oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🌸
🧚🏻♀️
Aralık.
“Ve hâlâ tamamlanmış tek bir şarkı yok,” diye şikâyet etti prodüktörümüz Selim. “Yarım şarkı bile yok. Elimizdeki tek şey parça parça melodiler ve birbirinden bağımsız sözler. Kaan yardımımı da kabul etmiyor.”
Dünden beri ağrıyan başıma masaj yaptım. Berrin teyzenin tedavisinin dozu arttıkça yan etkileri daha da artmıştı. Ayrıca Jason ile uzak mesafe ilişkisi yaşadığımız ilk kez bu kadar net bir şekilde çarpmıştı suratıma. Onunla konuşmak istiyordum ama şirketin yeni çıkaracağı grupla ilgilendiği için günde üç mesaj falan atabiliyordu yalnızca. Bir de yatmadan önce denk gelirsek kısa bir telefon görüşmesi yapabiliyorduk sadece o kadar.
Burada, şirkette de işler pek göründüğü gibi değildi. Biraz fazla kendi halinde bırakılmıştı. Verilen sözler tutulmadığı için şirkete karşı açılmış altı dava vardı. Dördü sanatçılar, ikisi eski çalışanları tarafından açılmıştı. Başlanılan her iş yarım yamalak şekilde bırakılmış, insanlar umut verilip hayalleri ile birlikte yarı yolda bırakılmıştı. Hepsinin en hızlı şekilde çözülmesi gerekiyordu. Eğer çözülmezse bu durum hem halama hem Argo’nun geri dönüşüne zarar verecekti.
Şirkete bağlı bir çalışan olmakla bir şirketi yöneten kişi olmanın arasında dağlar kadar fark varmış meğer…
Tüm bunlar beni zorlamaya başlamıştı ve ben kimseyle konuşamıyordum bu konuları. Özellikle de herkes bana ne kadar güvendiğini defalarca kez dile getirdikten ve onların ne kadar çabaladığını gördükten sonra şikayet edemezdim.
“Onlara biraz zaman verelim Selim,” dedim sakin kalmaya çalışarak.
Selim umutsuzlukla başını salladı. “İki ay oldu Açelya Hanım. İki ayda en azından bir şarkı yapmış olmalıydık! Yarım şarkı bile olsa olurdu. En azından biraz ilerleme kaydettik derdim.”
Başıma masaj yapmayı bırakıp ona baktım. “Ne istiyorsun Selim?” dedim biraz sertçe. “Ne yapmamı bekliyorsun?”
Sert çıkışım karşısında vitesini biraz düşürdü. “Şarkılara müdahalede bulunmam için Kaan’la konuşabilirsiniz belki.”
“Unut bunu,” dedim aynı sertlikte.
“Şarkılar Kaan nasıl isterse öyle yapılacak. Her şeyiyle kendi mi ilgilenmek istiyor, o halde öyle olacak. Bu senin egona dokunuyorsa kendi bileceğin iş… Eğer öyleyse söyle, biz de ona göre aksiyon alalım.”
Kaşları hafifçe kalktı ve gözleri irileşti. Tehdidimi kesin ve net şekilde anlamıştı. “Yok… Ben öyle… Demek istemedim. Sadece demek istediğim…”
Zırvalamalarını yarıda keserek, “Onlara da böyle mi davranıyorsun?” diye sordum. “Sanki çok acelemiz varmış gibi sıkıştırıyor musun onları da?”
“Hayır,” dedi hemen. “Kesinlikle öyle bir şey yapmıyorum. Açık konuşacağım, benim işimi yapmama engel oluyorlar, o yüzden biraz sinirlendim ve atıştık sadece, o kadar.”
Derin bir nefes çektim. Selim de haklıydı bir yerde. “Sen şimdi evine git,” dedim sakince. “Bugünlük tatil yap, sakince kafanı dinle. Ben de ne yapabileceğime bakayım, tamam mı?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYOR
Literatura FemininaAçelya, Casper lakabının hakkını verecek kadar silik bir kızdı. Ta ki dünyaca ünlü rock grubu Argo'nun solisti ile yolları kesişinceye dek... Narin yapraklarını önemsemeden fırtınaya âşık olan bir çiçeğin hikâyesi... "Köklerim topraktan vazgeçmiş, y...