hemen en köşede oturan Yareni görmüştü bile. Yaren onu görür görmez elini kaldırırken Gökhan onun oturduğu masaya doğru ilerleyip karşısına oturdu.

"Merhaba." dedi Yaren onun siyah gözlerine bakarak. Gökhan kederli ve bir o kadar da soğuk görünüyordu.

"Merhaba." dedi Gökhan oldukça mesafeli bir sesle. Gökhan oturdukları masaya kısa bir göz attı. Yarenin önündeki sıcak sütlü kahvenin kokusunun burnuna dolduğunu hissetti. Yaren onun kahveye doğru baktığını görürken "Sen de kendine kahve söyle." dedi.

"İstemiyorum bir şey." dedi Gökhan yine mesafeli çıkan sesiyle. Ardından geriye doğru yaslandı ve derin bir iç çekerek Yarene baktı.

"Bana ne söyleyeceksin ya da yine neler saçmalayacaksın bilmiyorum ama eskiden seni severdim Yaren."

"Ben de seni severdim Gökhan." diye konuştu Yaren. "Ben hala seni seviyorum, Göktuğ ile artık birlikte değiliz diye hiçbir şey değişmedi. Benim seninle bir derdim yok ki."

"Doğru, senin derdin Serenayla." dedi Gökhan hafif bir alayla güler gibi.

Yaren sinirle gözlerini devirdi. "Neden olduğunu abinle ikiniz çok iyi biliyorsunuz ama beni anlamak bir türlü işinize gelmiyor."

Gökhan siyah gözlerini hafifçe kıstı. "Eskiden seni sevmemin yanı sıra sen eskiden de böyle kötü biri değildin. Serenay ne zaman bu okula ayak bastı sen tamamen değiştin. Seni tanıyamaz oldum. Ne yazık ki artık tanıdığım kişi değilsin sen. Ne oldu da sen birden bire böyle değiştin?" Alay eder gibi güldü. "Hiç tanımadığın birisinden bir şey mi içtin ne yaptın?"

"Abi kardeş ikiniz de ne idiği belirsiz bir orospunun peşine takıldığınızdan olabilir mi acaba?"

Gökhan Yarenin sarf ettiği cümleye sinirlendiğini hissederken dişlerini sıkarak "Doğru konuş! Onun hakkında öyle kelimeler edemezsin sen." diye sesini hafifçe yükseltti. "Sen yine bana aynı şeyleri söyleyip söyleyip saçmalayacaksın belli ki. Halbuki ben senden daha farklı bir şeyler duyacağımı umarak gelmiştim."

Yaren de ona serzenişte bulunurcasına hafifçe sesini yükseltti. "Ben o kıza karşı ilk geldiği günden beri hiç iyi şeyler hissetmedim. Göktuğun bile ilk günden beri ona tavırları bir değişikti. Kızın bu okula geldiği ilk gün, kızla tokalaşırken bile elini zorla bırakmıştı. Kadınlar her zaman böyle şeyleri hisseder Gökhan. Hadi sen neyse de Göktuğ o kız ne zaman bu okula geldi bana olan ilgisi, sevgisi azalmaya başladı. Sence haksız mıyım ben Gökhan? Neden gerçekleri söylediğimde kötü olan ben oluyorum?" Gökhan'ın sessiz kaldığını görürken sessizlikten istifade konuşmaya devam etti. "Ona tek aşık olan sen değilsin Gökhan. O kıza kapılan tek kişi sen değilsin. Abin de kapıldı gitti ona. Beni silip attı. O kız yüzünden iki yıllık ilişkimiz bitti."

Yaren telefonunu eline alıp Göktuğ ile Serenay'ın sarılırken uzaktan çekmiş olduğu fotoğraflardan birisini açıp fotoğrafı gösterircesine telefonu Gökhan'a doğru tuttu. "Bak Gökhan. Söylediklerim senin için saçmalık ama fotoğraf gerçek.Söylediklerime inanmıyorsun ama belki bu fotoğraf sende bir şeyler uyandırır artık."

Gökhan telefonu ondan aldı ve fotoğrafı yakınlaştırarak baktı. Kampüsün bahçesiydi fotoğrafın çekildiği yer. Sarılmalarına anlam verememişti. Niye sarılmışlardı ki? "Bu da yeni saçmalığın mı?" dedi Gökhan alaycı bir şekilde telefonu Yarene geri verirken.

Yaren telefonunu kilitleyip masaya koyarken "Hala saçmalık diyorsun." dedi gözlerini devirerek. "Hala söylediklerime inanmamakta ısrarcısın."

"Neden inanayım sana?" dedi Gökhan sesi yükselirken. "Saçmalamaktan başka bir şey mi yapıyorsun? Şimdi de sanki böyle çok önemli bir şey yapmışsın gibi bir de röntgenci edasıyla onları gözleyip abimle Serenay'ı çekmişsin."

"Bana inanmıyorsun pekala." Yaren hiddetle konuştu. "Aşık olduğun o aşüfte ile o abin seni sırtından bıçakladığı zaman ne yapacaksın çok merak ediyorum."

Gökhan ayağa kalktı. "Yeter bu kadar!" Çok sinirlenmişti. "Serenay bitti şimdi öz abimle bana mı geldi sıra? Öz abimle benim aramı mı bozmak amacın? Bizi birbirimize düşürmek mi?"

Yaren düz bir ifade ile Gökhan'a baktı ve imayla konuştu. "Sizin aranızı bozan, sizi birbirinize düşüren kişi ben olmayacağım ki. Bunu Göktuğun kendisi yapacak. O aşüfte de sebebiniz olacak. Ayrıca sen bana inanmıyorsun ya hani. Belki Sude ile Canan'a inanırsın ha? Ne dersin?"

Gökhan kaşlarını çattı. "Anlamadım. Sude ile Canan ne alaka?"

"Seni sırtından bıçaklayacak kişiler sadece Serenayla Göktuğ olmayacak ki. Sude'yle Canan her şeyi biliyor. Bana inanmıyorsan onlara sorabilirsin. Özellikle Sude bu konu ile daha fazla ilgili. Ona sorduğun zaman o sana daha iyi yanıtlar verecektir."

Gökhan'ın tamamen kafası karışmıştı. Canan en yakın arkadaşıydı, Sude de çok değer verdiği birisiydi. Sude ve Canan böyle bir konuyu bilseler bile söylememezlik edebilir miydi? Bir anlığına Sude'nin hayal kırıklığı ile ilgili söylediği cümleler aklına geldi. Öz abisi, aşık olduğu kadın ve dostları kendisini sırtından bıçaklayabilir miydi? Yarenin ima ettiği sözler saçmalık değil de doğru olabilir miydi?

Yaren onun kafasının karıştığını görürken bunu başarmış olmanın zaferi ile ayağa kalktı ve Gökhan'ın yanına geldi. "Göktuğ ile o kız seni sırtından bıçakladığı zaman bana hak vereceğin anı sabırsızlıkla bekliyorum." Yaren ciddileşti ve öfkeyle cümlelerini sarf etmeye başladı. "Biraz önce de dediğim gibi, benim seninle bir derdim yok ama en az benim canımın yandığı kadar Göktuğun ve o aşüftenin de canı yansın istiyorum. Zaten eninde sonunda bir şekilde ortaya çıkacak şeyler bunlar. Benim sana bunları söylememle bunlar gerçekleşmeyecek yani. Göktuğun bir kız uğruna iki yıllık ilişkimizi yok saymasının bedelini ödesin istiyorum. Beni anlamamasının, benim bu söylediklerimi yok saymasının bedelini ödesin istiyorum. Sırtından bıçaklandığın an sen de bana hak vermiş olacaksın." Yaren telefonunu yeniden eline aldı ve çekmiş olduğu fotoğrafları Gökhana gönderdikten sonra Yaren elini onun koluna koydu. "Bu arada fotoğrafları sana yolladım. Bulunsun."

Yaren elini onun kolundan çekti ve içtiği kahvesinin hesabı ödemek için kasaya doğru ilerleyip Gökhanı kafasının karışıklığı ile baş başa bıraktı.

⚫️

Artık diğer bölümden itibaren beklediğimiz ve benim de yazmayı beklediğim o kaos başlıyor 😈😈😈

Hikayemiz artık yavaş yavaş başlıyor... Bu bölüm böyle kısa geçiş bölümü oldu ama diğer bölüm bundan daha uzun olacak. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Yorumlarınızı ve votelerinizi unutmayın🩵🩵🩵

KIRILANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin