"KÜFÜR VE YETİŞKİN UNSUR İÇERİR!"
'KİTABIMDA KÜFÜR ETMEYİN!'
Nadide ŞAN.
Seyyid Ali YILMAZ.
Bir silah, bir kaza, bir ölüm, bir intikam ve tutkulu bir sevda...
***
Seyyid Ali,
"Birincisi sana dokunmayacağım ve asla benim kadınım olmayacaksın!" Bunu...
Herkese merhabalar. Yeni bir bölümle yeniden karşı karşıyayız. Heyecanlı ve güzel bir bölüm oldu. Beğenmeniz dileği ile. 🙏
Bu bölüme 1000 oy ve 1000yorum gelir mi acaba? 😆 Bunların olması demek, bölümün daha hızlı gelmesi demek.
Bu bölüm sevgili okurum Herzamangibigibisin 'e ithaf edilmiştir. Hadi bakalım kuzum ağırlaokurlarımızı. 💙
Satırlarda buluşmak dileği ile, keyifli okumalar... 🌼
NOT: Kitapta geçen kişi ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. 💫
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Başlamadan evvel herkes buraya bir papatya bırakabilir mi? 🌼
Yüreği kor gibi yanan Nadide, kahvaltı sofrasında elinde ki çatalı çevirip, duruyordu. Hiç iştahı yoktu amma velakin annesine belli etmemek için yiyiyormuş gibi davranıyordu. Geceyi ise ağlayarak geçirmişti genç kadın. Elinde değildi, ne yapsın? Usuna dadanan hususlar nedeni ile, gözüne uyku misafir olmamış ve sürekli ağlayıp, durmuştu.
Seyyid Ali'nin taburcu olmasına rağmen gelip, onu alamayışı içinde büyük fırtınalar koparıyordu şüphesiz. Belki de Seyyid Ali annesini dinlemiş ve artık geri gelip, onu almayacaktı. Bunu düşününce içi yanıyor ve kalbine sanki bir ağırlık çöküyordu.
Genç adamı sevdiğini kabul etmişti, lakin genç adam onu sevmiyorsa ve gelip almak istemiyorsa da, elinden bir çare gelmezdi. Hem zorla güzellik olmuyordu gayrı.
Öte yandan Nadide genç adama epeyce kızgın ve bundan da öte kırgındı. Gerçekleri bas bas dillendirmelerine rağmen, onlara inanmamışlar ve yıkıp, yakmışlardı. Bunu affetmesi veyahut affetmeleri hiçte kolay olmayacaktı...
Düşünceleri giderek genç kadını çıkmaz sokaklara sürüklüyor ve dolayısıyla acı çekmesine olanak sağlıyordu. Ancak artık buna bir son vermeli idi. Böyle düşünmeyi bırakıp, gerçeği öğrenmeli ve buna göre davranmalı idi. Bunun için ise Seyyid Ali ile konuşması lazımdı.
Nasıl konuşacağını düşüne dururken annesinin sesi ile sıyrıldı bu düşüncelerinden genç kadın.
"Kuzum bugün Veysel amcanlara gidelim diyorum. Hem iyi gelir sana kızları görmek." dedi Esmer Hanım sevecen sesi ve hüzün dolu gözleri ile. Kızının hiç iyi olmadığının pek gayet bilincindeydi ve Nadide'sinin iyi olması için oldukça çaba sarf ediyordu hiç şüphesiz.
