Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ♥
Aşağı katta sesler arttı ve bahçeye açılan kapının üzerindeki ışık yandı. Savaş ve Murat bir anda panik yaparak kaçmaya başladılar. Beni bu kadar ciddiye alacaklarını düşünmemiştim, sadece dalga geçiyordum. Çiçeklere çocukları gibi bakan Ömer amca elbette onların koparılmasından hoşlanmazdı ama bir şey yapacak da değildi. O iki şapşal beni ciddiye alıp büyük bahçede koşarak kaçmaya başlamışlardı bile. Sonra Savaş çiçekleri vermediğini fark etti, koşarak geri döndü, demet yaptığı çiçekleri balkondaki İrem'e fırlattı ve tekrar kaçtı.
Ay ışığının aydınlattığı rengarenk çiçeklerin arasından kaçarken Savaş dönüp dönüp İrem'e öpücük atıyor, Murat acele etmesi için onu çekiştiriyordu. Çok sevimli ve şapşal görünüyorlardı.
Kendimizi tutamayıp kahkahalarımızı serbest bıraktık.
Ömer amca dışarı çıktı, ne olduğunu anlamadan bir kahkahalar içindeki bize bir de kaçan iki şapşala bakıp içeri girdi.
Gittiklerinde biz de içeri girip kendi odalarımıza çekildik.
Üzerimi değiştirip kendimi yatağa attığımda çok yorgun hissediyordum. Saatler süren uçak yolculuğu ve kına gecesi derken resmen yorgunluktan bayıldım.
YENİDEN BİRLİKTE
İrem, hukuk fakültesinde büyük bir hayal kırıklığı yaşadıktan sonra bırakmış ve ona dayatılan hayallerin değil, kendi hayallerinin peşinden gidip öğretmen olmuştu. Mezun olduktan sonra ailesinden ona kalan ve kullanmayı reddettiği yüklü miktardaki parayla ve Savaş'ın ortaklığıyla birlikte özel bir okul açmıştı.
Balkabağı Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi.
Özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların eğitim aldığı, eğlendiği, sosyalleştiği bir merkezdi. İrem orada çocuklarla resim yapıyor, Savaş onlara gitar çalıyordu. Özel yetenekli çocuklara ders veriyorlardı. İkisinin de öğrencileriyle aralarında müthiş güçlü bir bağ vardı ama İrem'i bir başka seviyorlardı. Onlar, İrem'in bizim dışımızdaki ailesiydi. Öğrencilerinin hepsi çok özel ve birer melek kadar güzel çocuklardı.
Arkadaşımla öyle çok gurur duyuyordum ki...
Düğün, okullarının bahçesinde olacaktı ve tüm öğrencileri katılacaktı. Okul bahçesinde olacağı için çok ağır elbiseler tasarlamamıştı Deniz bizim için.
Benim elbisem saten, yağ yeşili, ip askılı, kısa bir elbiseydi. Tek özelliği belinde kemer görevi gören, elbisenin kumaşından ince bir şeritti.
Deniz vücuduna oturan siyah mini bir elbise tercih etmişti.
Ezgi'nin kırmızı elbisesi ise diz altındaydı ama yırtmacı vardı.
Elbiselerimize ayrı, İrem'in gelinliğine ayrı âşık olmuştum. Bir gelinlik ne kadar İrem için olabilirse o kadardı. Sadece İrem için var olmuştu, tam olarak onu yansıtıyordu. Deniz tasarım işinde kendini inanılmaz geliştirmişti.
Gelinliği beyaz değil, krem rengindeydi. Gelinliğin tamamı puantiyeli ve zarif dantel işlemeli tülden oluşuyordu. Açıkta kalan omuzlarından aşağı inen kolları bileğinden itibaren bollaşıyordu. Bilek kısmında ve kol uçlarında incecik bir dantel işlemeleri vardı. Etek uçlarında dantel desenli işlemeler eklenmişti. Çok zarifti, çok güzeldi ve İrem'e inanılmaz yakışmıştı.
Geniş dalgalar halinde açık bıraktığı saçlarına taşlardan oluşan parlak bir taç taç yerine gerçek çiçeklerden örülmüş bir taç takmıştı. Hayallerden daha güzel olmuştu İrem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYOR
ChickLitAçelya, Casper lakabının hakkını verecek kadar silik bir kızdı. Ta ki dünyaca ünlü rock grubu Argo'nun solisti ile yolları kesişinceye dek... Narin yapraklarını önemsemeden fırtınaya âşık olan bir çiçeğin hikâyesi... "Köklerim topraktan vazgeçmiş, y...