8. Ruh Sızısı

10.7K 1.4K 716
                                    

10.000 okunmaya sadece 800 oy sizi üzmüyor mu arkadaşlar? Beni bayağı üzüyor da... Bölümlerimiz +1000 oy olmasın mı artık?

🌸

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu -  Yarası Saklım

Esmeray - Unutama Beni

(Dinleyin mutlakaaa )

🌸


İREM


Gün benim için hayal kırıklığının ağır yüküyle başlamıştı. Bir süredir iyi baş ettiğim anne ve babamın yokluğu, bugün kendini güçlü hissettirmişti. Bugün anlamıştım, her özel günümde yokluklarını en ağır şekilde hissedecektim.

Kep töreni için hazırlanırken kendi kendimi telkin ettim. Bunlar beni sadece güçlendirirdi. Ben artık kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrenmeliydim.

Saatler ilerledikçe, hayatın öyle ya da böyle bir şekilde geçtiğini ve aslında hissettiğim kadar yalnız olmadığımı, hatta hiç yalnız olmadığımı daha net idrak ettikçe, daha da güçlendiğimi hissettim.

Bazı insanların ileriki yaşlarda öğrendiği şeyi ben çok genç yaşta öğrenmiştim. Bir gün, hiç beklenmedik bir anda hayatımızın altı üstüne gelebilir, inandığımız her şeyin bir hayalden ibaret olduğu ortaya çıkabilirdi. Ama ne olursa olsun, tutunacak bir dal bulunuyordu.

Mezuniyet balosu öylesine güzel geçmişti ki, sabah hissettiğim o yükü yok etmişti. Hayallerimin çok ötesinde, tahmin dahi edemeyeceğim kadar masalsıydı.

Savaşlara giderken telefonum çaldı. Eniştemin aradığını görünce arkadaşlarımdan ayrılıp telefonu açtım.

"Enişte? Bir şey mi oldu?"

Beni araması hiç hayra alamet değildi. Baloya gideceğimi oradan da Savaşlara geçeceğimizi biliyorlardı.

"Bir şey yok canım merak etme. Gittiniz mi Savaşlara?"

Sesi normal gelse de durumda bir anormallik vardı. Bir şeyler oluyordu. Teyzem ve eniştemle her şeyimi paylaştığım için beni kontrol etme ihtiyacı duymazlardı.

"Evet, şimdi geldik daha," dedim tedirginlikle.

"Yanında birileri var mı?"

Bunu sorduğunda iyiden iyiye korkmaya başladım. Babamla ilgili bir durum vardı kesin. "Kimse yok bahçedeyim ben."

"Bu iyi. Ben şimdi sitenin kapısının önündeyim. Kimseye bir şey söylemeden buraya gel tamam mı?"

Ne oldu, neden gibi sorular sormadım. "Tamam," deyip telefonu kapattıktan sonra söylediğini yaptım. Hızlı adımlarla site kapısına yürüdüm. Artık bu tarz tedirgin edici konuşmalara, şifreli mesajlara, gizli gizli yapılan avukat ve cezaevi buluşmalarına alışmıştık. Belki hızlı yürüdüğüm için harcadığım eforla belki de yükselen adrenalin seviyem nedeniyle serin havayı hissetmez oldum.

Kapıya gittiğimde arabasına bindim. Klimanın sağladığı sıcaklıkla sarmalandığımda anca fark ettim tenimin buz gibi olduğu.

Eniştem bir saniye bile oyalanmadan sürdü arabayı. "Panik olacak bir şey yok korkma," dedi ve vermesini beklediğim o haberi verdi. "Annen geldi."

İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin