"KÜFÜR VE YETİŞKİN UNSUR İÇERİR!"
'KİTABIMDA KÜFÜR ETMEYİN!'
Nadide ŞAN.
Seyyid Ali YILMAZ.
Bir silah, bir kaza, bir ölüm, bir intikam ve tutkulu bir sevda...
***
Seyyid Ali,
"Birincisi sana dokunmayacağım ve asla benim kadınım olmayacaksın!" Bunu...
Herkese yeni bölümden selamlar, sevgiler. Çok güzel ve heyecanlı bir bölüm oldu benim için. Sizin de beğenmenizi umud ediyorum. 🙏
Bu bölüme 500 oy ve 500yorum gelir mi acaba? 😆 Bunların olması demek, bölümün daha hızlı gelmesi demek.
Satırlarda buluşmak dileği ile, Keyifli okumalar nadide okurlarım. 🌼
NOT: Kitapta geçen kişi ve olaylar tamamen hayal ürünüdür.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ardarda yürüyen iki kişi çok farklı diyarlar da düşünce denizine kapılmıştı. Zehra Hanım usuna aniden esen bir fikir ile kızı yanına katmış ve tarlaya doğru yürümekteydi. Amacı sadece kıza göz dağı vermekti. Ki bunu Seyyid Ali'nin aklının biraz yerine gelmesini sağlamak için yapıyordu. Yoksa kıza bir hal edecek değildi.
Nadide ise sessizce kadını takip ediyor ve nereye gideceklerini sorgulayıp, duruyordu kafasında. Aksi gibi sabah güneşli olan gökyüzü de şimdi kara bulutlarınımeydana çıkarmıştı. Bu da yağmurun yağacağını haber ediyordu. Bu havada gitmeleri hiç akıl kârı değildi.
Nadide bir adım önünde yürümeye devam eden Zehra Hanıma, "Gideceğimiz yer uzak mı? Bakın yağmur yağacak gibi." dedi ona hitaben.
Lakin Zehra Hanım homurdanmış, "Çoğ değil. Konuşma yürü hayde!" demişti. Aslında kıza cevap vermeye tenezzülü yoktu amma yine de söylemişti.
Zehra Hanımın dediğiylesusan Nadide gittikleri yerlerde gözlerini gezdirmeye başladı. Köy gerçekten çok güzel ve yaşanılası bir yerdi. Anne ve babasının doğup, büyüdüğü yerdi. İşte yine özlem genzini yakmaya ve burun direğini sızlatmaya başlamıştı.
Böyle bu şekilde yürümüş ve en nihayetinde varacakları yere gelmişlerdi. Yemyeşil ve büyük bir buğday tarlasının yanına gelip, oturdu yere Zehra Hanım. Artık yaşlanmıştı ve yürümesi zorlaşıyordu. Nefeslenirken etrafa göz gezdirenNadide'ye baktı. Kahrolasıca düşman dölü nasıl da etrafa bakıyor ve inceliyordu.
