7. Açelya'nın Gizli Silahı

397 75 62
                                    

yeni bölüm için yine +50 oy ve yorum sınırımız var.

sınırı çabucak doldurun da hemen yeni bölümü yayımlayayım :D

iyi okumalar!





AÇELYA'NIN GİZLİ SİLAHI

Arabalarımız, bir çalışanın açtığı büyük kapıdan geçip taş yoldan ilerledi. Çiftlik evinin önünde durduğumuzda Kaan'ın neden burada yaşamayı seçtiğini daha net görebiliyordum. İnsanlardan uzakta, doğanın içinde kocaman bir çiftlikti burası ve evleri inanılmaz güzeldi. Üç katlı yarı ahşap yarı taştan harika bir mimari eserdi. Sivri çatıları ve birden fazla terası vardı. Sabahı o teraslardan birinde karşılamak insana yaşadığını hissettirmezse, hiçbir şey hissettirmezdi.

Çevrede metrelerce ötedeki çiftliklerden ve ağaçlardan başka bir şey yoktu. Arabadan indiğimde mis gibi havayı içime çektim. Buram buram orman kokuyordu. Orman ve toprak...

Kaan evden çıkıp bize doğru yürürken gülümsüyordu. "Hoş geldiniz."

Beni görünce bir anlığına afalladı. Geleceğimi bilmiyordu demek ki. Murat söyledi sanıyordum.

"Açelya?" dedi sanki gerçekten orada olup olmadığımı kontrol eder gibi. "Sen neden buradasın? Neden dönmedin?"

Kapıyı kapatıp ona doğru birkaç adım attım. "Berrin teyzenin rahatsız olduğunu öğrendim, dönmekten vazgeçtim. Bundan sonra uzun bir süre daha buralardayım."

Gülümsemesi soldu. Berrin teyzenin benim için ne kadar değerli olduğunu çok iyi biliyordu. Daha önce Berrin teyzeden birçok kez bahsetmiştim ona.

"Nesi var?" diye sordu endişeyle.

O kelime göğsümü sıkıştırdığı için cevap vermeden önce göğsümü havayla doldurdum. "Kanser."

Yüzüne derin bir korku ve şaşkınlık ifadesi yayılmasını izledim.

"Sen ciddi misin? Bana söylemediler haberim yoktu. Ben çok..." Büyük bir tepki verdiğini fark ettiğinde durup bir saniyeliğine gözlerini kapatarak kendini sakinleştirdi. "Büyük tepki verdim üzgünüm."

Önemli değil der gibi gülümseyip başımı iki yana salladım.

"Aslında bu konularda sanki bir felaketmiş gibi davranılmasından hiç hoşlanmam," diye devam etti. "Sanki asla kurtulamazmış gibi... Sadece bir anlığına..."

Daha fazla açıklama yapmasına izin vermeyerek, "Biliyorum," dedim hemen. Açıklamasına gerek yoktu, niyetini anlayabiliyordum. "O kelime ister istemez insanı korkutuyor."

"Berrin teyze güçlü kadındır," derken yüzü buna içten inandığını belli ediyordu. "Tüm gücüyle savaşacağına eminim."

Berrin teyzenin herhangi bir şey karşısında yıkılacağını, hele ki yenileceği hiç düşünemiyordum. O, benim gördüğüm en güçlü kadınlardan biriydi ama yine de korkmadan edemiyordum. Onun öldüğünü gördüğüm kâbuslar birçok gece benimle birlikteydi. "Ben de," derken sesimi güçlü tutmaya çalıştım. "O yüzden ona destek olabilmek için burada kaldım."

O sırada verandada bekleyen annesi merdivenlerden inip yanımıza geldi. Daha önce fotoğraflarını görmüştüm, çok güzel bir kadındı. Kaan gerçekte çok daha güzel derken abartmıyordu. Fotoğraflarda gördüğüm halinden sonra biraz daha kilo aldığı için yanakları dolmuştu ve böyle çok daha güzel olmuştu. Çok uzun boylu değildi, bir altmış civarında olduğunu tahmin ettim. Mor renkleri olan bir yazmayı siyah saçlarının etrafına taç gibi dolamış, uçlarını kurdele yaparak başının üstünde bağlamıştı.

İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin