Herkese selam.Yeni bölüm sizlerle ve ben sizin yorumlarınızı çok merak ediyorum.
Sınır geçilir geçilmez bölümü yazdım ancak bu bölüm sınır koymak istemiyorum.
Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin🙏
MEHLİKÂ
6.BÖLÜM
Ne söyleyeceğini bilmez bir halde, sadece Emir'in gözlerine bakıyordu Efsun. Ona bu şekilde bu tokanın sahibi olduğunu söylemek istemiyordu. Duymak istiyordu, dinlemek istiyordu... Bu tokanın sahibi olan o küçük kız hakkında ki duygularını merak ediyordu.
"Çekmece açık kalmış, kapatacaktım tam, o sırada tokayı gördüm. Kimin bu toka?"
Adamın bakışları öyle sertti ki, ancak Efsun ondan korkmuyordu. Alışmıştı sanki, Emir'in karanlık bakışlarına ve kızgın hallerine. Yıllar önce o parlayan çocuk gözlerinden eser yoktu. Ne olmuştu da bu haldeydi? Neden bu kadar salmıştı kendisini?
"Seni ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum . Ayrıca uyduruyorsun, çekmece açık falan değildi Efsun. Benim odamı karıştırırken ne bulmayı umuyordun ki?"
Böyle bir şeyi bulmayı asla ummuyordu.
O yüzden hala üzerinde ki şaşkınlığı atabilmiş değildi. Elinde ki tokayı, yıllar önce annesi almıştı kendisine ve şimdi o toka Emir'in çekmecesinden çıkmıştı. Bu nasıl bir şeydi böyle? Gözyaşlarına hakim olmaya çalışırken, güçlükle yutkunmaya çalıştı genç kız. Boğazı düğüm düğümdü ve söyleyecek o kadar çok şeyi vardı ki."Emir neden sürekli beni tersliyorsun?
Ya anlamıyorum, neden davranışların dengesiz?"Ben mi dengesizim? Gerçekten bunu bana sen mi söylüyorsun?Dün akşam bir daha görüşmeyeceğimizi söylüyorsun ve şimdi gelmiş odamı karıştırıyorsun. Dengesiz olan kim acaba?"
Emir, ellerini iki yana açmış sakin ama bastıra bastıra konuşurken, Efsun omuzlarını silkerek saçlarını arkaya doğru attı.
"Buraya Zerrin hanım için geldim ve bana kızmanı gerektirecek bir şey yapmadım.
Sonuçta beraber vakit geçirdik, bir şeyler paylaştık birbirimizle... Düşmanca davranmana gerek yoktu. Ama merak etme bir daha beni görmeyeceksin"Genç kız dolu dolu gözlerle bakmaya devam ederken, adamın yanından geçip gitmek istedi ancak aniden duraksayıp elini başına koyduğunda, Emir'in bu durumda kayıtsız kalmayacağını umdu. Bu elbette bir numaraydı, çünkü Emir'i şu anda bırakmaya hiç niyeti yoktu. Onunla konuşmaya ihtiyacı vardı, her ne olursa olsun merak ettiği çok şey vardı.
"Efsun...Neyin var?"
Emir,kızın beline usulca sarılıp yatağa oturmasını sağlarken, Efsun gözlerini sıkıca kapatarak derin bir nefes aldı.Tam bir oyuncu edasıyla elini başına koyarken, bu şekilde onu kandırdığı içinde vicdan azabı çekmiyor değildi.
"Sabahtan beri bir şey yemedim, ondan oldu büyük ihtimalle"diyerek gözlerini araladığında, Emir'in endişeyle bakan koyu kahve gözlerine odaklandı.Yüzünün her bir santimini incelerken, onu nasıl tanımamıştı bilmiyordu. Hoş, nasıl tanıyacaktı ki? Yıllar geçmişti üzerinden ve karşısında o küçük çocuk yoktu artık.
Gözlerinin altı mosmor olan, saçları sakalları birbirine karışmış, bakışları hüzün dolu bir Emir vardı."Tamam, gel içeriye geçelim. Biraz dinlen, annem de yiyecek bir şeyler hazırlamıştı zaten.Karnını doyuralım senin"
Efsun itiraz etmeden, yavaşça ayaklanırken,adamın koluna girerek içeriye girdiler beraber. Koltuğa oturduğunda, Emir'in bu panik hali karşısında vicdanının sızlama durumu iki katına çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHLİKÂ
Roman d'amourBir anda fısıldaşmalar arttığında, Efsun arkasına doğru döndü ve sarı spotların yanan ışıkları altında hayal gördüğünü düşündü. Evet kesinlikle hayal görüyordu.Bu karşısında gördüğü adam o değildi. O olamazdı... Gözlerini kırpıştırarak derin bir ne...