Oy vermeyi unutmayın lütfen.
Bunca bölüm, binlerce kelime, yüzlerce sayfa büyük bir emek demek.
Karşılık olarak yalnızca bir tık ♥
58. Duvarda Küçük Bir Çatlak
Ezgi
Bora tahmin ettiğim gibi bir öğretmen değildi. Erkekler araba sürmeyi öğretirken gergin oluyorlardı ama Bora öyle değildi, son derece eğlenceliydi. Arabayla ilgili verdiği her bilgiyi bir örnekle ya da komik bir anıyla birlikte veriyordu. Böylelikle öğrettiği şeyleri asla unutmayacaktım.
Araba sürmeyi bilsem de temel şeyler dışında hiçbir şeyden haberim yoktu. Ehliyetimi bile torpille almıştım.
Geçtiğimiz hafta üç kez araba sürmek için çıkmıştık. Bu hafta ise bir gün hariç her gün...
Akşam olmasını ve dışarı çıkmayı iple çeker hale gelmiştim çünkü araba sürmeyi sevmiştim ve ne yazık ki Bora dışında kimseyle sürme imkanım yoktu.
"Hadi bakalım," dedi Bora bugünkü çalışmamız bittiğinde. "Bugün bizi yemek yiyeceğimiz yere sen götür."
Her geçen gün kendimi geliştiriyordum ama hâlâ trafiğe çıkma konusunda korkum vardı. Yemeğe ben götürürsem yoğun trafik olan yollara çıkmam gerekecekti.
"Saçmalama Bora," dedim hemen. "Senin canına kastın mı var?"
"Gayet iyisin Ezgi, sadece sakin olman ve alışman gerekiyor. Trafiğe çıkmadan da trafiğe alışamazsın ki."
Emniyet kemerimi çıkardım. "Olsun, hâlâ zamanım var. Hadi, sen geç buraya."
Arabadan çıktığımda o da çıktı. "Bu seferlik böyle olsun ama yavaş yavaş daha kalabalık yollara çıkmaya başlayacaksın bak ona göre."
Yolcu koltuğuna geçip emniyet kemerimi tekrar taktım. "Yavaş yavaş," dedim vurgulayarak.
Söyleyiş tarzıma güldü. "Tamam tamam. Hem benim de işime gelir. Ne kadar geç çıkarsan bana o kadar çok ihtiyaç duyarsın ve o kadar çok vakit geçiririz."
Bir an tüm vücudum kaskatı kesildi. Kalp atışlarım hızlandı. Onu kullandığımı anlamış mıydı? Ama dudaklarında hâlâ bir gülümseme vardı. Anlasa gülümser miydi? Hem anlasa ne olacaktı ki? Sanki hırsızlık yaparken yakalanmıştım, ne gereği vardı şimdi bu paniğin? Neden bu kadar panik olmuştum? Hiç benlik değildi...
"Nereye gidelim yemeğe?" diye sordu arabayı sürerken.
"Akif ustaya," dediğimde bunu beklediğini belli ederek keyifle güldü. Bu bir gelenek haline gelmişti. Önce arabayla biraz pratik yapıyordum, sonra Akif ustaya gidiyorduk.
"Sana müptelası olacağını söylemiştim."
"Bana çok büyük bir kötülük yaptın Bora."
"Keşke her kötülük böyle olsa be Ezgi."
"Küçük görme. Bu saatte yarım ekmek yemek benim için korkunç bir şey. Dışarı çıkmadığımız gün canım istedi biliyor musun? Resmen yoksunluk çektim."
"Canın istediğinde yaz bana. Ben alır getiririm."
Şaşkınlıkla ona baktım. "Bana mı? Canım kokoreç istedi diye alıp getireceksin yani?"
O da bana baktığında şaka mı yapıyor diye yüzünü inceledim ama ciddi duruyordu.
"Evet, ne var bunda? Uyumamış olursam ya da işim yoksa getiririm ya da göndertirim biriyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYOR
Genç Kız EdebiyatıAçelya, Casper lakabının hakkını verecek kadar silik bir kızdı. Ta ki dünyaca ünlü rock grubu Argo'nun solisti ile yolları kesişinceye dek... Narin yapraklarını önemsemeden fırtınaya âşık olan bir çiçeğin hikâyesi... "Köklerim topraktan vazgeçmiş, y...