41. Peri Ve Nöronlar Savaşı

38.3K 3.3K 2.2K
                                    

Bu bölümü 900 oy yapabilir miyiz sizce? 

Bir de bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen ♥


41. Peri Ve Nöronlar Savaşı

Güne Kaan'ın 'Günaydın güzel peri,' mesajıyla başlamayı beklemiyordum. Mesajı okuduğumda yorganımı üstüme çekip yatağımın içinde heyecanla debelendim. Ani mutluluk şokuyla adrenalin patlaması yaşayan vücudumun enerjisini attıktan sonra cevap yazdım.

'Günaydın. Bu saatte nasıl uyandın?'

Bu yazdığımı gören az önce mutluluktan yatakta debelendiğime inanmazdı.

Kaan hemen cevapladı. Yatağımdan kalkıp komodinin üzerine koyduğum telefonuma baktım.

"Biraz daha bekle bakalım Kaan efendi. Yok öyle hemen cevap almak."

Kaan yazdığında ne yazdığını görmek için telefonumun üstüne uçmak istesem de biraz bekletecektim. Evet, ucuz bir numaraydı ama elime geçen her fırsatta bana yaptığı şeyin acısını çıkaracaktım ondan. Tamam belki pek etkili bir yöntem değildi, hatta hiç etkili bir yöntem değildi ama şu anda elimde olan tek şey buydu; onu bekletmek.

Yatağımı düzelttim, tuvalete girdim, yüzümü yıkadım, saçlarımı sımsıkı topladım, son olarak bir şeyler atıştırıp dişlerimi fırçaladım ve tüm bunları yaparken Kaan'ın ne yazdığını düşündüm. Hem de her bir anında!

Odama döndüğümde ne yazdığını öğrenme zamanı gelmişti.

Kaan: Hiç uyumadım ki uyanayım. Beynimin içinde bütün gece şarkılar çaldı.

Kaan: Sözlerinde bir periden bahseden şarkılar...

Mesajı yüzümde aptal bir sırıtmayla birden fazla kez okudum. Böyle giderse okula uçarak gidecektim. Uçmak demişken aklıma Bora gelmişti. Bir ara son gelişmelerden onu da haberdar etmem gerekiyordu.

Kaan'a yazdım.

'Sence ben buna inanır mıyım?'

Kaan'ın sınırlarını zorlamaya kararlıydım. Tabii burada esas önemli nokta bunu yaparken kendi sınırlarımı ne kadar zorlayabileceğimdi zira Kaan'ın bu tatlılıkları işimi hayli zorlaştırıyordu.

Okul üniformamı da giyip son hazırlıklarımı tamamladıktan sonra evden çıktım. Havada kar kokusu vardı.

"Yapma bunu Mikail," dedim bahçede yürürken. "Sen benden yana olmalısın. Lütfen bir süre kar yağmasın. Söz veriyorum bundan sonra hava durumu hakkında şikayette bulunmayacağım."

Montumun cebindeki telefonum titredi. Elimin otomatikman telefonuma gittiğini fark ettiğimde hemen arkama sakladım. Sanki benden bağımsız olarak telefonu açabilecekmiş gibi...

"Dayan Açi," dedim kendi kendime. "Güveniyorum sana, yapabilirsin bunu."

Durağa vardığımda Deniz henüz gelmemişti. Gelmiş olması benim için çok daha iyi olurdu, Kaan'a yazmamam için beni oyalardı. Bunu herkes bilirdi ki Deniz kafa dağıtma konusunda bir dünya markasıydı.

Daha fazla dayanamayıp Kaan'ın ne yazdığına baktım.

Kaan: Güne benim günaydın mesajımla başlaman için alarm kurdum yazmaktan daha havalı olur diye düşünmüştüm...

Koskoca Kaan Kandemir'in kurduğu şu planlara da bakın!

Yine yüzümde aptal bir sırıtmayla cevap yazdım. Anlaşılan tüm günüm böyle geçecekti.

İLHAM PERİSİ | KITAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin