"KÜFÜR VE YETİŞKİN UNSUR İÇERİR!"
'KİTABIMDA KÜFÜR ETMEYİN!'
Nadide ŞAN.
Seyyid Ali YILMAZ.
Bir silah, bir kaza, bir ölüm, bir intikam ve tutkulu bir sevda...
***
Seyyid Ali,
"Birincisi sana dokunmayacağım ve asla benim kadınım olmayacaksın!" Bunu...
Selam güzel ve nadide okurlarım. Nasılsınız bakalım? Beni sorarsanız ben gayet iyiyim. Bölümlere gösterdiğiniz ilgi ile daha da iyi oluyorum. 💕
Bu bölüme 800 oy ve 750 yorum gelir mi acaba? 😆 Bunların olması demek, bölümün daha hızlı gelmesi demek. 🌼
Bu bölüm sevgili okurum Oku_1996 'a ithaf edilmiştir. Hadi bakalım canım ağırlaokurlarımızı. 💙
Satırlarda buluşmak dileği ile, keyifli okumalar.
NOT: Kitapta geçen kişi ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. 💫
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Başlamadan evvel herkes buraya bir papatya bırakabilir mi? 🌼
Sabahın erken saatlerinde uyanmış olan Seyyid Ali burnundan soluyordu adeta. Üç gündür Nadide kendisine yüz vermiyor ve o yokmuş gibi davranıyordu. Bunun gerekçesi neydi, niyeydi? Genç adam kuşkusuz deli gibi merak ediyordu.
Üstünde ki beyaz gömleği çekiştire çekiştire sinirle giydi. Kırışmış olması umurunda dahi değildi. Onun derdi başından aşkındı zaten. Bir de bunu düşünecek hali yoktu gayrı.
Giyindikten sonra ardını döndü ve Nadide'nin de uyanıyor olduğunu gördü. Uykulu hali genç adamın kanını kaynatsa da, oralı olmayarak yürüdü ve komodine eğilip, saatini aldı. Yine ters hareketlerle saatini de taktığında, hazırdı artık.
Nadide giyinen adama göz atmış ve yataktan doğrulmuştu. Zehra Hanımın ettiği kelamlardan beridir, Seyyid Ali'yi görmezden geliyordu. Bunun adamı çok sinir ettiğinin pek tabii bilincindeydi. Amma velakin kuşku bir kere sarmıştı benliğini genç kızın. Ondan sebep dikkatli davranıyordu artık.
Omzundan sıyrılan askısını geri yerine koydu ve yataktan kalktı Nadide. Seyyid Ali gözünü dahi kırpmadan onu izliyordu. Bu kızın katiyen canına kastı vardı. Artık daha fazla dayanamayıp, hamama doğru yürüyen kızın önünü kesti.
"Hayde de bakalım, derdin nedir senin?!" Sesi sert ve sabırsız çıkıyordu Seyyid Ali'nin.
Nadide önünü kesen adamın yüzüne dikti bakışlarını. "Benim bir derdim yok." dedi ifadesiz bir sesle.
