Bir anda fısıldaşmalar arttığında, Efsun arkasına doğru döndü ve sarı spotların yanan ışıkları altında hayal gördüğünü düşündü. Evet kesinlikle hayal görüyordu.Bu karşısında gördüğü adam o değildi. O olamazdı...
Gözlerini kırpıştırarak derin bir ne...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkese selam. Yeni bölüm sizlerle. Sınır koymak istemiyorum ama başka türlü olmayacak galiba arkadaşlar.
BAKIN GECEYE KADAR BÖLÜM YAZMAK İÇİN UĞRAŞIYORUM. BİRAZ EMEĞE SAYGI LÜTFEN. HAZIR ŞEVKLENMİŞKEN TEKRARDAN YAZMAYI BIRAKIP HAFTALARCA BÖLÜM ATMAMAKTAN İNANIN KORKUYORUM.İYİ OKUMALAR
70 yorum 80 VOTE SINIR.
MEHLİKÂ
14.BÖLÜM
Ellerinde kahveler, önlerinde tatlılar gelen teklifle ilgili konuşuyorlardı. Efsun ve İdil bu durumdan fazlasıyla memnun olsada, Simay tek kelime etmiyordu.
"Hala, sen bir şey söylemeyecek misin?"
"Benim çok onayladığım bir şey değil. Sonunçta, Amerikaya gideceksin. Orada eğitimine devam etmen çok daha iyi olacaktır"
Sakin kalmaya çalışarak kurduğu bu cümle karşısında aslında içinde büyük bir fırtına kopuyordu. Yıllar sonra saçma sapan bir şekilde Karaaslanların karşılarına çıktığına inanmıyordu Simay.Ama sükunetini kuruyacaktı elbette, ne olursa olsun yıllar boyunca öğrenmek zorunda olduğu şeylerden biriside, soğukkanlı olmaktı.
"Karaaslan Holding benim için çok daha iyi bir eğitim olabilir hala. Sende, en iyi şirketlerden birinde çalışmamı istiyordun. Fırsat ayağıma geldi işte"
Efsun öyle heyecanlıydı ki... Bu işin kendisi açısından çok iyi olacağını biliyordu. Yüzde yüz emindi.
"Yinede çok ümitlenme. Sonuçta bu mülakata bir çok insan katılacaktır"
Simay'ın içi bu yönden rahattı aslında. Sonuçta Efsun o işe alınsa dahi, Ayaz bunu farkettiğinde mutlaka engel olurdu ve çıkartırdı. Belkide hiç işe alınmazdı, o yüzden Efsun'un o işe girmeyeceğine neredeyse emindi.
"Çok destek oluyorsun halacığım sağol"
Simay, elini yeğeninin omzuna atarak başını onun kafasına yasladı sarıldı ve gülümseyerek omzunu sıvazladı. Dünyanın en tatlı baş belalarıydı İdille Efsun ve onları şok seviyordu.
"Sadece gerçekçi olmaya çalışıyorum bitanem"
"Biliyorum Simoşum. Neyse benim gidip hazırlık yapmam lazım.Bir detaylı araştıralım bakalım şu Karaaslan Holdingi"
Efsun, halasının yanağına öpücük kondurup yukarıya çıktıktan sonra hızla odasına girdi. Karaaslan Holding ile ilgili internetten araştırma yaptığında, şirketin sahipleriyle ilgili en ufak bir fotoğraf ya da isim bulamadı. Bu nasıl olabilirdi ki?
Oteller zincirinin sahibinin bir isimi bile yok muydu? Ardından, daha önceden hazır olan CV sine bir kaç ekleme yaptıktan sonra, Ece hanımla yarın için bir randevu ayarladı ve mutlulukla dolabını açarak yarın için ne giyeceğini düşündü.Siyah düz, v yaka bir elbise çıkarttıktan sonra, siyah bir kemer aradı çekmecesini açarak. İstediği siyah kemeri bulamadığı için çekmecede ki tüm kemerleri boşalttı neredeyse. Ardından elini arka kısıma doğru soktuğunda, küçük bir şey geldi. Avucuna alıp geri çektiğinde gördüğü şey karşısında gözlerine bir anda yaş hücum etmeye başladı.
