☆7.BÖLÜM☆

2.2K 57 71
                                    

"İyi okumalar!"

⚫️

"Artık can sıkıcı olmaya başlıyorsun!"

Gökhan cümlesini bıkkınlıkla dile getiren abisine alayla güldü. Göktuğ kaşlarını çatmış bir şekilde çakırkeyif kardeşine bakıyordu. Abi kardeş kafa dinlemek için gece yarısı deniz kenarına gelmiştiler. İnsanların olmadığı, daha uzak bir yere gelmeyi tercih etmiştiler. Fakat Göktuğ buna çoktan pişman olmuştu. Çünkü kardeşi şu an çekilecek gibi değildi. Saçmalıklarıyla canını sıkıyordu.

Gökhan, abisinin kızgın bakışlarına aldırmadan sanki abisine inat yaparcasına içki şişesini dikip bir kaç yudum aldı. Göktuğ daha fazla dayanamayıp sert bir şekilde kardeşinin elinden şişeyi aldı ve şişenin içindeki içkiyi yere döktü.

"Yeter bokunu çıkardığın! "

"Sen bana abilik mi yapıyorsun şu an?" dedi Gökhan gülerek kollarını hafifçe kaldırıp. Yüzündeki alaycı bir ifade ile Göktuğa bakıyordu.

Göktuğ sinirle sesini kardeşine yükselterek boş içki şişesini ona doğru salladı. "Eğer bu boş şişeyi kafanda parçalamamı istemiyorsan saçma sapan hareketlerine bir son ver kardeşim."

"Parçalasana!" diye cevap verdi Gökhan gülmesi kahkahalara dönüşürken. "Nasıl parçalayacaksın merak ettim. Hadi parçala."

Göktuğ oflayarak başını iki yana sallayıp boş şişeyi siyah poşetin içine koydu. "Sen bugün öğrendin ya sevgilisi olduğunu, sende devreler koptu kardeşim. Sen bu kıza sadece ilgi duymuyorsun. Gittikçe kapılıyorsun. "

"Serenay'ı mı kastediyorsun?" dedi Gökhan hafifçe dili dolaşırken.

Göktuğ ellerini deri montunun cebine soktu nefesini üfleyerek ve ciddi bir şekilde konuşmaya başladı. "Bugün de öğrendiğin gibi, kızın erkek arkadaşı var. Hazır sen de o kıza daha fazla kapılmadan frenle kendini. Ben sana o kız geldiğinden beri güzel şeyler hissetmiyorum demiştim geçen akşam hatırlıyor musun? Ben hala o dediğimin arkasındayım. Ve sen, sana bunu dememe rağmen kapılmaya devam ediyorsun."

Gökhan kaşlarını çatarak abisine baktı. Bakışları abisine meydan okur gibiydi. "Sen de bundan rahatsız olmuş gibisin."

Göktuğ kardeşinin cümlesini saçma bulurcasına alayla gülerek başını iki yana salladı. "Bence sen bir daha içkiyi bu kadar fazla kaçırma."

Gökhan meydan okur tavrından ödün vermeyip kollarını göğsünde bağladı. "Rahatsız olmuş gibi değil misin?"

Göktuğ ona doğru yaklaştı ve tam karşısında dikilip ciddi ciddi konuşmaya başladı. "O kız daha geleli kaç gün oldu Gökhan? Bana söyler misin? O kız daha yeni gelmedi mi? " Konuşurken sesi istemsizce yüksek çıkmıştı. "Daha doğru dürüst tanımadan etmeden hemen kendi kendine heveslendin. Belki dostça bir hareketi ile hemen ümitlendin bile. Sonra ne oldu? Erkek arkadaşı olduğunu öğrenir öğrenmez hayal kırıklığına uğradın. O yüzden sana diyorum ki, kaptırma artık ona daha fazla kendini frenle. Kız belki çok aşık erkek arkadaşına. Belki onunla çok mutludur. Bunu bilemezsin."

"Ama bana hiç bahsetmedi erkek arkadaşım var diye. Yani anlatmadı." Gökhan'ın yüzündeki meydan okur ifade yerini üzgünlüğe bırakmıştı. Göğsünde bağladığı kollarını serbest bıraktı.

"Sana anlatmamış olmasından nasıl bir sonuç çıkarmalıyız peki?" dedi Göktuğ alaycı bir ses ile.

Gökhan bakışlarını karanlık denize çevirip onun alaycı tavrını yok sayarak içini dökmek istercesine konuşmaya başladı. "Ben onu ilk gördüğüm zamanlar o kadar sessiz ve içine kapanıktı ki. O halleri ister istemez dikkatimi çekti. Sana da bahsettim zaten geçen akşam. Sadece sessiz ve içine kapanık olması da değildi dikkatimi çeken. O kadar güzel , o kadar masum bir yüzü var ki. Hele o yanaklarının üzerindeki çiller.  Saatlerce bakma isteği yaratıyor. Onun o masum yüzüne ben bütün gün bakarım abi gözlerimi hiç ayırmadan." Göktuğ onun söylediği son cümleleriyle birlikte gözlerini devirerek ofladı. Gökhan buna rağmen devam etti konuşmaya. "O gün kafede yaşananları hatırlarsın. Serenayın ağlayarak dışarı çıkışı hiç aklımdan çıkmıyor. O an içim cız etti böyle. Gittim direkt peşinden. Çektim onu kendime sıkıca sarıldım. Sakinleştirmeye çalıştım. Bana sarılarak ağlamaya devam etti. İşte dedim o an ,sessizliğinin sebebi belli oldu. Baş başa buluştuğumuz akşam onu eve bıraktığım zaman bana sımsıkı sarıldı ve 'Bana çok iyi geldin!' dediği an o kadar mutlu oldum ki. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar çok mutlu olduğumu hissettim."

KIRILANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin