+4000 okunmaya sadece 700 oy.
Bir şey söylemek istemiyorum ama sanırım hiç istemediğim şekilde oy sınırı koymak durumunda kalacağım.
Oy vermek paralı olsa ya da bize para kazandırsa yine anlayacağım ama...
🌸
Asansörün kapısı kapandığı anda, "Bir şey söyledi mi sana?" diye sordum.
"Önce havadan sudan mevzulardan konuştuk. Nasılsın, neler yapıyorsun falan işte. Sonra, 'bana sinirli olduğunuzu biliyorum, bunda sonuna kadar haklısınız da ama bilmediğiniz şeyler var,' dedi. Yarım yamalak kendini aklamaya çalışmaktansa hazır olana kadar bekleyip sonra her şeyi anlatmak istiyormuş."
En azından özür dilemeye çalışabilirdi. Sadece küçük bir özürle başlayabilirdi işe. Hepsi için geçerliydi bu. Hiç biri karşıma geçip yaptığımız şey için özür dileriz Açelya bile dememişti ve tüm bu yaşananların arasında beni en çok üzen şey buydu.
"Anlatacak tabii ki," dedim duygudan yoksun bir sesle. "Yaptıklarının hesabını verecek."
Asansöre birileri bindiğinde konuşmamız yarıda kesildi. Hemen karşı taraftaki restorana gidip yemeklerimizi sipariş ettikten sonra Deniz tekrar açtı konuyu.
"Hiç korkmuyor musun Açelya?"
"Neyden?"
Konuşmadan önce yerinde huzursuzca kıpırdandı. Her ne söyleyecekse bunu söylemekten çekiniyordu. Birkaç saniye gözlerini restoranda dolaştırıp söyleyeceği şeyi toparlamaya çalıştı. "Ya konuştuktan sonra, her şeyi öğrendikten sonra ona artık kızgın olmazsan? Tüm bunların boşa gideceğinden, yaşanan o kötü günlerin bir hiç için yaşanmış olabileceğini öğrenmekten korkmuyor musun?"
Dirseklerimi masaya yaslayıp ellerimi birleştirdim. "Fulya olayını bana anlatmamalarının altında mantıklı bir sebep olabileceğini düşünüyor musun gerçekten? Kaan'ın öğrenmemem için onca uğraşının, bana inatla Esentepe'ye gitmememi söylemesinin mantıklı bir sebebi olabilir mi?"
Cevap vermedi ama düşünceli tavırlarından anladığım kadarıyla aklında soru işaretleri vardı.
"Daha önce de söyledim Deniz, esas büyük sorun benden Fulya olayını saklamalarıydı. Eğer beni Fulya'nın yerine koyma gibi bir düşünceleri olmasaydı bir şekilde bana anlatırlardı. Bana başka türden bir kötülük yapsaydı, aldatsaydı mesela, bu kadar derinden etkilenmezdim. Altında nasıl bir sebep olursa olsun sonucuna baktığımızda benden gizlediler mi, gizlediler. Hiçbir sebep bunu değiştiremez. Ayrıca açıklama yapmaktan da sıkıldım. Bir daha bunu neden yaptığımla ilgili konuşmak istemiyorum."
Gerilen sinirlerim yüzünden konuşurken nefes nefese kalmıştım. Beni en çok destekleyen kişi olan Deniz'in Kaan'la ilk konuşmasında, hem de sadece birkaç dakika içinde kafasının karışması, Gökay'la olan konuşmam, şirkette üstüme aldığım sorumluluk, Kaan... hepsisinirlerimi alt üst ediyordu ama bunun da üstesinden gelecektim.
Sonrası yemeklerimiz gelene kadar sessiz geçti. Kaan'lar geldiğinden beri bu konuda ekstra hassaslaştığımı bildiği için sessiz kalmayı seçmişti yoksa söyleyecek şeyleri olduğunu bilecek kadar iyi tanıyordum arkadaşımı. Sormadım. Bu işe girmiştim artık, bundan sonra sorular sormanın, üzerine düşünmenin anlamı yoktu.
"Gökay'la ne konuştun?" diye sordu yemeklerimiz yarılandığında.
"Bana neden kötü davrandığını sordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYOR
Chick-LitAçelya, Casper lakabının hakkını verecek kadar silik bir kızdı. Ta ki dünyaca ünlü rock grubu Argo'nun solisti ile yolları kesişinceye dek... Narin yapraklarını önemsemeden fırtınaya âşık olan bir çiçeğin hikâyesi... "Köklerim topraktan vazgeçmiş, y...