42. Sonsuza Dek Bonnie ve Clyde

34.5K 2.7K 1.1K
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Ve tabii ki booool bol yorum yapmayııı.

♪ ♫ 

42. Sonsuza Dek Bonnie ve Clyde

"Dövme yaptıracağım," dedi Kaan. "Clyde'sız Bonnie olur mu?"

Duygularımı kontrol altında tutup bunu çok sevimli bulduğumu belli etmemeyi düşünsem de hemen bu düşünceyi attım aklımdan. Zaten senelerdir yaptığım, sıkıldığım ve kaçtığım şey bu değil miydi? Duygularımı belli etmemek...

İçimi asansördekinden daha farklı bir sıcaklık kaplarken gülümsedim.

"Emin misin? Ya pişman olursan?"

Gözlerinde soru işaretleri belirdi. "Neden pişman olayım?" Kaşları kalktı, gözleri hafifçe irileşti. Korku ifadesiydi bu. "Bonnie'nin Clyde'ı olmamı istemiyor musun? Eğer istemiyorsan yaptırmam."

Ona sarılmamak için kendimi zor tuttum. Tamam, duygularımı bastırmaktan vazgeçmiş olabilirdim ama bunu yapamazdım. Kaan'ı hâlâ affetmemiştim.

"Ondan değil," dedim hemen. "Ya tüm bunların sonu kötü biterse?"

İki elimi birden tuttu. Sahiplenici bir tutuştan ziyade parmak uçlarıyla dokunduğu çekingen bir tutuştu.

"Yaşarken bana kötü hissettirmeyen hiçbir şeyden sonu kötü bitti diye pişmanlık duymadım ben. Bu, sonu ne olursa olsun ölene dek hatırlamak ve çürüyene dek bedenimde taşımak istediğim bir hikâye."

Kaan'ın yaptığı her şey, söylediği her kelime içimde bir yere dokunuyordu. Nasıl başardığını bilmiyordum ama başarıyordu bir şekilde. Ve neden bilmiyorum, tam şu an ağlamak istiyordum. Bunu asla ama asla yapamazdım. Hiç sırası değildi. HİÇ!

Gülümsemeye çalıştım. "Yapalım o halde." Ellerimi ellerinden çekip etrafımı inceledim. Görüş alanımdan çıkması ve benim ilgimi başka şeylere vermem gerekiyordu.

"Eymen'in evine bayıldım," dedim. Beyaz duvarlar, ahşap mobilyalar, tarçın rengi bir koltuk. Bir oda ne kadar ferah olabilirse o kadar ferahtı.

Diğer tarafta bar köşesi, üç bar taburesi ve dövme koltuğu vardı. En özel müşterilerine evinde dövme yapıyordu demek ki.

"Böyle bir yerde yaşadığını hiç düşünmemiştim," diye itiraf ettim, odanın içini adımlarken.

Kaan olduğu yerde kalsa da gözlerinin üstümde olduğunu sezebiliyordum.

"Eymen bizim mahalleden çıkan ilk ünlü isim. Dünya çapında ünlü bir dövme sanatçısı."

Ellerimi dövme koltuğunun üstünde gezdirdim. "Ne güzel. Bir tutkusu, hayali varmış ve başarmış."

Bu tarz insanlar içimde hep bir burukluğa neden olurdu. Benim tutkum neydi? Bir yerde herkesin hayata gelme nedeni olduğunu okumuştum. Benim hayata gelme sebebim neydi? Bu konuda beni heyecanlandıran hiçbir şey yoktu. Peşinde koşulacak bir hayal olmayınca hayat bomboş ve anlamsız geliyordu. İşte o zaman başkaları yönlendiriyordu hayatını. Ne olman gerektiğini bile onlar söylüyordu. Hayatının sonraki yetmiş senesini nasıl yaşaman gerektiğini başkaları belirliyordu ve bu korkunç bir şeydi.

Kaan'a baktım. Terasla odayı ayıran boydan boya cam kapının içeri bolca aldığı ışığın altında, sanki insan olmayan bir varlık gibi görünüyordu. Yakışıklı olmasından ya da karizmasından bahsetmiyordum. Onun etrafa yaydığı enerji biz sıradan insanlardan çok daha farklıydı. Dünyada özel insanlar vardı ve Kaan onlardan biriydi. Görüntüsü beni çarptığında tekrar konuyu değiştirip kafamı başka bir şeyle meşgul etme ihtiyacı duydum.

İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin