33. Tsunamide Yüzmeye Gönüllü Çiçek

30.8K 2.5K 979
                                    

Oy vermeyi unutmayın perilerim ♥ Oy verenlerin kanatları ışıldasın :D 


♪ ♫  ♪ ♫


33. Tsunamide Yüzmeye Gönüllü Çiçek

Güne sürpriz bir mesajla başladım.

Demir: Günaydın Açelya. Okula gitmeden önce biraz konuşabilir miyiz? Sabah sabah seni rahatsız etmek istemezdim ama başka boş vaktim yok.

Burnuma hiç de güzel kokular gelmiyordu. İçimden bir ses Kaan ve Ezgi ile ilgili benden gizlenen bir şeyler olduğunu ve Demir'in gerçekleri anlatacağını söylüyordu.

Gerginlikten midem bulanmaya başladığı için kahvaltı yapmadan çıktım evden. Deniz'e, Demir'le buluşacağım için geç geleceğimi yazdım. Bir de ek olarak uygun bir anda ne konuştuğumuzu anlatacağımı o yüzden beni sorularla darlamamasını rica ettim. Deniz müthiş bir gelişme gösterdiğini bir kez daha gözler önüne sererek benden haber bekleyeceğini yazdı.

Kararlaştırdığımız gibi caddedeki marketin otoparkına gittim. Demir beni oradan almasının sıkıntı olmayacağını söylemişti. Otoparkı birkaç sefer baştan başa bir yukarı bir aşağı yürüdükten sonra büyük şirket arabalarından biri gelip yanımda durdu. Kapı açıldığında beni gülümseyerek karşılayan Demir'e aynı şekilde karşılık verip arabaya bindim. Kapı kapandığında araba yeniden hareket etti.

"Günaydın. Nasılsın görüşmeyeli?"

Ben karnımın üzerinde bir taş varmış gibi hissederken o son derece rahat görünüyordu. "Ben iyiyim asıl sizi sormalı. Dün ne oldu öyle Demir?"

Gülümseyen yüzü asıldı. "Sen de gördün, sarhoş bir halde gelip olay çıkardı. Tipik Kaan işte..."

Gündüz vakti sarhoş olup olay çıkartan tipik Kaan... Kaan bu muydu gerçekte? Peki, ben neden onda farklı bir şeyler görüyordum? Neden hayatın bana onunla ilgili söylediği şarkı hüzünlü olsa da güzeldi? Belki de ben öyle olmasını umuyordum. Kaan'ın beni kurtaracak beyaz atlı prens olmasını, dolayısıyla iyi biri olmasını umuyordum.

Daha çok gerildim ve mide bulantım daha da arttı.

"Başınız belaya girdi mi?"

Dudakları yeniden kıvrıldı. "Yok canım! Herkes alışık bizim tartışmalarımıza. Ciddi bir şey değildi. Hem söylediğim gibi, Kaan sarhoştu onu ciddiye alamam."

"Bana epey ciddi göründü," diye üsteledim. Demir'in sesindeki tehditvari tını, Kaan'ın ciddi anlamda gerilmesi, diğerlerinin araya girmesi... O an gözlerimin önünden gitmiyordu. Hissediyordum, farklı bir şey vardı. Bilmediğimiz bir şey...

"Gerçekten ciddi değildi. Bizim gerçek bir kavgamızı umarım görmezsin ama eğer görmüş olsaydın bunun önemli olmadığını anlardın zaten."

Belki de gereksiz yere endişe ediyordum. Gerginliği bir kenara bırakmaya çalışarak, daha doğrusu kendimi buna zorlayarak rahatlamaya çalıştım. "Peki, öyleyse sana inanıyorum."

"Bana inan Açelya, her konuda. Çünkü senin iyiliğinden başka istediğim bir şey yok. Aynı şekilde İrem ve Deniz'in de. Bu sadece sizin arkadaşınız olmamla ilgili, başka bir şeyle değil."

Söylediği şeye keyifsiz bir şekilde güldüm. "Bana birazdan her ne söyleyeceksen bunun altında Kaan'la olan çekişmeniz olmadığını söylemeye çalışıyorsun değil mi? Doğru mu anlamışım?"

İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin