Ömer, artık gerçeğe kavuşturduğu hususun yükünü atmış olmanın rahatlığını yaşıyordu. Amma velakin daha büyük bir yükün ve korkunun altına girdiğinin de bilincinde idi genç adam. Seyyid Ali onu katiyen affetmeyecekti...
Ömer'in suskun olması Seyyid Ali'nin daha çok öfkelenmesine neden oldu.
"Ne dediğini tekrar et lan!" diye bağırdı ve Ömer'in üstüne doğru yürüdü.Ömer, Seyyid Ali canını alsa dahi gıkını çıkarmayacaktı. Bu sebeple yakasını tutan ve kendisine bağıran adama hak verip, karşılık vermiyordu genç adam.
"İşittin işte... Bir kere daha söyletip, yaramı deşme kurbanın olayım." dedi Ömer. Sesi bitik ve çaresizdi genç adamın.
"Ulan sen benim kan gardaşımsın amına koyduğum!"
Seyyid Ali'nin dedikleri ile gözlerini yumdu Ömer. O da böyle olmasını ister miydi hiç?! Anasının çabası ve Esma'nın güzelliği çelmişti işte usunu. Kime sevdalanacağını bilemiyordun ki! Dur o yanlış kişi, sevme diyemiyordun ki!
Yürek bu, ferman dinler miydi?!
Ömer'in ki de böyle idi işte. Kaç kere inkar etmiş ve unutmaya çabalamışsa dahi, yüreği dinlemiyor ve kan kardaşının bacısını istiyordu. İnkar da fayda etmemiş ve Seyyid Ali'nin varlığı da engel olamamıştı ne yazık ki...
Seyyid Ali dizginleyemediği öfkesi ve siniri ile,
"Ulan insan kan kardaşının bacısına o gözle bakar mı?!" diye bağırarak sordu. Usu almıyordu katiyen böyle bir şeyi. Halen Ömer'in, 'lakırdı yaptım gardaşım' demesini bekliyordu bir umut. Lakin hiçte umut ettiği gibi olmuyordu. Ömer bir türlü inkar etmiyordu...Doğum günümün şerefine size minik bir alıntı yayımlayayım dedim. 🥰
Yeni bölüm de çok kısa bir sürede gelecektir.
Sevgiler, Mavili Yazar. 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NADİDE (TAMAMLANDI)
General Fiction"KÜFÜR VE YETİŞKİN UNSUR İÇERİR!" 'KİTABIMDA KÜFÜR ETMEYİN!' Nadide ŞAN. Seyyid Ali YILMAZ. Bir silah, bir kaza, bir ölüm, bir intikam ve tutkulu bir sevda... *** Seyyid Ali, "Birincisi sana dokunmayacağım ve asla benim kadınım olmayacaksın!" Bunu...